- 1412 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
YENİDEN 1919, YENİDEN AMASYA, YENİDEN SİVAS
EMPERYALİZM VE HER TÜRDEN İŞBİRLİKÇİLERİNE KARŞI
SİVAS KONGRESİ YENİDEN...
Şöyle kongre üzerine yazılmış yazıları okuduğumda, ’ ileri doğru akıp giden zaman içerisinde, geriye doğru mu ne gitmişiz? ’ soru/ önermemiz ne kadar da doğruymuş aslında diye tuhaf, bir cümle yazarak başlayacağım !
Tuhaf diyorum, sanki bu aralar, (23 temmuz 2007 sonrasını kastederek, iyiden iyiye zirve yaptı) yeniden bir meydan okumayla; 1923 Türk aydınlanması çizgisinden çıkarılmış bir ülke konumundayız.
Şeyhler, müridler, dervişler,"hocaefendi" olup yeniden arz-ı endam ediyorlar... Atatürk’e, yaptıklarına, ülkenin kuruluş felsefesine inanmayan ve bunlarla kavgalı ne kadar zat-ı muhterem(!) varsa, bugün ülke yönetiminde...
Gelebilecekleri son noktaya da ulaşmak üzereler.
Artık yeni cumhurbaşkanı da,"onun makamına" yani Çankaya Köşkü’ne eşinin "türbanı" ile çıktı... Allah’ın (Aslında/daha doğrusu AB ve ABD’nin) desteği ile, türbanı Çankaya’ya çıkarma emri yerine geldi, tüm dertlerimiz, sorunlarımız çözüldü (!)
Bizlerin, kim ne derse desin, yeniden Amasya’dan başlayıp Erzurum, Sivas, Ankara güzergahında bir mücadeleye girme vakti hızla yaklaşıyor sanki !
İnsanın, Wilson Prensipleri Cemiyeti, Kürt Teali Cemiyeti, İngiliz ( ABD-AB )Muhipleri Cemiyeti, İslam Teali Cemiyeti, Pontus, Etnik-i Eterya, Hoybun gibi, tarihte ne kadar zararlı ve işbirlikçi karekterde olup, ulusal bağımsızlık savaşına balta vurmuş örgüt varsa, sanki hortlamışlar da günümüze geri gelmişler diyesi geliyor ve böyle hissediyor !
İşimiz zor, İşimizi "Allah’a bırakanlar" var ama Allah’ın Mustafa Kemal çizigisiyle ne zoru var da, bu devletin rejimini "Allah adına, din adına" bir de, utanmaksızın- Ab ve Abd emperyallerine- sırtını dayayarak, (onların istedikleri biçimde) değiştirmeye yeltendik diyebiliyorlar, ben hala bunu anlayabilmiş değilim ?!
Bunun değişmesi ile zoru olmaya bu zevat-ı muhterem, nasıl, neye ve niçine göre karar verebilmiş, çözebilen beri gelsin !
Anlatabilsin bu tutarsızlıklarını mantıklıca, vallahi ben de anlayabileceğime söz veriyorum ?!
Ya buna gerekçe gösterdikleri -%47 oy ile-, yurttaşlıktan, Osmanlı dönemi "kulluğuna", orada da kalmayıp "sürülüğe" gönüllüce -rıza göstermişlere- ne diyeceğiz?
İşte en yaman sorumuz da budur!..
Sivas Kongresi’nin 89. sene-i devriyesi kutlu olsun efendim.
Unutmayalım !
Göktürkmen
Ahmet Kutlu Ayyüce
4 Eylül 2008
YORUMLAR
VATAN HAİNİ
"Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz dedi Hikmet.
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."
Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne,
kapkara haykıran puntolarla,
bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson'un
66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali
Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.
"Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz dedi Hikmet.
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."
Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz,
ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası,
Amerikan donanması, topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla:
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
Nazım HİKMET
Bu şiir neden attığımı merak edeceksiniz. Çünkü bizler ve bizler gibi düşünen ( Yukaruda yorum yazan bir arkadaşımız SİZ, BİZ ayrımı yaptığınızı söylemiş, oysa yazınızad bunu ya ben görmedm ya da beynim çok dar anlayamadım) ler VATAN HAİNLİĞİNE VEMA EDİYOR .
Neden? Çünkü bizler görünen ve bilinen gerçekleri yazıyor, haykırıyor ve insnaların yapılan yanlışları görmesini sağlamaya çaluşıyoruz. O zaman da Çıban başı olarak görülmemiz çok doğal değil midir?
Sayın Göktürkman, Bu defa kurtuluş savaşı ANKARA'DAN hemde Cumhur başkanlığı köşkünden başlamalı, Çünkü en büyük makam orası ve orada da neler yapıldığı ve nelere karar verildiği ve köşkün içinden ATATÜRK'ÜN izlerinin nasıl silinmeye çalışıldığını ( ne yazık ki hiç bir medya kuruluşu korkularından yazamadı köşte bütün taboların ve ATATÜRK'E ait ne var ise depolara kaldırıldığını, neden olarak da Först Leydimizin erkek resmi olan yerde namaz kılamaması) hepimiz biliyor ve görüyoruz. Sonrasında diğer değişimler kendiliğinden olacaktır. Çünkü uyumayan çok büyük bir çoğunluk var ve tüm gerçekleri görüyor ve gördüklerini de yargılıyor. sesi kendi camından geri yankı yapıp geri dönse de bir gün camdan dışarı taşacaktır, Bunun umudunu yitirmiyor. ( çoğunluk uyuyor olsa da)
Çok çok özeldi yazınız. Soran ve sorgulayan ve cevaplar arayan.
Kutluyorum kaleminizi ve saygılar duyarlı yüreğinize.
Selam olsun M.Kemalleri / Cumhuriyetin temellerinin atıldığı Sivas'ı /Amasya''yı yazan kaleme...
Bu da benden yorum katkısı...yazı sayfamdan
ATATÜRK suçlu // O halde ASALIM.....
Atatürk suçlu çünkü bize Cumhuriyet-Bayrak-Ülke ve İstiklal Marşı bıraktı
-Bölünmez bütünlüğümüzü ve topraklarımızı küllerinden yarattı.O Halde Atatürkü asalımm.
Ne yapalım ?
-Atatürkleri ülkede en ücra köşelere gönderelim sürünsünler
-Polislere joplatalım-tanklarla-biber gazlarıyla kovalıyalım
-Ansızın operasyonlarla iddianamesiz gözaltı/sonrasında tutuklamalar yapalım
-Darağacında fidanlar olsun/Atatürkçüleri asalım...
-Bu ülke de satılmadık kalan Anıt Kabri de yıkalım
-Atatürk Orman Çiftliğini rantiyecilere verdiğimiz gibi/bize miras bıraktığı ne varsa kökten ateşlere atalım
-Kamu kurum/kuruluşlarında da olmasın, ne adı/ne resimleri/ne de eserleri hepsini demirbaşlardan silelim.
-Akın-akın yetişen gençliğe "Ey Türk gençliği birinci vazifen/Türk istiklalini,hürriyetini ve bağımsızlığını korumaktır" diye öğreten de kalmasın.
-Bu gidişle gençlik yolunu tam mı şaşırsın ?...Durma gençlik sen M.Kemal’ini ara ..
-koş sarıl o nun iddeallerine/başardıklarına/bıraktığı mutlak mükemmelliyetlere...
-İyisi mi biz M.Kemal’i sadece gönüllerimiz de saklamayalım/salınsın özgürlüğe..
-Adından/resimlerinden/devrimlerinden/yaratıcılığından hoşlanmayanlara inat
-M.KEMAL’e sım sıkı tutunalım/TEK YOL ATATÜRK....
Şeyhler, müridler, dervişler,"hocaefendi" olup yeniden arz-ı endam ediyorlar.. Atatürk’e, yaptıklarına, ülkenin kuruluş felsefesine inanmayan ve bunlarla kavgalı ne kadar zat-ı muhterem(!) varsa, bugün ülke yönetiminde...--
-----------------------------------------------
hakediyoruz. eğer kendini aydın olarak lanse edenler bu gün bir fetullah hakındaki çıkan yazıya korkularından yorum bile yazamıyorlarsa kim bu ülke için ne yapacak. ATATÜRK diyooruz o mu mezarından bize yardıma gelecek .beklyelim....
"bekleyen derviş sıkıntıdan gebermiş."
biz muradına ermiş olarak ezberlediğimiz için beklemedeyiz
ellerinze sağlık sorgulayan duyarlı yürek...
Sn.Ayyüce,Türk toplumunun nereden nereye sürü(k)lendiği
Farkında olduğumuz gerçeği.Ama benmerkezci zihniyetlerin elinde ya da sürü başı mı demeli!!!
Bilmelisiniz ki ilke ve inkılaplarımız doğrultusunda gösterilen yolda yalnız değilsiniz.Biz CUMHURİYET çocuklarıyız ve çocuklarımızda izimzden gelecektir en azından biz öyle yetiştireceğiz.
Saygılarımla yaznınızı Kutlu/yorum...
"biz ve siz diye ayırdınız madem...
toplumun çoğunluğu "sizin" gibi düşünmüyor...
sanırım yalnızlık psikolojisiyle yazılmış bir yazı..
gereksiz..."
Sayın Alope Kardeşim:
Ben kimseyi ayırmıyorum. Atatürk aydınlığı, fikirleri, kurup, emanet ettiği bu devlet ve ulus toplumsalı herkesin diyorum.
Bunun arkasında durarak, ab ve abd emperyalizmine peşkeş çekilen ülke topraklarına sahip çıkabilen, sömürgeleştirilmeye isyan edebilen herkesin...
Biz; Türk ulus toplumsalıdır, "biz" istiklal-i tam ülkeye sahip çıkma iradiliği gösterebilmek erdemidir.
Ben kimseyi ayırmıyorum. Bölümsellerde takılanları uyarıyorum. Dinsel de, etni de, cemaatlarda, mezhep de ve bunların emperyalizmce satın alınmış sürübaşlarına "ayrıksı" olmak anlamında "siz" diyebilirim ancak !
Bu yazının bundan başka bir amacı yoktur. Ayrımcılıkla suçlamışsınız, gösterin, gerekçelerimi çürütün, ben dayatma ve doğmalar yazmıyorum. Yalansam, tevatür yapmışsam, abartmışsam, iftira etmişsem çürütün !
Seni, beni, o'su, bu'su yok başka !..
Vatanın birliği, bütünlüğü, ulusun bağımsızlığı ve devletimizin geleceği tehlikededir. Tıpkı Sivas Kongresi kararlarında belirtildiğince hem de!..
Bunu yazdım. Çok unutan, çok yanılan, çok ölüyor. Bölümsellere bölünerek yanılmayalım, birbirimize düşürülür haldeyiz, buna gelmeyip çok ölmeyelim.. Yeter artık !
Bu yazı 'yalnızlık psikolojisiyle' yazılmış ise; ben yalnızım.. Bunu ödül bildim efendim.
Malum Edebiyat sitesindeyiz ve şiirler/yazılarla yaşıyoruz. Sevgili Afşar Timuçin'in bir şiiri ile bitiriyorum yazımı:
" Bir Serüvenin Tanımı
Hiçbir zaman yenilmedi geceye
Sevincim de inancım da
Doğru diye bildiğim güzellikler
Hiçbir gün kendisinden uzak
Bir şeye değişmedi
Hiçbir gün yolda koymadı beni
Güvenim ve direncim
Düşerim sandılar dönüp baktılar
Gülerek geçip gittim
Evet ben tek başındaydım
Onlar çok yalnızdılar."
Saygılar..
Göktürkmen tarafından 9/7/2008 3:36:15 PM zamanında düzenlenmiştir.
Sayın Ayyüce;
4 Eylül Sivas Kongresi’nin 89.yıldönümü tüm ulusumuza kutlu olsun. Türk ulusu olarak son nefesimize kadar Atamızın izinde olup. bizlere armağan ettiği Cumhuriyet’i ve getirdiği kazanımları sonsuza kadar koruyacağız ve yaşatacağız.
Öz ve söz bütünlüğü içinde çok anlamlı ve görkemli çalışmanızı akıcı bir anlatımla ve didaktik tarzda, hem de zamanlaması uygun olarak, bizlerle paylaştığınız için sizi yürekten tebrik ederim.
Teşekkür ve selamlarımı arz ile saygılar sunarım.
Eğitimci tarafından 9/5/2008 8:34:57 AM zamanında düzenlenmiştir.