- 622 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Guguk Kuşu
Sevgili dostlar, bu yazımızda sizlerle tabiattan çok güzel bir örnek ve hoş bir hikâye ile toplumda yaşanan olayları paylaşalım istedim.
Sizlerin de bildiği tabiat yani doğa harika bir öğretmen, elbette ders alabilene ve anlayabilene değerli dostlar.
Doğum yapan her anne, yavrusu büyüyünceye kadar onu doğal hayatın acımasızlığından korumakla görevlidir. Ama bu durum guguk kuşları için geçerli değildir. Guguk kuşu, yumurtasını gözüne kestirdiği başka kuşların yuvalarına bırakır ve yavrularını bu kuş türlerine baktırır.
Dişi guguk kuşunun inanılmaz bir stratejisi vardır. Yumurtlama döneminde daha önce sürekli takip ettiği kuş türünün yuvasını gözetler. Gözetlediği kuş türü yuvadan ayrılır ayrılmaz guguk kuşu harekete geçer ve hemen yuvaya gidip yumurtasını bırakır. Guguk kuşu yumurtasını bırakırken yuvanın içindeki yumurtalardan birini çıkarır ve yerine kendi yumurtası koyar. Bu sayede yuvasına dönen diğer kuş türü bu farklılığı anlamadan kuluçka yatmaya devam eder.
Guguk kuşlarının bir başka şaşılacak özelliği ise, yumurtasını daha önce gözetlediği bakıcı kuşun yuvasına bırakacağı zaman, yumurtayı yuvada bulunan diğer yumurtaların renginde bırakır. Bakıcı kuş böylelikle kendi yumurtalarından farklı olanı bilemez.
Guguk kuşları bir mevsim içinde 20 defa yumurta yapar. Bu dönemde çok sayıda bakıcı kuş gözetlemesi ve zamanını iyi ayarlaması gerekir. Çünkü dişi guguk, iki günde bir yumurtlar ve yumurtalar beş günde oluşmaktadır.
Yuvaya bırakılan guguk kuşu 12 günlük bir kuluçka süresi yaşadıktan sonra yumurtadan çıkar ve 4-5 gün sonra gözlerini açmaya başlar. Şaşılacak durum ise yumurtadan çıktıktan sonra yaşanır. Guguk kuşu yavrusu diğerlerinden bir gün önce yumurtadan çıkar. Yavru guguk kuşu yumurtadan çıktıktan hemen sonra, bakıcı kuşun olmadığı bir zamanda, diğer yumurtaları yuvadan aşağıya atar. Böylece bakıcı kuş, kendisinin zannedip yavruyu dikkatle beslemeye başlar. 6.haftaya doğru guguk kuşu bakıcı kuştan daha büyük olduğu için, ebeveyn yavruyu beslerken enteresan bir görüntü oluşur.
Şöyle topluma bir göz gezdirdiğimizde bu tür hayatların olduğunu görür ya da bizzat şahit oluruz ne yazık ki.
Guguk kuşu bir anneymiş. Kocasıyla ve iki küçük kızıyla birlikte yaşarmış.
Bir gün anne hastalanır; yataklara düşer. Kızlarından bir bardak su ister. Onlarsa hiç oralı olmazlar, bağıra çağıra oynamaya devam ederler. Evin babası da namaza durmuştur; olanlardan habersizdir. Bunun üzerine hasta anne yatağında dua eder:
“Ey Allah’ım, beni guguk kuşu eyle!”
Kadın böyle der demez hemen guguk kuşu olup uçuverir. Annelerinin bir kuş olup uçtuğunu gören küçük yaramazlar ağlamaya başlarlar:
“Anneciğim, anneciğim...”
“N’olursun gel, sana su vereceğim...”
Bu sırada namazını tamamlayan babaları “Ne oluyor?” diye kapıyı açınca da kadın uçup gider. Kızlar ise ellerine aldıkları birer bardak su ile annelerinin arkasından koşmaya başlarlar. Ovalar, dağlar aşarlar; bir yandan da hüngür hüngür ağlarlar. Onların gözyaşlarının damladığı yerlerden pınarlar fışkırıp akmaya başlar.
Kızların ayak tabanları kanayıp çayırlara damlar. Eğer kırlarda kızıl yapraklarla karşılaşırsanız biliniz ki o otlar renklerini, kızların kanından almışlardır.
Derler ki, guguk kuşları yavrularına bakmaz, onlarla ilgilenmez. Guguk kuşları yavruları yumurtadan çıkar çıkmaz onları kaderleriyle baş başa bırakıp uzaklara giderlermiş. Kim bilir belki de yıllar önceki acısından dolayı öyle yapıyordur.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.