Konuya Vakıf Olamayan Makale
İnternet hayatımıza girdiği günden beri hayatın seyri de epeyce değişti.
Sanal bir hayat hortladı tabiri caizse. Öyle ki gerçek hayatın neredeyse önüne geçti.
Aileler dağıldı. Ahlakı değerler değişti...
Gerçek hayatta yapılamayanlar sanalda mubah sayıldı. Sanki yazmak konuşmak değildi. Hani neredeyse yazıcı melekler, duymadığı için yazmıyor denilecekti. Hele bir de kimlik gizliyse kimse tanımıyor, görmüyor bilmiyordu… Allah (c.c.) unutuluyordu! Kim, kimdi belli değildi. Kim, kime ne amaçla yaklaşıyor? Kimin ne menfaati var...? Uzar gider...
Elbette ki internet hep kötü amaçlı kullanıyor demek abesle iştigal olur.
İnsan nerede olursa olsun insandır. İyilerle kötüleri ayrıştırmak daha zordu sadece! Kim gerçekten iyi niyetli kim fitne fesat peşinde anlamak zorsa da imkansız değil elbette. Zira akli selim sahibi olanlar de azımsanmayacak kadar çok.
İnternet hiç olmasaydı keşke dediğim zamanlar da var iyi ki var dediğim zamanlar da. Neyse konumuz bu değildi.
Toplum olarak bir öfke nöbetine girmiş gibi bir halimiz var. Genelleme yanlış olsa da bir çok kişi rüşdünü ispat etmeye çalışan yeni yetme genç gibi davranıyor.
Ben haklıyım!
Ben doğruyum!
Ben bilirim...!
Üstüne üstlük haklılığını kelimelere aktaramayanların baş vurduğu ilk şey ’küfür’ oluyor. Naçizane gözlemlerime dayanarak şunu söyleyebilirim ki söyleyecek sözü olmayanlar, meramını anlatamayanlar veya ikna edemediği için öfkelenenler küfür ederek aslında haklı olsalar dahi haksız duruma düşürüyor kendilerini. Nezaket kurallarının hiçe sayıldığı bir zaman diliminde yaşıyor gibiyiz. Üslup katlediliyor ve özür dileyerek söylüyorum birileri bunu bilerek kaşıyor. Toplumu germek kimin ya da kimlerin işine geliyorsa! Özellikle her seçim öncesi bu durum daha çok hortluyor maalesef. Konumuz seçim de değil fakat önemli bir gündem olduğu ve insanları bir hayli gerdiği kaçınılmaz bir gerçek.
Unutuyoruz!
Konuşan hep biz olalım herkes bizi dinlesin anlayışından kurtulamadığımız için anlamayı; anlayamadığımız için de empati yapmayı unutuyoruz. İnsanlar konuşa konuşa anlaşırdı oysa! Belki de insan olduğumuzu unutuyoruz yavaş yavaş!
Karşılıklı diyaloglar, arkadaşlıklar menfaat üzerine kuruluyorsa gerçek arkadaşlık ve dostluktan bahsetmemiz söz konusu dahi olamaz. Eksik olan neydi?
Sevgi ve saygıyı
Adaletli olmayı
İnsana, insanca davranmayı, ...düşeni kaldırmayı unutuyor olmamız; olabilir mi?
Ah şu saygı ya edep ve haya!
Konumuza dönersek!
Sahi neydi Konumuz?
YORUMLAR
Yerinde tespitlerdi, toplumun kanayan yarası maalesef. Bıçak örneğini bilirsiniz. Doğru ve amacına uygun kullanıldığında faydalıdır. Meyve, ekmek vb. kesmek için kullanırız. Bir de zararlı tarafı var. Kötü niyetle kullanıldığında öldürücü oluyor.
İnternet de böyle. Amacından sapıldığı zaman tehlikelidir.
Güzel bir konuya değinmişsiniz. Emeğinize sağlık.
Gül Şehri
Hatırlardınız yorumunuzla. Çok teşekkür ederim. Keşke yazmayı bırakmasaydım.
Kurgıladığım, çok hikayem de vardı oysa ,
Makale tarzında konular hayata dair ama nasip olmadı.
Çok teşekkür ederim. Selam ve dua ile
Yaşanmamış Aşkların Şairi
Rumuzuzun Gül şehri olunca dikkatimi çekti. Bilirsiniz Gül şehri denilince Isparta akla gelir. Tanıdıklardan mısınız dedim ama, adınız yazmayınca bilemedim. Gerçi ülkemizin tüm şehirleri güzeldir.
ne yazık ki sosyal medyayı ağır namlulu bir silah gibi kullanıyoruz.
internetin korkunç bataklığına ilerlemeden kıyısında köşesinde olan güzel olan şeyleri görmek onlar ile uzun uzadıya değil de sosyal yaşantımızı ve dış dünyanın doğa tabiat güzelliklerine ruhumuzu atıp neşe katsak içimize oysa ne hoş olur değil mi?
fakat vaziyet sadece bataklığa anofel olmak ise sanal dünyanın derinliğinde boğulmak kaçınılmazdır.
edep haya için ise sanal dünyayı kontrollü kullanmak zordur.
Saygılarımla.