- 852 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
YAŞASIN ŞERİAT!
Şimdi beni Defterde az-çok tanıyıp arada bir sayfama girenler; eyvah kadının başına ya göktaşı düştü ya olan akılcığını da kaçırdı ya da kendince şaka yaptığını sanıyor diyebilirler.
Hatta dokunmayın, delidir ne söylese yeridir diyenleriniz bile çıkabilir belki
Hiç alınıp gücenmem inanın. Hem de hiç. Yeter ki düşüncelerinizde söylem ve yorumlarınızda samimi ve dürüst olun bu bana yeter.Ancak gelin görün ki insanlara olan güven ve inancımı hiç istemeden yitirmeye başladım.
Koskoca Nazım Hikmet RAN bile “Güzel günler göreceğiz ÇOCUKLAR” diyerek bizi kandırıp gitmemişmidı yaban ellere...
Ama giderayak bana “elini veren “ Aziz NESİN öyle mi ya…
Yıllar öncesinden halkının yüzde altmışının zeka düzeyi seviyesini o belirlemiş, dünyaya veda ederken de tatlı tatlı uyuyan yüce milletini uyandırmaya kıyamamış ve baş uçlarına bir not yanaklarına da bir öpücük kondurup gitmemiş miydi!
Öyle bir ağlasam
Öyle bir ağlasam çocuklar
Size hiç gözyaşı kalmasa.
Öyle bir aç kalsam
Öyle bir aç kalsam çocuklar
Size hiç açlık kalmasa.
Öyle bir ölsem
Öyle bir ölsem çocuklar
Size hiç ölüm kalmasa.
Diyen sözleri o günlerden bu günleri görmenin açık bir ifadesi değil de nedir?
Ya “Son İsteği” nde ne diyor:
Bitki olacaksam
Çayır çimen olayım
Aman baldıran değil
Yol altında kalacaksam
Gelin arabaları geçsin üstümden
Çelik paletler değil
Üstümde çocuklar koşuşsun
Ne kaçan ne kovalayan
Askerler değil
Kerpiç yapacaksanız beni
Okullarda kullanın
Cezaevlerinde değil
Soluğum tükenmez de kalırsa
Islık öttürsünler
Aman ha düdük değil
Kalem yapın beni kalem
Şiirler yazan sevi üstüne
Ölüm kararı değil
Ölünce yaşamalıyım defne yapraklarında
Sakın ola ki
Silahlarda değil
Şimdi o, yüzlerce çocukları ve torunlarının kendileri için adeta bir mabede dönüştürdüğü Çatalca’daki Çiftlikte bilinmeyen mezarının üstünde minnet ve huzurla koşup oynuyorlar her ne kadar yarınların ne olacağını bilmeseler de…
Katli vaciptir! damgası yiyen ve 33 kişiyle birlikte yakılmaya çalışılan Aziz Nesin’in o müthiş öngörüleri bir bir gerçekleşmiş ve bu gün bir Aziz ilan edilmiştir.
Yazarlığı ile ilgili olarak “O bir gülmece ustasıydı” diyen kara cahil idareciler mi ararsınız yoksa boyunca yazdıkları kitapları için “Onun boyu zaten kısaydı” diyenler mi! Ayrıca toplumun yüzde altmışları fazlasıyla aşan “aptallık” oranını göremeyen gözlere ne demeli…
Aman bana ne canım! Kim neyi nasıl görürse görsün. Benim gördüklerim ise gayet mutlu yarınlardan umutlu paralı pullu karnı tok sırtı pek bir toplum.
Yaradan en büyük maddi-manevi kapısını iktidar ve yandaşlarının üzerine yağdırıyor. İşsizlik yoksulluk yaşlılık ev kirası doğum ve çocuk yardım parası. Nenelere torun bakım parası. Evlatlara ana-baba bakım parası. Evlenme ev döşeme yardımı. Aflar diz boyu. Kara paraya açılan kapılar çığ gibi.
Ülke zaten HAN KAPISI. Giren çıkanın teröristin haddi hesabı yok!
Sahibi ise hiç yok!
Benim ne bir kibrit çöpü görmüşlüğüm ne de göreceğim var. Bu nedenle de ben de oturup kurduğum hayallerin zenginliği ile avutuyorum kendimi.
Demlerim çayımı. Otururum el örgüsü perdeleri çekilmiş geniş camın önüne. Açarım radyomu. Dinlerim Kuran’ımı. Kılarım namazımı. Çekerim tespihimi.
Kulağımı veririm Dede efendilere. Itrilere. Tatyos efendilere.
Dalarım saz eserlerinin akşam faslının taksimlerin beni büyüleyen ve gerçekten yaşamak istediğim o fesli feraceli faytonlu zamanların özlem dolu hayallerine.
Çarşafımın rengini bile belirledim.
Kışlık olan ördekbaşı yeşili.Yazlık olanı ise Çingene pembesi.
Bütün maneviyatım üstüne yemin ederim ki söylediklerimin hiç biri ne şaka ne de senaryo.
Ama asıl gönlümden geçenleri bilmek iste misiniz gerçekten.
Anlatayım öyleyse ben de hiç çekinmeden.
***
Bir sabah uyandığımızda bakacağız ki…
Bağrında binlerce uyumayan şehitlerimizin yattığı kutsal topraklardan o güne kadar kokusunu hiç bilmediğimiz miski amber kokuları yayılıyor tüm yurda dalga dalga.
Yine hiç görmediğimiz rengarenk çiçekler. Fidanlar boy veriyor topraktan akın akın.
Ülke dışına çıkışlar yasaklanmış.
Yediden yetmişe herkesin her türlü dünya malına-varlığına el konulmuş.
Başta devlet yetkililerinin çoluk-çocuğu ve yakınları.
Yıllardır ülkeyi soymuş dolandırmış ne kadar yüz karası insanlık dışı insan varsa.
Hepsi tutuklanıp ülkeye getirilmiş.
Ve başta özellikle İstanbul’da yapılan yeni devasa binalar olmak üzere tüm binalar pkk’yla işbirliği yapılarak bombalanacak.
Dünyayı doyurmaya yetecek kadar elde edilen maddi gelirle önce dış borçlar ödenecek faiziyle birlikte. Az da olsa ülke onuru kurtarılmaya çalışılacak.
Ardından yer yüzünde ne kadar yok yoksul. Aç açık toplumlar varsa onlara yardımlar yapılacak.
Kalanı İlime-bilime ve insanlığa kendini adamış olanlara bağışlanacak.
Yıkıntılar ülke dışına taşınacak.
Ve dağ yamaç demeden topraklar yemyeşil bir cennet bahçesine çevrilene kadar çoluk çocuk genç yaşlı boğaz tokluğuna çalışacak gece gündüz.
Sonunda toprağından her adım başı bereketli şifalı suların fışkırdığı ve dünya coğrafyasında yerini aldığı ilk günlerde ki gibi bir cennete dönüştürüldükten sonra.
Rabbimin yarattığı ne kadar hayvan nesli varsa onlara emanet edilecek.
Ve;
Allah’ın yarattığı en üstün varlık olduğuna inanılan insanoğluna ve barındığımız topraklara ettiğimiz onca ihanetin cezasını çekmek için ardımızda bir insan gölgesi dahi bırakmaksızın hep birlikte buzullara ve de Sibirya göçeceğiz eli boş yüzü kara!…
YORUMLAR
Çıkar egemen bir dünyada küçük bir ülkeyiz(coğrafya olarak) iyi, saf ve tertemiz Anadolunun saf insanlarıyız. Kandırıla kandırıla birbirimizden koparılmak isteniyor ve biz "güzel günler göreceğiz" umuduyla durup bekliyoruz. oysa umut korkunç bir şeydir ve çokça azaptır çünkü uaztıkça uzatıyor; çok acı çekemeye daha çok kanatmaya.
Şeriata karşı değilim lakin Kuran-kerime ve Peygamber sünnetlerine uygun bir şeriat olursa, ki hiç bir Müslüman ülke şeriatla yönetilmiyor.
çoğunluk başı kumda, popüler kültür veya yayılmacı kültür:
"
Emperyalizm veya yayılmacılık, bir devletin veya ulusun başka devlet veya uluslar üzerinde kendi çıkarları doğrultusunda etkide bulunmaya çalışmasıdır. Kültür emperyalizmi, bu etkinin ilk öğesinin kültür olduğu emperyalizm türüdür. Gelişmiş ülkelerin az gelişmiş diğer kültürleri, özellikle kitle iletişim araçlarıyla etkilemesi ve kendine benzetmesi olarak da tanımlanabilen kültür emperyalizmi, sömürgeciliği kolaylaştırmaktadır. Kitle iletişim araçlarının gelişmesi ve yaygınlaşması üzerine, her devlet kendi kültürel değerlerini başka devletlerin halklarına iletme olanağına kavuşmuştur. Bir ulusun ya da toplumun öz değerlerine olan bağlarını zayıflatmak için etkin bir kontrol yöntemi olarak kabul edilebilir. Kültür emperyalizmi, diğer emperyalizm yöntemlerinin uygulanması için uygun zemini hazırlar, yani tamamlayıcı bir rol oynamaktadır. Başarıya ulaşma şansı en yüksek ve en yumuşak görünen emperyalizm türüdür. Klasik emperyalizme göre, daha yumuşak görünen bir yöntem olması, toplumların verdikleri anî tepkileri minimum düzeye indirmektedir."
Günümüz Müslüman ülkeleri dini gözüne kulağına bulaştırmıştır. "Para konuşur gerçekler susar" neme lazımcılık, öznelik ve özenti akımların normal hale gelmesi ve tek düşünceseliğin ayyuka çıktığı bu dönemde sıyrılmak çok zordur.
“Gök mü yoksa böcek mi önce
Duruşur bir anda geçmişle gelecek”
Gerçekleri konuşmak, yazmak delilikse varsın adı delilik olsun. Çok güzel bir yazı ve günüme düşen en etkili yazı.
Ve; AYNEN
Allah’ın yarattığı en üstün varlık olduğuna inanılan insanoğluna ve barındığımız topraklara ettiğimiz onca ihanetin cezasını çekmek için ardımızda bir insan gölgesi dahi bırakmaksızın hep birlikte buzullara ve de Sibirya'ya göçeceğiz eli boş yüzü kara!…
saygılarımla
DEVRİM DENİZERİ
Altı kitap yazdım içimin zehrini bitiireedim yine de..
Selam ve sevgiler
''Otururum el örgüsü perdeleri çekilmiş geniş camın önüne. Açarım radyomu. Dinlerim Kuran’ımı. Kılarım namazımı. Çekerim tespihimi. Kulağımı veririm Dede efendilere. Itrilere. Tatyos efendilere.'' Tipik bir Cumhuriyet kadını yaşamı bu olsa gerek. Açıkçası ''Cumhuriyet kadını'' lafı bazen bana ürkütücü geliyor, bazen sempatik. İktidarın ''Modern muhafazakarlar'' ile tanıştıktan sonra sizin gibi insanlar daha çok sempatik gelmeye başladı. Eskinden Ulusalcılar bana dogmatik gelirdi.
Neyse kafam karışık biraz. Ben hiçbir düşünceyi ve ideolojiye körü körüne inanmam, peşinde koşmam.
Başlığı görünce şaşırmadım, ünlem var sonda çünkü.
ccelayir tarafından 1/19/2017 4:11:07 PM zamanında düzenlenmiştir.