Terör saldırıları bir türlü bitmedi, bitmeyecek. Şer ittifakı görevine devam ediyor. Hedefe alınan Türkiye’dir. Türkiye’nin ne kendi sınırları içinde güçlenmesi isteniyor, ne de Ortadoğu’da söz sahibi olması hazmedilebiliyor. Tarihten bu yana devam ede gelen bu anlayış, gün geçtikçe daha da azgınlaşıyor. Onun için şer güçler saldırılarına aralıksız devam ediyor.

Bu tehlikelerin devam etmesi, ülkemizde sarsıntılara neden oluyor. Terörün önünün alınması için uzmanlaşmış bir kadronun oluşturulması ve her ilimizde benzerinin kurulması gerekir. Tüm vatandaşlarımız da bu merkezlere istihbarat aktarmalıdır.

Diğer taraftan bizi hedef alan ülkelere karşı da, benzer tavırlarla mukabele edilmelidir. Dost görünenlere dahi inanılmamalı, onların oyunlarına gelinmemelidir. Zira şeytan üçgenini oluşturan emperyalist devletler ve küresel sermaye çeteleri, Türkiye’nin karşısında, birleşmişlerdir.

Bunlar, malum olduğu üzere, önce Irak, daha sonra Tunus’tan başladılar. Sonra Libya’yı vurdular. İki sefer Mısır’ı karıştırdılar. Şimdi de Suriye gündemde. Arkasından Türkiye ile İran’ı birbirine düşürerek, oyunlarını tamamlayacaklardır.

Çünkü nihai hedef Türkiye’dir. Meselelerin anlaşılabilmesi için, İstanbul ve Kayseri olaylarının ve tüm terör olaylarının arka planına ve planlamasına bakmak durumundayız. Bu konuda ne ABD, ne de Rusya’nın dostluğuna ne bu gün nede yarın güvenmemeliyiz. Zira müslümanın dostu müslümandır.

Onun için İslâm ülkeleri ile ittifaklar kurulmalı ve güç birliği yaparak, emperyalist şer güçlerini topraklarımızdan temizleme yoluna gitmeliyiz. Yani İslam ülkelerine has, yeni teşkilatları mutlaka kurmalıyız. Müslüman ülkeler arasında mevcut olan ihtilaflar çözülüp, kucaklaşma sağlanmadan, emperyalistlerin ve küresel çetelerin tahakkümünden kurtulmak mümkün değildir. Zira Türkiye vs İslam ülkelerinin karıştırılması için, bu çete grubu, çok büyük paralar harcamaktadırlar.

Düşman bellidir. Koruyucuları bellidir. Ülkemizi iç savaşa sürüklemek için elbirliği yapanlar da bellidir. Bize düşen de el ele vererek, devletimizin yanında dik durmamızdır. Gerekirse cepheye koşmaktır. Yoksa sadece seyretmekle, olayları engelleyemeyiz. Bunlara karşı biz de oyunumuzu tezgâha almalı ve gereğine başlamalıyız.

Şükürler olsun ki bizim de istihbarat birimlerimiz var. Bizim de dik durmasını bilen Ömer Halis Hasdemir ve Fethi Sekin gibi daha nice yiğitlerimiz var. Yeter ki ‘’haydi Bismillâh’’ diyelim.

Allah(c.c.) “Yılmayın, gevşemeyin ve mahzun da olmayın! Eğer gerçekten iman etmişseniz en üstün olan sizlersiniz.”(Âl-i İmran/139) - ‘Ey iman edenler ! Yahudi ve Hristiyanları dost edinmeyin, onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. kim onları dost edinirse, o da onlardandır. Maide 51.’’ Buyuruyor. Taktirlerinize efendim. Cuma gecemiz ve yarınki Cuma’mız kutlu ve mutlu olsun İnşallah. Saygılarımla