- 537 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
*****Y A Ğ M U R L U**B İ R G Ü N D Ü****
Yaşlı kadın elinde çayı, pencere önünde oturmuş yağan yağmuru seyrediyordu,
cama vuran her damla sanki yüreğinin içinde çınlıyor gibiydi.
Yıllar öncesine döndü bir anda, yine böyle bir yağmurlu günde tanımıştı onu, durakta otobüs bekliyordu akşam saatleriydi durakta fazla kişi yoktu, havada biraz kararmıştı.
Yağmur gittikçe şiddetini arttırıyordu, birden içi ürperdi rüzgarın şiddetinden şemsiye ters dönmüş birkaç teli kırılmıştı, o yüzden iliklerine kadar ıslanmıştı ve çok üşüyordu bir an önce eve gitmek istiyordu istemesine de evde onu bekleyen sıkıntıları vardı,,
üvey annesi ona hiç huzur vermiyordu çün ki.
Henüz 14 e yeni girmişti en yakın arkadaşı bir gün okula giderlerken aniden durup serpil senin annen neden sana sürekli bağırıp azarlıyor biliyormusun diye pat diye soruvermişti, her anne kızına bağırır demeye çalışırken işte o acımasızca söz çıktı canım arkadaşım dediği gönülün ağzından,
onlar senin gerçek ailen değilmiş de ondan,,seni çok küçükken evlatlık almışlar deyivermişti.
Birden serpilin gözü karardı gördüğü herşey dönmeye başlamıştı birden , tam da durdukları elektrik direğinin bütün telleri içinden geçip ayak uçlarından çıkıyordu adeta..
Kısık bir sesle hayır olmaz öyle şey onlar benim öz ailem,,her anne gibi benim de annem , sadece biraz sinirli diyebildi,
oysa o günden sonra artık değişecek, hiç bir şey eskisi olmayacaktı.
İşte bunları işittiği gün okulda ne öğretmenin anlattığı dersler nede arkadaşının söylediği teselli edici sözler hiç biri serpilin içine düşen korkuyu yenmesine müsade etmiyordu,,tek istediği bir an önce gidip annesine o soruyu sormaktı tek düşüncesi.
İşte varmak üzereydi eve birden ürperdi ya gönül ün söyledikleri doğruysa ya,
bunun yalan olmasını dua ederek kapıyı çaldı elleri titriyordu,
bir yandan içindeki ses hayır olamaz diyordu babamı çok seviyorum bana karşı hep sevecen şevkatli annem her ne kadar beni azarlasa dövse de onuda seviyorum o bana karşı soğuk olsa da o benim annem diye bu kısacık düşünceler içindeyken kapı açıldı,
nerde kaldın saat kaç oldu bak , diye annesinin adeta haykıran sesiyle kendine geldi serpil...
Anne diyebildi hıçkırıklara boğulan sesiyle ben kimim, siz benim gerçek ailem değilmişiniz diyerek fırlattı çantasını bir kenara annesi bir an sustu bu da nerden çıktı diye bağırmaya başladı işte o sırada babası çıktı odadan,
neler oluyor bu bağrışmalar da nedir diye sordu,, annesi durumu anlatırken serpil odasına attı kendini ben kimim diyerek avazı çıktığı kadar haykırarak ağlıyordu..
AZ sonra sokak kapısının açıldığını duydu yan komşu gelmişti bağrışmaları duyup,
annesiyle beraber serpilin odasına geldiler önce annesi konuştu kızım yok böyle birşey kim dediyse yalan demiş bak keriman teyzende söylesin evet dedi komşu teyzede serpilcim ben senin bebekliğini biliyorum bu büyük bir yalan hadi kendini de annenleri de üzme sen onların sevdikleri tek evladısın ,
arkadaşın ya yanlış biliyordur yada seni kıskanmış olabilir ,,
Beni teselli etmeye çalıştıklarının farkındaydım tamam dedim yalnız kalmak istiyorum,,o günden sonra bu konuyu açmadık ama benim kafamın içinde ki sorular her geçen gün beni kurt gibi kemirmeye başlamıştı,
gönülle arama mesafe koymuştum gerek olmadıkça konuşmuyordum.
Geceleri başımı yastığa koyduğum an sorular çığ gibi büyüyordu gerçekse eğer ben kimim ailem kim gerçeği kimden nasıl öğrenebilirim diyerek gözyaşlarına boğuluyor sırılsıklam olan yastığımı ters çevirip öylece uyuyup kalıyordum,
böylece günler geçip giderken yakınlardaki bir mekanda çıraklık yapan bir genç vardı,
uzaktan uzağa sadece göz aşinalığımız oluyordu arada sırada bizim evin önünden geçerken bana bakışını fark etmiştim efendi birine benziyordu..
Sıradan bir gündü temizlik yapmıştık bende kapının önünü yıkıyordum,,küçük bir çocuğun koşarak bana doğru geldiğini gördüm elindeki mektubu uzatıp kaçtı,,
ilk kez böyle birşey başıma geliyordu çok heyecanlandım,
içeriye koşup odama çıktım .
Çok içten sımsıcak satırlardı benden hoşlandığını ve cevap yazarsam çok mutlu olacağından söz ediyordu ,şaşkındım ne yapacağımı bilmiyordum ama içinde bulunduğum sıkıcı durum aklıma geldi birden belki de bu ALLAHIN bir lütfudur diye düşündüm,,.
Benim şimdiye kadar böyle bir durumla karşılaşmamış olmam hep hayalimde yaşattığım gerçek olmasına ihtimal veremediğim duygularımdı ama şimdi gerçekten benimle arkadaş olmak isteyen ,benim karşıdan da olsa hoşlandığım birisi vardı,
artık tutunacak bir dala ihtiyacım vardı sanki böyle hiissediyordum.
Elime geçen bir kağıda bende duygularımı yazdım ve mektubu getiren çocuğu kapının önüne çıkıp bekledim nihayet gönderebilmiştim, aynı gün ikincisi daha sonra ki günler derken,,,,
artık kendimi öyle sorgulamıyordum o benim tesellim olmuştu,,seviliyor ve seviyordum.
Aradan 1 yıl geçmişti ki, askerliğinin çıktığını ve uzağa gideceğini yazan mektubu elime aldığımda dünyam yıkıldı ayrılığın acısını yüreğimde hissedebiliyordum ,yine yalnızlığıma sorgulayan günlerime geceleri dinmeyen göz yaşlarıma geri dönmüştüm o artık yoktu 2 yıllık bir ayrılığın bütün ağırlığını ta içimde biryerlere hissediyordum,
tek bir tesellim vardı,,,onunla bir yuva kurmak,,
beni beklermisin demişti giderken yazdığı son mektubunda evet demiştim bir sayfa dolusu yazarak,,,,acaba kaderimiz bizi bir yuvada kavuşturacakmıydı,,,,,yoksa ben gerçeği öğrenip dipsiz kuyuların içine mi düşecektim....
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.