Okuma, öğrenme,deneme,araştırma ve tecrübe insanın kendisini geliştirmesine ve değiştirmesine yardımcı olur. Özün önemini bilen insan sağduyu sahibi , bencillikten uzaklaşmış ,huzurlu ve kendine güveni tamdır.
Öz var olan ve hiç değişmeyen, biçim ise öze şekil verendir. Her ikisi birbirine bağlidır. Ama günümüzde kapitalizm ideolojik aygıtlarıyla insanın özü ile biçimi arasındaki bağı koparmıştır. Özünü kaybeden insanın elinde kalan tek şey biçimdir. Bu nedenle kişiler, biçimle kendine olan güvenlerini yeniden kazanmak isterler. Sonuç olarak META tüketimi kişileri anlamsız harcamalara, modaya ve markalara yönlendirir.
Eskiler” küpteki bulguru kim görür, ayaktaki şalvarı el görür “derlerdi. Benim ne yediğimi kimse bilmez ama ne giydiğimi eller görür der , o günün şartlarına göre hayatlarını zora koşarlardı. Sadece insanların onların hakkında ne düşüneceklerini düşünerek yaşarlardı. Yeniler ise tek odayı kim görür altımdaki jipi el görür” deyip hayat boyu ödeyemeyecekleri kredilerin altına imza atıyorlar. Bir İngiliz atasözü de” prenses gibi giyinirsen hanedandan sayılırsın” der. Aslında insanların bizlere ne kadar zengin olduğumuz yerine, kim olduğumuzu görüp, anlayıp ve saygı duymaları daha anlamlı değil mi? Ama sizi duyar gibiyim ye kürküm ye dünyası .. insanlık tarihi kadar eski
Öze biçim vermek ne kadar kolaydır. İnsanlar diledikleri şekilde herşeye biçim verebilirler. Saçlarına, kıyafetlerine, evlerine kısaca istedikleri herşeye. Bazı evlerin ön bahçelerinde değişik hayvan biçimleri verilmiş çam ağaçlarına rastlarız. Kuğu, arslan bazen de fil biçimindedirler. Onlara bakıp kuğuya ya da file benzetmişler ağaçları deriz, çünkü biçim onların özlerini değiştiremez.
Yaşamım hakkında arada öyküler, denemeler, şiirler yazarım. Yazdığım her şey dünüm de, bu günüm de doğruları içerir. Yürekten inandığım tek şey HİÇ BİR BİÇİM ÖZÜ YOK EDEMEZ.