KORKULU RÜYA: MS
Hayatın en güzel sahnesiydi bu dünya, derdini dert edinen bir sürü insan var. Hayatın tadını; kendi mücadelesinde, yalnız olmasına rağmen "hayat yaşamaya değer" dercesine neşesinin bir yanından yakalayıp kendi yaşamlarına damıtan insanlar da var. Gün içerisinde kendimize şikayet edecek bir çok neden bulurken, aynı süreçte bir hastalığa karşı duran insanlarla beraberdim bu hafta sonu. Önce bir kadının kendi hayatını; en ince ayrıntısıyla yazma sevdasının güzelliğinin peşine düştüm, bu öyle bir güzellikti ki; sadece kendi için yaşamamayı öğrenen bir insanın, yaşadığı hastalığa karşı cüretkar bir davranışıydı Eda Urhan’ın yaptığı. Yazmak herkese kolay gelir, hele ki şiir yazmak. Memleketin hepsi şair o anlamda, kimileri de anlamaz halinizi, dalga bile geçenler olur ve en güzel cevaptır o insanlara kalemi onlara verip "yaz!" demek.
İnternette haberlerde gördüğüm zaman haberini hem edebiyat alanına bir kadının daha "ben de varım!" dercesine katılmasına sevindim ve "Yaşamın Kıyısında Bir Kadın" kitabının peşinde yol alırken, hastalığı da tanımaya başladım. Şunu unutmamak gerek bu alemde, misafiriz ve geldik görüyoruz ve sessizce giderken, onlarca sınava tabi tutuluyoruz. Hayat bir sınav silsilesi ve burası bir dünya. Bir çok hastalığa kafa tutup, kendi özüne ve gücünün farkına varıp, ilahi yaratıcıya teslimiyetle geri dönenler kazanıyor. Bunu bu hafta sonu neşesi hayatın içinde diğer insanlarda olmayan bir yapıya sahip yaşayan insanlarla bir olunca aldığımız nefesin ne kadar kıymetli olduğunu daha iyi anladım.
MS korkulan rüya, sınırlayan hastalık, yani Multiple Skleroz. Bu hastalıkla hiç bir bilgiye sahip değilken, bir solukta kitabını okuduğum arkadaşımın yaşadıklarını görünce dehşete düştüm. Herkesin bir insanın gözünden anlayışla bakabilmesi için bu kitabı mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum.
Düşünün bir kere bir sabah kalkıyorsunuz, tam hayata merhaba diyeceksiniz birden gözünüzün birinin görmediğini fark ediyorsunuz. Yaşamak insana acı gelir ama anlatmak başkasına hikayedir. Yaşamamıştır ya o sıkıntıyı, "he he" diye geçiştirir insan. Nasıl hepimizin birer engelli potansiyeli bir yaşam sürmemize rağmen, engelli kardeşlerimizin sıkıntılarını bilmediğimiz gibi acıyarak bakıp umursamadan hayata devam ettiğimiz gibi.
Bu hastalık sürecinde de insanların en çok aradıkları destek, kendi tabirleriyle normal bir yaşam süren insanların kendilerini anlaması. Bizler başkalarının gözünden bakıp, bu tür rahatsızlıklara empati ile yaklaşmış olsaydık nasıl değişirdi dünya hayal etsenize. "Ben hastalığımı anlatamadım, insanlara söylüyorum işimden olacağım korkusuyla da bir türlü yaşadığım sıkıntıları anlatamıyorum, insanlar yanımızda olmak yerine hemen dışlamaya müsait oluyorlar abi." dediğinde bir kardeşim yüreğim neşterlenmiş gibi bir acı hissettim.
Anlaşılmak elbette güzel şey ve bunu yaşayan insanların acısını ancak anlayarak hafifletebiliriz, el verdik mi ne değişmez bu dünyada ilacı temiz sevgi olduktan sonra. Şimdi iyisiniz; elinize bir kıymık batsa acısını bilen insanlarız hepimiz ama düşünsenize, yürüme zorluğu çekiyorsunuz ve kollarınızda, bacaklarınızda his kaybı yaşıyorsunuz. "Ben de gidiyorum hedefime doğru, normal insanlara göre ağır ağır yol alıyorum ama hedefime ulaşıyorum. Hastalığımdan hiç bir zaman şikayetçi olmadım, yaratıcıma teslim oldum şükrettim ve mücadele ettikçe kendi kendime söyledim ki ben bu hastalığı yenerim. Ama en çok beni anlayan insanlara ihtiyacım vardı" diyordu bir abim. Ondaki ihlasın yüceliğini görünce gözlerim doldu. Bir ara yapım itibariyle cüssemin geniş olması nedeniyle biz hastalığın etkisi konusunda bile birlikte dalga geçtik," düşünsenize benden bir tane daha, yer kalmadı o zaman" dedim herkes gülerken bir yandan da şunu söylediler, çift görüyoruz bazen ve bu hayatımızı o kadar zorluyor ki bu ilginç bir hastalık. Konuşmada sıkıntı olmasına rağmen yavaş yavaş konuşan kızımızın şekerliğini görseniz, siz bu zamana dek dert edindiklerinizi bir kağıt parçası gibi buruşturur çöpe atardınız.
Allah devletimize zeval vermesin, devletimiz bu hastalık konusunda ilaçların yurtdışından gelmesi vesilesiyle gerekli desteği sağlıyor olması sevindirdi beni, biraz daha umutvari bir hale geldim. Ama öyle şeyler yaşanmıştı ki bu hayat sahnesinde sırf ms hastası olduğu için hastanede kendine çare ararken işinden edilen insanlarda vardı. Hastasınız diye sizi işinizden etseler ne hissederdiniz, ne yapardınız? İnsanların çare aradığı zamanlarda çaresiz bırakmak hangi inanca sığar, bunu sizin taktirinize bırakıyorum. Bir muayenesinin bile yüklü miktarlara varıyor bu hastalık.
Sevdiklerinizi bir anda unutsanız ne hissederdiniz, bu hastalığın diğer bir yanı da unutkanlıkların çok olması. O nedenle sık sık unutma hafıza kaybı yaşadıkları zamanları olabiliyor. Lütfen canlar bizler şu an rabbimin verdiği en güzel servet olan sağlığın kıymetini bilirken, bu tür rahatsızlığı olan kardeşlerimize gereken desteği acıyarak değil, gerçekten kalbimizden hissederek anlayarak yardımcı olmaya çalışalım.
Gördüğüm o birlik o kadar güzeldi ki, bu hastalığın bir çok atağını yaşayan kardeşlerim hayatın en güzel yanlarını kendilerinde toplayıp, o kuantumculara taş çıkartacak bir inançla ve tecrübeyle öze dönerek enerjilerini bu hastalığı yenmeye yöneltmişken,bizler birazcık kendimizi sorgulayalım. Biz ne yapabiliriz? Şu an çok rahat yaptığınız bir hareketin sınırlandığını düşünün!
Hayattan zevk almak bütün güçlüklere rağmen, birlikte olarak tüm sıkıntıları birbirimizi anlayarak aşmaktan geçer. O zaman bunu birlikte yapalım. Hissedin, düşünün, empati kurun ve faaliyete geçip hayatınıza uygulayın. Bunu kendiniz için yaptığınızda sizlerde daha iyi hissederken, bu tür rahatsızlığa karşı duranları anlayarak bir adım atıp güzelliklere birlikte imza attıkça daha iyi olacaksınız. Birlikte iyileşelim.
BAKİ EVKARALI
/bakican
/yazarbakican
YORUMLAR
Sizi gördüğüme sevindim Bakican Bey.
Ben onları hiç bir zaman ibretlik olarak görmedim. yaşlı ve engelli adayıyım diye düşünerek yapmış olduğum tek bir eylem yoktur. Sevap diye de iyi olunmaz. İyilik çıkarsız olmalıdır. Sevap beklemeyi bile menfaat sayarım. Engeli hastalığı ne olursa olsun yapabileceğimiz en iyi şey sevmek. Çok zor bir şey de değil.
Farkındalık uyandıran yazınızdan dolayı kutluyorum sayın yazar.
Saygılarımla.
Aynur Engindeniz tarafından 1/23/2017 3:51:20 PM zamanında düzenlenmiştir.