- 531 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BİR AVUKATIN MACERALARI KISIM 2 BÖLÜM - 6 Ucunda ölüm vardı
BİR AVUKATIN MACERALARI KISIM 2 BÖLÜM - 6
Ucunda ölüm vardı
Pazartesi sabahı ilk işim bankaya uğrayıp hesabımda yatan kara paranın bir kısmını çekmek oldu. Bankadan Bay Josef’in Fındıkzade’deki ofisine gitmek oldu. Kilitli olması gereken ofis kapısı itmemle açıldı. İçeri girdim, Girişin hemen sağındaki masanın arkasında Günlük gazeteyi karıştıran genç bir kadın gördüm. Beni görünce ayağa kalkarak’’ Buyurun efendim kime bakmıştınız’’
Büşra,
’’Senin adın ne?’’
Sekreter,
’’Niçin soruyorsunuz efendim. Eğer Bay Josef’I arıyosanız kendisi artık yok. Bir kazaya kurban gitti. Ben de ofis boş kalmasın diye geliyorum.’’
Büşra,
’’Bak kızım bundan sonra Bay Josef’in yerine burada ben olacağım.’’
Sekreter,
’’Nasıl yani bundan sonra sizinle mi çalışacağım ?’’
Büşra,
’’Senin bir adın vardır her halde?’’
Sekreter,
’’Olmaz olur mu? Tabi var efendim, adım Anahit.’’
Büşra,
’’Anahit, benim adımda Selma Güreli. Bundan sonra burada işleri ben yürüteceğim. Şimdi Bay Josef’in işleri hakkında bilgi sahibi olacağım dosyaları masamın üzerine yığ. Gizli saklı ortalıkta ne varsa. Eğer hakkımda bilgi almak istersen, istediğini arayabilirsin.’’
efendim?
Büşra,
’’Bay Robert, Kayserili Atıf veya Sadiye Hanım.’’
Anahit_ Siz onları tanıyormusunuz efendim Selma Hanım?
Büşra_ Tanımasam sana bu isimleri bir arada sayabilir miyim? Bu arada Sadiye Hanımın bugün beni ziyaret etme ihtimali var. Sakın saygıda kusur etme.
Anahit_ Baş üstüne edendim.
Büşra_ Bugün öğleden sonra bazı adamlar gelip buranın güvenliğini üst seviyeye çıkarmak için çalışma yapacak. Onlara gereken kolaylığı göster.
Kızın getirdiği dosyaları incelemeye başladım. Bu dosyalar açıkçası bana hiç bir . Daha da önemlisi kafamda başka bir fikir oluşmaya başladı. Bu dosyalar burada yapılan gayı yasal işleri p erdelemek için paravan çalışmalardı. Yani göstemelik işler.
Büşra_ Anahit buraya geli misin?
Anahit_ Buyurun efendim.
Büşra_ Bu dosyalar benim incelemek istediğim dosyalar değil. Ben daha özel olan ama ortalıkta görünmeyen dosyalardan bahsediyorum. Ne demek istediğimi anlıyorsun değil mi?
Anahit’in bir an için tereddüt eder gibi bir tavır takındığını hissedince, bir şeyler sakladığını anladım.
Büşra_ Peki kızım anlaşılan o ki biz seninle anlaşamayacağız. Sen maaş olarak kaç lira alıyordun Bay Josef’ten?
Anahit_ Neden sormuştunuz efendim.
Büşra_ Hele bir söyle
Anahit_ Bin üç yüz lira efendim.
Büşra_ İstifanı yaz altını imzala. On aylık maaşın burada kasada hazır. Dosyaları alıp gidenin adını verirsen üzerine iki bin lira daha. Toplam on beş bin eder. Şimdi git masana otur ve düşün. Akşama kadar zamanın var.
Kafamda yapacağım işleri sıraya koyarken zamanın nasıl geçtiğini anlayamadım. Saate bakınca on ikiyi geçtiğini fark ettim.
Büşra_ Anahit bir dakika gelirmisin?
Anahit_ Buyurun efendim.
Büşra_ Hazırlan çıkıyoruz.
Anahit_ Nereye gidiyoruz efendim?
Büşra_ Korkma kızım Şimdi beni buranın en iyi lahmacuncusuna götüreceksin. Açlıktan ölüyorum, sende acıkmışsındır. Hadi, hadi çabuk ol.
Önce bir şaşkınlık geçiren Anahit, beni kaliteli bir lahmacun salonuna götürdü. İkişer tane ısmarladık. Lahmacunlarımızı yerken, Anahit birden kısık sesle konuşmaya başladı. ‘’ Sizin oturduğunuz koltuğun arkasında dışarıdan fark edilmeyen gömme bir dolap var. Bay Jozef o dolabın anahtarını hiç bir zaman bana vermedi. Bu Cumartesi günü bir gelip o dolabı açmış büyük biri ihtimalle bazı dosyaları aldı ve yine kilitledi. Diyeceksinki sen nereden anladın bunu?’’
Büşra _ Peki sen nereden anladın dolabın açıldığını?
Anahit_ O dolabı Bay Josef’in dışında biri açarsa, dolap açıldığı anda masamın iç kısmında kırmızı minik bir lamba yanar ve bende dolabı başkasının karıştırdığını anlayıp Bay Josef’I haberdar ederim. Bay Josef’in gelmesi mümkün olmayacağına göre, bu dolabın varlığını bilen konseyin diğer üyelerinden biri geldi ve dosyaları aldı.
Büşra_ Bana dürüst davrandığın için teşekkür ederim Anahit.
Anahit_ Selma Hanım, bugün akşama doğru istifamı vereceğim. Bu adamlar çok tehlikeli.
Büşra_ Yarından itibaren kendi ekibimi kuracağım. Senden bir şey daha isteyeceğim. Bu dosyalar hafta içinde zaten geri gelecek.Kimin aldığınıda kendisinden öğreneceğim. Benimle bir hafta daha çalışmaya vatmısın? Hem de kimin aldığını öğrenmiş olursun. Hem elemanlarıma , hem de bana bir şeyler öğretirsin. Ne dersin?
Anahit_ Seve, seve Selma Hanım. Size telefon numaramı vereyim ne zaman çağırırsanız koşarak gelirim.
Büşra_ O zaman yeniden tanışalım. Ben yeni patronun Selma Güreli.
Anahit_ Ben de Anahit Erciyan. Ermeni kökenliyim ama her zaman kendimi türk gibi hissediyorum. Bu yüzden ailemle ermenistan’a göçmektense kendi yurdumda kalmayı tercih ettik.
Büşra_ Hadi kalkalım misafirlerimiz gelmeye başlarlar. Hizmette kusur etmeyelim.
2
Hani derler ya iti an çomağı eline al. Bizim işte böyle oldu. Yerime oturup daha koltuğumu ısıtmadan, Anahit kapıdan başını uzatıp’’ misafiriniz var efendim ‘’ dedi. Hemen yarımden kalkıp odamdan çıktım. Sadiye Hanım Anahit’in yanında bekliyordu.
Büşra_ Sadiye Hanım beni çok utandırdınız. Niçin doğrudan içeri gelmediniz? Buyurun lütfen.
İçeri geçtik, Sadiye Hanım yerine oturunca once elini öptüm. Yanı başındaki boş koltuğa oturdum.
Büşra_ Hoş geldiniz efendim. Mekanımı şereflendirdiniz.
Sadiye Hanım_ Hoş bulduk kızım. Şimdi sana daha çok inanıyorum. Bu işin altından kalkacak cevher sende var.
Büşra_ Sizlerin vereceği tavsiyeler bana yol gösterici olacak efendim.
Sadiye Hanım_ Sakın sıkılma bilmediğin bir şeyle karşılaşırsan beni her zaman arayabilirsin. Artık kahvemizi de söyle.
Büşra_ Kızım bakarmısın?
Anahit_ Buyurun Selma Hanım?
Büşra_ Kahvelerimiz nerede kaldı. Nasıl içersiniz Sadiye hanım?
Sadiye hanım_ ( Gülerek) O mendebur nasıl içtiğimi biliyor.
Kahvelerimiz geldi, ağır, ağır içmeye başladık. Sağdan soldan konuşurken ben ayağa kalkarak gidip kapıyı kilitledimve gelip Sadiye Hanımın yanına oturdum.
Büşra_ Bakın Sadiye hanım, sizden bu isteğim çok erken olacak ama şu anda derdimi ancak siz anlayabilirsiniz.
Sadiye Hanım_ Söyle kızım benden isteğin nedir?
Büşra_ Hafta sonu bu ofise girilmiş bazı dosyalar götürülmüş.
Sadiye Hanım_ Bu çok tehlikeli suçlama
Büşra_ Evet bu tehlikeli ama gerçek bir suçlama. Beni bir kenara bırakın. Siz de olamazsınız Bay Robert’in olması da mümkün değil. Geriye konseyin üç adamı kalıyor. Fransız, Kayserili Atıf Bey ve Cihan Bey. Bu üç adamdan biri dosyalara el koydu. Şimdi sizden ricam ,, lütfen Bay Robert’le görüşerek bu hafta içinde o dosyalar masamın üzerinde yerini almalı.
Sadiye hanım_ İşin o tarafını sen bana bırak.En geç Perşembe günü o dosyalar masanın üzerinde olacak. Şu lokumu da al bakayım.
Sadiye hanım çantasını karıştırarak bir kutu lokum çıkararak Büşra’nın kucağına bıraktı. Ama bununla yetinmeyip Bir paketi de ayaklarının dibine koydu. ‘’ Bu da Bir milyon lira’’.
Sadiye Hanım_ Benden bu kadar, ha şimdi aklıma geldi hiç birimize ne iş yaptığımıza dair bir tek soru dahi sormadın. Buda çok hoşuma gitti.
Büşra_ Herkesin işi kendisine efendim
Sadiye hanım_ Hoş geldin ziyareti kısa olmalı. Seni kahve içmek için ofisime iadeyi ziyaretini bekliyorum. Hadi şimdilik hoşça kal.
Büşra_ Bu kapı her zaman size sonuna kadar açık İster randevulu ister çat kapı gelin.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.