BİR AVUKATIN MACERALARI KISIM 2 BÖLÜM - 12 Ucunda ölüm vardı

• 4 Şubat 2017 Cumartesi 00:00:10

BİR AVUKATIN MACERALARI KISIM 2 BÖLÜM - 12
Ucunda ölüm vardı

Yürümek iyi geldi. Güneşi gören insanlar çoluk çocuk sokaklara dökülmüştü. Bir satıcıdan kâğıt helva aldım. Ufacık bir çocuk helvama gözlerini dikince, helvamı onunla paylaşma zevkini tattım. Ofisime çıkarken kendimi bayağı hafiflemiş hissediyordum. Ofisten içeri girdiğim anda Leyla yolumu kesti.
Leyla_ Selma Hanım size bir mesaj var. Bay Robert sizi aradı. Sizinle görüşmek istiyor.
Büşra_ Tamam kızım, bana Bay Robert’i ara içeri bağla.
Biraz sonra leyla beni arayarak Bay Robert’in hatta olduğunu söyledi.
Büşra_ Merhaba Bay Robert nasılsınız?
Bay Robert_ Hepimiz çok iyiyiz. Bakıyorum yerinde durduğun yok, dışarıdasın.
Büşra_ Ne yaparsın, bazen dışarıda bazen içeride.
Bay Robert_ Sevkiyat var. Aynı geçen seferki gibi, ama bizzat senin yapmanı istiyorum.
Büşra_ Bir karşılığı var bunu biliyorsun. Bu arada lütfen Anahit’in üzerinden elini çek. Sakın bir daha kızdan laf taşımasını isteme. Karşında beni bulursun. Aramızın bozulmasını istemezsin değil mi?
Bay Robert_ Anladım ama sende şunu Kabul et bu bir denemeydi. Bu yüzden ağzımızın tadı kaçmasın.
Büşra_ Yalnız bir sorun var. Geçen sefer Bay Josef’in ofisinde buluşmuştuk. Yarın nerede buluşacağız?
Bay Robert_ Sorun değil, İstanbul büyük şehir. Sen malı al Sirkeci Garının ön tarafına gel. Adamım seni bulacak. Yarın öğlene kadar bu işi halletmiş olman gerekir. Benim için zaman çok önemli.
Büşra_ İş büyük parada büyük. İşin karşılığı yarım milyon.
Bay Robert_ Zor kadınsın vesselam.
Büşra _İyi günler Bay Robert.
Büşra_ Ben biraz dışarı çıkıyorum, on dakikaya kadar dönerim kızlar.
Ofisin bulunduğu binanın önünde Sedat Baş komiseri arayarak durumu anlattım. Sirkeci Garının önünde buluşma esnasında bir adamının olmasını ve onu takibe almasını ama özellikle dokunmamasını istedim.
Sabahı zor ettim dersem yeri vardı. Zira yavaş, yavaş yolun sonuna geliyorduk. Zevkime göre giyinmeye karar verdim. Mini bir etek seçtim sonra etekten vazgeçerek, mini kırmızı bir elbisede karar kıldım. Kırmızı bir ayakkabı ve kırmızı bir çantayla kıyafetimi tamamladım. Kırmızılı kadın, bu isimde bir kitap ta okuduğumu anımsıyorum.
Son zamanlarda yürümek ayrı bir zevk olmaya başladı bende. Aksaray’a kadar en az üç, dört kişinin sözlü tacizine uğradım. Dedim ya bugün kimse keyfimi bozamaz. Aksaray’dan bir taksiye binerek Sirkeci’deki Hotele gittim. Resepsiyonsa bu sefer kimlik sormadı, ilaveten lütfen sırıttı. Otelden bankaya giderek çantadaki paraları verilen hesaba yatırdım. Karşılığında aldığım dekontu yeniden hoteldeki resepsiyoniste teslim ederek uyuşturucu dolu bavulu aldım. Garın önüne gelerek bavulu teslim edeceğim kuryeyi beklemeye başladım. Beni şaşırtan gelen kurye bir kadındı.
‘’ Merhaba Selma Hanım, Adım Kıymet, biraz vaktiniz var mı? Bir yerde oturup laflayalım’’ ‘’Tabi neden olmasın, benim vaktim çok. Şu karşıdaki kafeye girelim sana neskafe ısmarlayayım.’’
Kafeteryadan içeri girdik ve bir Masaya yerleştik ben içecekleri ısmarladıktan sonra.
Kıymet_ Abla sen bunların eline nasıl düştün? Bunlar insanı kullanır, kullanır sonrada posası çıkmış limon gibi bir kenara atarlar.
Büşra_ Bak kızım bu baktığın yere göre değişir. Düne kadar sokaklarda sürünüyordum. Sabahları kalktığımda ilk düşüncem bu gün karnımı nasıl doyuracağımdı. Aşkı meşki düşünmüyordum bile. Ama şimdi yediğim önümde yemediğim arkamda.
Kıymet_ öyleyse, öyledir abla. Biz maaşla çalışan insanlarız. O da asgari ücret.
Büşra_ Ona da şükret Kıymet bunu da bulamayanlar var. Etrafına bir bak bu kadar boş insan niye ortalıkta dolaşıyor.
Kıymet_ Ben daha fazla oyalanmayayım şimdi arar beni. Anahit nasıl?
Büşra_ Anahit iyidir, Bundan sonra benim yanımda çalışacak.
Kıymet_ Zavallı kız annesi için kendisini parçalıyor.
Büşra_ Şimdi ikisi de mutlu. Annesini tedavi ettiriyorum. İnşallah kısa zamanda tekerlekli sandalyeden kurtulacak.
Kıymet_ Abla sen neymişsin be. Allah senden razı olsun.
Büşra_ Hadi bakalım patronunu fazla bekletme azar işitirsin.
Kafeden önce Kıymet çıktı arkasından da ben. Hemen Sedat Baş komiseri aradım. ‘’ kızdan bir şey çıktımı Baş komiserim?’’ ‘’Bizde kaydı yok. Ya yeni ya da bu işlerden haberi yok’’ Bende öyle tahmin ettim baş komiserim’’