- 860 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
SEVGİSİZ OLMAZ
KAZIM ÖZTÜRK
ÖZTÜRKÇE
[email protected]
SEVGİSİZ OLMAZ
“Sev”Dedi rabbim” kitabımdan küçük bir bölümü sizlerle paylaşmak istiyorum.
Sevgi bir duygu çeşididir. Kısaca ilgi göstermeye yönelten duygu anlamına gelir. Birçok anlamı içinde barındırır. Kardeş sevgisi gibi, şefkat; yemek sevgisi gibi, zevk; spor sevgisi gibi, tercih; ya da etkilenme, eğilim, düşkünlük, meyil, hayranlık, tutkunluk, bağlılık, dostluk, ilgi vs. anlamları vardır.
Sevgi; insanlar arası iletişimin, karşılıklı anlaşmanın, dostluğun, saygının, barışın anahtarıdır. Aileleri birbirine bağlayan sevgi unsurudur. İnsan, sevgiye koşar, nefretten kaçar. Allah’ımız Kur’an’da Hz. Musa’ya; “Ey Musa! Firavun’a tatlı söz söyle, belki imana gelir” diyerek, yakınlaşmanın, barışı sağlamanın en önemli yolunu göstermiştir.
Bugün dünyada; kin, kan, savaş, terör, gözyaşı varsa altında sevgisizlik yatmaktadır. Sevgi, cennete götüren bir unsurdur. Sevgiyi çağrıştıran anahtar da; selamdır.
Mevlana şöyle der;
“Sevgi; acıları tatlıya çeker, tatlılaştırır. Çünkü sevgilerin aslı, doğru yola götürmedir. Kahır ise, tatlıyı acılığa çekmektedir. Acı, tatlı ile bir arada bulunur, bağdaşır mı? “
“Sevgiden acılıklar tatlılaşır, sevgiden bakırlar altın kesilir, sevgiden tortulu, bulanık sular, arı duru bir hale gelir, sevgiden dertler şifa bulur. Sevgiden ölü dirilir, sevgiden padişahlar kul olur.”
Sevmek için; seveceğimiz kişiyi, nesneyi, varlığı iyi tanımak, özelliklerini iyi bilmek, bize karşı yaptıklarına bakmak, özverili tavırlar içinde olup olmadığını görmek gerekir.
Yeryüzünün en güzel duygusudur sevgi. Sevgi varsa; tasa, dert gibi şeylerin üstesinden gelir insan. O bir yumak gibi sarınca her şeyi, insanı her türlü kötülükten alıkoyar.
Sevginin olmadığı yerde nefret dahil her türlü kötülük vardır. Savaşlar sevginin olmadığı toplumlarda çıkar. Tek başına da olsa sevginin yeryüzüne barışı getirme gücü vardır. Tek çiçekle bahar olmaz ama bahar tek çiçekle başlar. Sevgide; kararlılık, sabır, azim, inanç, samimiyet başta gelir. Bunlar, sevginin olmazsa olmazlarıdır.
İlk toplumlardan bu zamana kadar geçen sürede insanlar hep sevgi-nefret çizgisinde gelip gittiler. Ne zaman sevgi egemen olmuşsa, insanlık savaşsız ve barış içinde yaşamıştır. Ne zaman nefret egemen olmuşsa, dünya ateş olmuş, barut olmuş, insanlara kıyılmıştır.
Sevgi ile büyüyen nesil başarılı olurken, ondan uzak olanlar kötülük kusarlar. Etrafımıza ve dünyamıza bakalım; nerede suç varsa- nerede kötülük varsa orada sevgi yoktur, olamaz da. Yeryüzünde nerede bir savaş varsa, orada kötülük vardır ama sevgi yoktur. Sömürenlerde ufacık bir sevgi olsaydı, şimdi yeryüzü yaşanılır olurdu. Maalesef her tarafta kötülük kokmakta, ölüm kol gezmekte. Çünkü sadece kendini düşünen insanda sevgi olmaz. Onların felsefesinde; birilerinin acı çekmesi vardır ki onlar rahat etsin.
Sevgi, doğanın ikinci güneşidir. (G. Chapman)
Sadece sevgi dolu bir bakış, bir insanın hayatını değiştirebilir. (Osho)
Kişi yalnız bir tek kimseyi seviyor başka herşeye karşı ilgisiz kalıyorsa, sevgisi sevgi değil, genişletilmiş bencilliktir. (Erich Fromm)
Ruhsati şöyle der:
Ben aşıkım deyu laf etme gönül,
Dağlarda duman var sen ne olacaksın?
Çağlar hak diliyle, Hakk’ı çağırır.
Şat, Murat, Fırat var, sen ne olacaksın?
Yazıcıoğlu yanmış evrak elinde,
Mecnun Hakk’a yetmiş, Leyla dilinde;
Ferhad canı vermiş Şirin yolunda,
Fuzuli Sultan var, sen ne olacaksın?
……………………………
Nereye Gitti?
Karlar altında kardelen gibi gülebiliyor musun?
Soğuğa, sıkıntıya rağmen sevebiliyor musun?
Sahi; "sevgi" nereye gitti?
Bir kadın adı ve isim olarak mı kaldı dillerde?
Yoksa solmuş, pörsümüş bir gül gibi ellerde?
"Sana geliyorum sevgilim" diye yürünen yollarda?
Bu sözler edebiyatta mı kalacaktı;
Yunus ne güzel demiş mi olacaktı?
Mesnevi’de şiir mi bulacaktı?
Resul sevgiden söz ediyor;
Yaratan; “sevgisiz kalmayın diyor!
Sevgi nedir mi?
Âdem olmak, Havva olmak, Hacer olmak,
İbrahimce ateş içinde gülü bulmaktır.
Nuh gibi Dermesil’i suya boğmak,
Musa olup, Firavun sarayında sefa bulmak,
Âsiye olup, zalim yanında Hakka ermektir.
İsa gibi; “teslise geçit yok” diyebilmek,
Muhammed şuurunda hicrete yol almaktır! (“SEV” DEDİ RABBİM” basılmamış çalışmam, s. 11) (08 ŞUBAT 2017)
YORUMLAR
Sömürenin sevgisi değil, egosu vardır sn. Öztürk; yalnız kendini sevmektedir o. Diğer türlü olsa zaten, sömürü olmaz..
Nefret ve katletme olgusu, ilk insanlardan bu yana var, evet.. Ta ki Kabil'in, kardeş katili olduğu günden bu güne.. Sevgi üzerine düşüncelerinize katılmakla beraber, "sevgi varsa savaş/şiddet yoktur" biçiminde özetlenebilecek savınıza katılmıyorum. Daha doğrusu, uluslararası ve bireylerarası ilişkilerde bunun geçerliliği yok. Kötüler hep var ve kıyamete kadar, olmaya da devam edecekler.. Barışı/savaşsızlığı egemen kılan şey, bu uğurda kavgayı göze aldığını, barış için savaşmaktan kaçınmayacağını diğerlerine hissettirmekte yatıyor, diye düşünüyorum.. İyilerin, caydırıcı bir gücü elinde tutuyor olması gerekiyor yani..
Saygılarımla...
Evet hayirdan baska yazi var mi derken gozum takildi okuyacak degerli bir eser.
Tebrikler
eğitimci/yazar
SEVGİSİZLİK, NEFRET VE İNSANLARI KEMİREN KÖTÜLÜKLER, GELİP GEÇİCİDİR. "HAK GELDİ BATIL YOK OLDU" DENİRKEN, BUNLAR KAST EDİLİR. SELAM OLUR.