güncellemeler
kafasına kabak takmış ademler
öyle oyulmuşlar ki
yerli kaya gölgelerinde dinlenmedeler
hep koyunlara mı olur kuşluk vakti diyerek
sağım zamanı
kabaktan tad vermekteler
hıyarlığın alemi yok
senden keman olur mu seranadında
bağladılar kellelerini yün cambazının tek telli halaç’ına
akıl bu ya
ha tüy ola ha ses çıka
itibar edilen; gövdeleri sağlama almalarda
haberiniz ola,son tohum kuşağı bu
kuzey ülkelerinin birinde
çelik kasalarla gömdüler yedi kat yerin dibine
nohut kadar kalınca kafalar şaşırmayın
kendinize yeni bir adem aşılayın der gibi
elden düşme kelleler ellerinde
kara’yı delikten geçirirken
hesaplıyor çapı çapsızlar
ışığı bile bükerken devasa düzlem
alemin kör noktasındalar
oyun deyip yaşama
kendi çapında kıvırmadalar
kasım