BİR RÜYA MIYDI ÇOCUKLUĞUM? 1. BÖLÜM - 19
HOTTİ YİNE İŞ BAŞINDA
Bu yaz sonuna rastlayan günler, keçi çobanlığı tecrübemin bitmek üzere olduğunu günlerdi. Keçi ve oğlaklarımız satılmış, yeni sahibi onları bir-iki gün içerisinde alacağını bildirmişti. Artık buralardan gideceğimize inancımız da kesinleşmişti. Bir rüya gibi geçen çocukluğumun bütün hatıralarını, izlerini burada bırakacaktım. Yaşadığım her şeyi bu birkaç güne yeniden sığdırmalı ve her ayrıntıyı zihnime iyice nakşetmeliydim. Kucağında ekşi tatlı meyvelerini yediğimiz kızılcık ağaçlarını, iniş dibindeki karadutu, altında keçilerimizi yatırdığımız ulu cevizi, otların üzerine uzanıp saatlerce ötüşlerini dinlediğimiz yusufçuk kuşlarını, maga bic bic’leri, adeta dost olduğumuz kertiş ve yılanları, acıkınca karnımızı doyurduğumuz türlü çeşit otları, çavdar tarlalarında ve süpürgelikler arasındaki koşuşturmalarımızı, hasılı yaşadığım mekânın tüm güzelliklerini tekrar tekrar izlemeliyim diyerek, Yaşar’la birlikte keçileri Topaktaş civarına götürdüğümüzde hava birden bulutlanmış ve yağmur sinyali vermişti. O civarda duvarları çalılardan oluşan toprak damlı ve boş bir yaylak bulunmaktaydı. Yağmur başladığında oraya sığınmamız en mantıklı şeydi. Nitekim bir müddet sonra yağmur başlayınca kendimizi yaylağın içine attık. Tek göz oda yazlığın içerisinde bir öbek kurumuş çalı ve odun parçaları ile tutuşturucu olarak kullanılan ot ve diken yığını mevcuttu. Yağmurla birlikte hava da serinlediğinden, Yaşar cebinden çıkardığı kibriti göstererek işaretle ateş yakmak istediğini anlatmaya çalıştı, ben de olur deyince kurumuş ot ve dikenleri odun öbeğinin üzerine taşıyıp kibriti çakınca, birden yükselen alevler zaten alçak olan tavan çarpılarını tutuşturmaz mı? Bizi bir telaş ve korku sardı, alevin yükselmesini önleme çabalarımız da bir işe yaramıyordu. Tutuşan tavan çarpılarının arasından yanan ateşin üzerine patır patır sekiz tane fare yavrusu düşmeye başlamaz mı? Ne onların kebap olmasını nede yangını önleyebiliyorduk. En iyisi dışarı çıkıp avazımız yettiğince bağırıp yardım istemekti. Yazlıktan çıkan dumanı fark eden iki adam imdadımıza yetişti ve yangını büyümeden söndürünce biz de rahat bir nefes almıştık. Böylece bu gün de tatlı hayallerimi yeni bir maceranın heyecanı alıp götürmüştü.
Akşamın karanlığı çökmek üzereyken yağmur kesilmiş ve artık eve dönüş vakti de gelmişti. Ben keçileri toplamakla meşgulken aşağıdan gelmekte olan kişi Hotti’den başkası değildi. Yazlığın yanına geldiğinde yangın çıktığını fark eden Hotti, Yaşar’dan kibriti alıp yazlığı yeniden tutuşturmaya çabalarken biz oradan hızla uzaklaştık. Yıkık kilisenin oraya varıp yazlığa baktığımızda yazlığın yanmakta olduğu görülüyordu. Zarar verme eylemini zevk haline getirme alışkanlığındaki Hotti yine yapacağını yapmıştı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.