- 985 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
Ne Günlerdi
...Bahar gelmesine gelmişti de halâ havalar soğuk geçiyordu.Mart kapıdan baktırır misali,Nisan da Mart ayına mı özenmişti ne? Elde para yokken çarşıda , pazarda alınabilecek bir şeylerin olmasının ne faydası vardı ki! Son aylarda hiç de iyi değildi sağlığı...
...Eski hali olsa ne yapar eder evinin nafakasını çıkarır,destek verirdi eşine.Tutumlu ,becerikli,sabırlıydı kadın.Tüm varlığı ise çocukları;onlar okusun, elleri ekmek tutsun diye çırpınmıştı bir ömür. İmrenmesinler ellerin çocuklarına ,başkalarının imkanlarına göz dikmesinler ;karınları tok, sırtları pek olsun istiyordu.
Yakınlarının içinde durumu çok iyi olanlar olsa da...Halden bilmeze hâl yoldan bilmeze yol sorulmazdı! Ah; doyacak boğaz sadece kendileri olsa yeterdi kuru ekmek, ya çocuklar! Birazdan okuldan geleceklerdi,ne koysundu önlerine?
...İçinin sıkıntısı dağılır umuduyla bahçede iki ileri bir geri dolaşmaya başladı.Yavaş yavaş yeşeriyordu ortalık,börtü böcek uyanmaya başlamış yaşam sevinciyle uçuşuyorlardı sağa sola...
...Yüreği Allah’ım senden başkasına muhtaç etme diye inlerken,inanamadı gözlerine ilişen beyazlığa...Ekmekliğin arka tarafı yenilebilir mantarlarla doluydu.Günlerce devam etti bu bolluk,adeta topraktan patlayarak çıkıyorlardı.
Nasıl demesindi;Kul sıkışmayınca Hızır yetişmez!
tly