- 775 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
AH, BİR DE SEVMEYİ BECERSEK...
Savrulduğumdan ziyade sayımı yine hazan bahçemde raks eden hüzün zerrecikleri.
Olupbittiye gelen bir ömür istemiyorum oysa hele ki mesul tutulduğum ve fıtratıma yükledikleri kıyımı da hoş görmüyorum üstelik tüm hor görülmüşlüğümü sineye çekmek iken en kanatan ama kanmayı da makbul gören bir garip.
Destursuz hiçbir cümlem yok ya da zikrim belli ki mal olmuş suçları yüklenmek üstelik ötenazi yaptığım kırık bir terennüm yine aşk adına bağdaş kurduğum…
Soyutlandığım hangi izlekse ama her nasılsa daldığım tefekkürü sırtlanmış muzdarip bir çocuk kadar da hazanla eşleşen ki yazın ilk günü açmışım gözlerimi dünyaya ama her nasılsa açamıyorum şimdilerde onca esefi kaldıramazken belli ki bir rüya gördüğüm ve uyandığım her kâbusta tolere ediyorum yalnızlığımı.
Çamur balçığı tüm hezeyanı beşerin ve tahammülsüzlük yine ıskartaya çıkan ruhlar: Ah, bir de sevmeyi becersek üstelik umutları öldürdüğümüz yetmiyor gibi bedenlerimiz de tetikteki ölümün en büyük hedefi ve her nasılsa koşullanmışız ölüme sanırsın ki zincirleme kaza her teğet geçen günün ve her ibare iken yine oldukça meşakkatli bir yolculuk/muş adına ömür denen…
Çok oldu gideli ama çok da olmadı hani adına özlem denen tezahürün fıtratıma uzak kaldığı hem arzuladığım tek bir rüya da yok hani, gerçekleşmesi en zaruri ihtiyacımmışçasına.
Sanrılardan korkuluk yapıyorum aklımın tarlasına sonra da ekiyorum umutları velhasıl gelen gideni aratıyormuş yine de sancılandığım her sayfaya buyur ediyorum iç sesimi hani olur da bir terennüm ilişir sayfanın dibine. Çorap söküğü gibi duygularım: Bir eksiliyor bir çoğalıyor hüznüm hele ki o batıl kaygılar yok mu…
Münevver bir Türk aydını aslında gök kubbede parlayan her yıldız ve ben tokalaştıkça yalnızlıkla yeni bir yıldız ekliyorum yüreğin kubbesine derken şair kırpıyor haince ve cebelleşiyorum iç sesim iken en kırgın yanım ve yine iç sesim iken en sırdaş vazgeçilmezim.
Demelerle gelip geçiyor ömür ve demediklerimle konuşluyum hayat denen zincire ötesinde diyemediklerim es kaza bir nida çıksa kelimeler iken arz-ı endam etmiş ve karıştırsam alacalı bulacalı imleri biliyorum ki zehir olacak her duygu ve akabinde eksilecek o yüksek rakımda konuşlu benliğim ve hayallerim.
Biraz da mesafeliyim bu günlerde özellikle kim ise tanımadığım hele ki tüm zarar ziyanı yine bilfiil yüklenmişken iç sesimin ekstresinde belli ki ödeme güçlüğü çektiğim duygularım yüzünden daha kaç kez hezimete uğrayacaksam…
Sarmalında dünün ama tahakküm altında olduğum sadece an üstelik yarınlar iken yine dünden soyutlayan. Devrik bir tümce gibi ayağım altında gidip geliyor evren: ha bugün ha yarın ereceğim mutluluk demekten bile imtina ediyorum kem gözlerin nazarında gizil bir tehdit iken dümendeki duygularım…
Hissetmediklerimden sorumluyum belki de ya da ifa edip ifade etmekten de kaçınırken yoksa mutluluğu idame ettirmek mi bizlerin telaşı hâlbuki sözlükten çıkalı çok oldu: belki dün belki de doğduğum gün biraz da sırnaşık bir mefhum ve tehditvari aslında var olmayan ama çalmalarından korktuğum.
Sınırsız veballeri var insanoğlunun ve sınır ihlalleri.
Demli yalnızlığıma toz konduramazken densiz tümceler artık hangi mertebede sorguluyorsa inkâr da edemiyorum artık.
Sevdim seveli, sevilmekten bihaber… Sevi dilindeki tüm kıyamlara rest çekmişler de haberim yok.
Sandığın en dibinde rüştünü ispatlamış hatıralarım var/dı evet, artık onlar da sırra kadem bastı. Destursuz bir ikilem belli ki maruzatı tüm iklimlerle sırdaş bir mevsim iken yüreğin hazanı.
Sözsüz ve lakayt bir mefhum aslında adına imge denen sağanak ve rahmetine doyamadığım ama tüm kayıtsızlığımla en baştan çaldığım üç beş şarkı üstelik adı bende saklı her birinin belki de adlandırmak istemediğim sakıncalı duygular yine eşrafımın benden bildiği tüm hezeyan devran çalkalandıkça hesabın yine bana kesildiği.
Sandığımdan fazlası yine saklı ya da mahal verip de geri durduğum ve ötelendikçe örselenmeye dair tuhaf bir mizaç geliştirmişken. Sevmekten vazgeçmek asla mümkün değil yeter ki bihaber olsunlar varlığımdan: tüm sorumluluğu üstlenmişken tanrı, içim oldukça rahat yeter ki O bilsin içimdeki niyetin aslında yaşama sevincimle paralellik gösterdiğini.
YORUMLAR
"Ameller niyetlere göre yazılır..."derler Gülüm hanımefendi. Niyetler güzel oldukça Rabb'ınmızın yüce katında yaşamdan, gelecek güzel günlerden, kaza ve belalardan emin olur Adem-Havva çocukları yani bizler.
O bağlamda önce toplumumuza ve de kendimize karşı dünyevi ve uhrevi görevlerimizi yerine getirdikçe Mecnunca çöllere düşmeye, Ferhatça dağları delmeye gerek kalmadan bu güzelim topraklarda da huzur bulabiliriz olaylar olumsuzluklar arz etse bile...Yeter ki, tüm yaratılmışları koşulsuz sevme bilincini yakalayabilelim. yanılıyor muyum?
Emeğe saygımla esenlikler...
Gülüm Çamlısoy
Derin içeriği ile aydınlatıcı bir yorumdu: Çok teşekkür ediyorum.
Gününüz ve ömrünüz aydınlık geçsin.
Saygılar, selamlar efendim...
Sevgiyi, sadakati yaşayamamışsa başlıktaki düşünceye geliyor insan sevmeyi beceremiyorsak, becermeyi sevebiliyoruz ya, sevmeyi sevgiyi seviyoruz ya:) Saygılarımla
Gülüm Çamlısoy
Zorlama asla olmamalı ve sanırım Tanrı'nın bir hediyesi sahip olduklarımız ama pek çok öngörü eşliğinde farklı bir güzergaha sapmak da olası.
En azından kendim adına eminim ki; sevmek tüm kaygıları bertaraf eden ve yaşama da sıkı sıkı tutunduğum eşsiz bir mefhum.
Sevmeyi öğrenmek değil yaşamak, önem arz eden hele ki sebepli sebepsiz kurduğunuz o bağ ve ne yazık ki pek de kimsenin umurunda olmadığı yine de dert değil zira fıtratın özü sadece sevmelere dair.
Teşekkür ediyorum eşlik ettiğiniz için.
Saygı ve selamlarımla efendim..
Ayrıca sevecek çok da bahanemiz var keşke fark edebilsek her ne kadar saf tanımlamasına maruz kalsa da insan...