- 719 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
0009 - GÖLGELERİ KULLANMAK - DÜŞ RESİMLERİ
GÖLGELERİ KULLANMAK
"İşte bir ses geçiyor sıkıntıdan
baksam pencerede yağmur da var,
hani saçlarını ya da göğsünü
çok ince bir hüzünle bezeyen.
Oyuncaklar da var yalnızlıktan
bir parkta ölümü güzel kılar,
hani sarmaşıkça uzandığın yatakta
durmadan aşıladığım sana..."
Ahmet OKTAY
DÜŞ RESİMLERİ
Dışarıdan birileri geçiyor. Sıkıntıdan perdeyi aralasam, camdan dışarıya baksam… Hafif bir yağmur var… Hani duş alırken saçlarına, bağrına iner gibi yağmakta… Öylesine ince ve hazin…
Oynayacak, oyalanacak bir şeyler de var… Yalnızlıktan bunalan nasıl parka atar kendisini! Yapayalnız yatağında can vermektense, bir bankta ölmeyi bile şiddetle arzular insan… Bir duvarın üzerine uzanmış, ölümü bekleyen sarmaşık gibi yatağında yatarken, sürekli bunu anlattım, bunu empoze etmeye çalıştım sana.
Artık yaşamıyorum ben bu evde… Bu ortamda bir ölüden farksızım. Çiçek aldığım da yok, çiçeklendiğim de… Mutlu da değilim, mutlu edebilme çabası içinde de değil… Bu da bir yanlış algılama…
Herkesin çoluğu çocuğu var, etrafta dolaşan… Ölmek istememesi için bir gayesi… Bende sıkıntıdan başka bir şey yok… Odalar bomboş… Ev ev değil, kasvet yuvası…
Akşamdan sabaha uzar sakalım. Bir kuş gibi çıkar giderim koynundan. Gece boyu yanında mıydım bu zamana kadar? Belki bir ara bile yanına uğramadım. Sahi… Hiç beraber olduk mu biz? Biz diye bir şey var mı? Sen beni hiç gördün mü?
Sudaki aksin kadar yalansın, yoksun. Sen benden ben senden yoksun… Var gibi süzülen gemiler, yok gibi yüzen balıklar hep yalan… Hiç aldanma onlara da bana da… Sen de yalansın her şey kadar… Aldanma ve aldatmaya kalkma!
Yuvamızı yıkalım, tamamen ayrılalım da demiyorum. Bir yastıkta, gidebildiği kadar ama ben dama taşı gibi dolanıp duruyorum. Görüyorsun işte! Ne denli mutsuz ve suskunum…
Hani diyorum ki! Hani şöyle bir hadise olsa… Pisipisine gitmektense… Vatan için mücadele gerekse… Küçük bir kıpırtı olsa da orduya yazılsam! Hani diyorum ki… Kırmızıya vurgun, hilale sevdalı halkım için canımı ortaya koysam! Ülkemin savunulması gerekse de yalın kılıç dağlara vursam!
Bu hayat emanet… Bu ev de evlilik de sen de… Her şey emanet… Kiracıyız buralarda… Ellerimi gül dikeni değil, karanfil teması bile kanatıyor. O kadar hassaslaşmışım. Beni anla!
Yüreğimin halini hiç sorma! Ülkem, bu yalnız bırakılmış çocuk … Gün boyu akıbetini düşünürüm. Geceleri de rahatsız eder beni. Kalbime kalbime vurur! Ne yapacağını bilmeyen birisi değilim ama gücümü kaybettim. Hele bir Vatan savunması gereksin, gücümü ulusumla bulmasını bilirim ben.
Haydi, yat artık! Özlemlerim kadar uzan, kalan ömrüme… Şöyle boylu boyunca… Üstümüze çöken karanlık açılmakta… Kara bulutlar yavaş yavaş uzaklaşmakta… Yakındır güneşin açması… Leylaklatın açması yakın…
İşim, hayal kurmak... Yapmak isteyip de yapamadıklarıma, yaşamak isteyip de yaşayamadıklarıma dair hayaller... Bilirsin ki hayaller, gölgeler gibidirler... Bana kalan, o gölgeleri çoğaltmak... Hayaller üretmek ve onlarla avunmaya çalışmak... Zaten sen de bir gölge gibisin hayatımda... Bana bakan yüzün onun kadar gerçek... Var gibisin, aslında yok... Bir sanrıdan ibaretsin benim için. Hayallerim kadar yalan... Hayallerim kadar benim...
İşim, hayal kurmak… Resim yapmak, cisim yapmak… Gölgeler yapmak, hayallerimi yansıtabilmek için… Gölgeler yapmak biteviye… Hayallerim resmolsun, belirlensin diye... İşim, kalemimi, fırçamı gölgeleri çoğaltmak için kullanmak. İşim hayallerimi belirlemek, sergilemek ve gerçekleştirmeye çalışmak…
***
Bireyden çok toplumumuzun mutluluğu için kurulan hayalleri belirlemek amacıyla gölgeleri çoğaltmak isteyenlere başarılar… Onlar ki iyiye güzele doğruya sevdalıdırlar ve bireyleri bilinçlendirerek yönlendirmeye çalışırlar. Gittikçe çevrelerinde toplananlar çoğalır. İkna yetenekleriyle kitlelerin gönüllerinde taht kurmayı başarırlar. Hayra hizmet edenlere Allah gayret kuvvet versin! Zıt emeller peşinde koşanları da kahretsin!..
***
Onur BİLGE
ŞİİR FISILTILARI -0009
YORUMLAR
gölgeler bahsi
aslında analitik psikolojinin kurucusu carl gustav jungdan başlayıp
bilinçaltı ve arketipsel öğelerle rüyalarla ilgilenen her düşünce adamının peşinde olduğu sırrına ulaşmaya çalıştığı bir öğe
ben Jung'un gölgeler bahsinde Muhyiddini Arabiden etkilendiğini düşünürüm
zira kitaplalarında hemen hemen aynı cümlelerle izah ederler gölgeler bahsini
ki Arabi daha önce yaşamıştır Jungtan tevafuk belki bilinmez konuyu dağıtmayacağım
çünkü gölgeler bahsi her zaman ilgimi çeken bir konu oldu
ne derdi Arabî
“İçinde kesretin gölgesi bile yoktur” derken
“Ehadiyyet”e karşılık, bilkuvve kesret demek olan Bir'liğe “Vahidiyyet” denir.
söylemi
üzerİne konulacak ve söylenecek çok şey bırakmıyor aslında
İnsanın Yaradanın gölgesi bir adım daha ötesinde gölgenin de gölgesi olduğu söyleminden
gölgenin insanın içinde ki diğer yüzü olduğu
resmetmek bu yüzden elzem ve ressamlar bu yüzden biraz daha yüksekte duruyor resmederken uzatmayacağım tamam :)
yazının içeriği o kadar dolu ki sakallarını uzatıyor insanın okudukça
her zaman çok iyi ve okumak her zaman bir şeyler katıyor dağarcığımıza
okuduklarımızı yeniden yeniden anımsatıyor
bu bağlamda teşekkürlerimi
ve değerli Yazara saygılarımı bırakıyorum
geceniz ışıklı ola...