- 776 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
ÜLKE YÖNETİMİNDE SORUNLAR?!
Bugün ülkemizin milletimizin içine düştüğü, bir yandan ekonomik bir yandan siyasi kriz durumu Cumhuriyetimizin kuruluşundan bu yana içine düştüğü en sıkıntılı dönemdir. Ancak milletçe akıllı düşünür ve doğru adımlar atarsak, bu krizin de üstesinden gelebilecek, barış ve kardeşlik içinde, eşitlikçi, adil demokratik bir düzeni yeni baştan kurabilecek, ülkenin ve vatanın bölünmez birlik ve bütünlüğünü yeniden sağlayabilecek gücü ortaya koyabiliriz.
Bunun yolu ortak akıldan geçmektedir.
Akıl dendiği zaman herkesin kendine göre bir aklı olduğu muhakkaktır. Cahilin aklı yok mu var! Ancak cahil insan sık sık hata yapar ve hedefine ulaşmak isterken, pek çok yanlışı da beraberinde yaparak gereksiz yere zaman kaybına, enerji ve sinerji kaybına yol açar.
Hepimiz biliyoruz ki yeryüzünde eskilerin tabiriyle Yetmişki buçuk millet vardır ve o ‘’buçuk’’ da işte dikkate alınması gereken bir ayrıntıdır esasında ve sırf o yüzden tüm dünyanın altı üstüne gelebilir; sorsam şimdi o nüfusu en az olup da tüm dünyaya hükmeden b/uçuk millet kimdir desem, hemen aklınıza gelecek devlet bellidir. Nasıl oluyor da o buçuk Yetmiş ikiyi yönetiyor, yetmişikisinin de ödü b/uçuktan patlıyor?!
Kimdi o II. DÜNYA SAVAŞI’ında atom bombasını yapan, Hiroşima ve Nagazaki’ye atan ve attıran güç?!İ şte bütün hedef ‘’Olmak ya da olmamak ‘’ noktasına gelip dayandığı zaman, KİMSENİN KİMSEYE MERHAMETİ KALMADIĞINI TARİH BİZE EN ACIMASIZ BİÇİMDE GÖSTERMİŞTİR!
Küresel dünyanın elbette içindeyiz ve kendimizi bu güçlerin dışında saymamız asla mümkün değildir. Bedeni yerde olup da uzayda yaşamak nasıl mümkün olur?! Bu olsa olsa insanlık tohumunu başka gezegenlere ekebilecek üstün bilim ve teknoloji sayesinde başarılacaktır.
Ülkemizin içinde düştüğü sıkıntıların en temel sebeplerinden birisi, ülke içinde iktidarı ele geçirirken, milletin öznel koşullarından, ananesinden, hoşgörüsünden, cahilliğinden, etnik kimliğinden, kökeninden, bazı uyanıkların çok iyi yararlanarak , inançları ve iyi niyeti istismar eden POPÜLİST SİYASET ANLAYIŞIDIR! BU BAĞLAMDA DİN EN BÜYÜK SÖMÜRÜ VE UYUTMA POLİTİKALARINA HEP ALET EDİLMİŞTİR. Çünkü bu ulus inanç örf ve adetlerine derinden bağlıdır. Ancak din ve inanç faktörü geniş kitlesel bir tabanı, görünüşte iyi niyetlerle süslenmiş umut ışığı olarak sunulsa da , bir dini misyonu temsil eden otoritenin, en tepesinde mutlaka bağlı olduğu bir siyasi ve ekonomik düşünce temelinde kurulmuş çatı örgütüne bağlılığı gözardı edilemez. Bu çatıyı oluşturan güçler de bugün için küresel elitlerin oluşturduğu yapılanmalardan bağımsız değildir.
Bu durum tıpkı Bir Amerikan Dolar’ının üstünde yer alan Dolar Piramidi’nin en tepesinde tek bir göz olarak (Her şeyi gören göz) kendini Tanrı ile özdeşleştiren KÜRESEL SERMAYENİN TEPE ÖRGÜTÜDÜR. Dolar piramidinin altında kalanlar geniş halk yığınlarına kadar uzanırken, en alttaki tabaka, üstte bulunanların oluşturduğu baskı sonucu en fazla ezilmeye maruz kalan geniş halk yığınları olarak açıklanabilir. Yani bir tarihte Mısır’da Firavunlar geniş halk yığınlarını, kavimleri nasıl baskı altında tuttularsa en büyük ve gizemli piramitleri kendiler için inşa ettilerse, aynı öğreti bugün de küresel sermayeyi temsil eden gizli tarikat ve mason localarının elinde toplanmış ve bunlar kendi aralarında kan ve göbek bağı ile akrabalık ve hanedanlık zinciriyle birbirlerine bağlanmışlardır.
O halde sorunların çözümüne sadece ulusal perspektiften bakmak, karşılaştığımız sorunları çözmeye yetmez ve üstelik içerideki yöneticiler emellerini de bu dış küresel güçler ile gizlice birleştirip, ulusu tümden dışlamışlar ise, sorun daha da karmaşık boyutlara bürünecektir.
Dış kaynaklı tehdit, saldırıların, silah satımından terör örgütlerine uzanan bir kolu vardır. Keza hedef bilim ve teknoloji gücü ile, kullanabilecek piyonlar ile yeryüzündeki ulus devletleri bir yandan kendi içinden, bir yandan askeri güç kullanarak sınırlarından kuşatmaktır.
BU TEMELDE ORTADOĞU COĞRAFYASI, PAKİSTAN, AFGANİSTAN GİBİ ÜLKELER SON YILLARDA ÇOK NET GÖRÜLDÜĞÜ ÜZERE NE YAZIK Kİ ADINI SIKÇA DUYDUĞUMUZ TERÖR ÖRGÜTLERİNİN ASLINDA EMPERYALİZME GÖBEĞİNDEN BAĞLIDIR. BU ÖRGÜTLER İLK BAKIŞTA HALKLARININ ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN SAVAŞIYORMUŞ GİBİ GÖRÜNSE DE TEK MERKEZDEN YÖNETİLEN ÇİFT KUTUPLU ÖRGÜTLERDİR. ÖLEN DE ÖLDÜREN DE MÜSLÜMANDIR. BU TEMELDE GÖRÜYORUZ Kİ HER TÜR ETNİK VE MEZHEPSEL AYRIMDAN, DİNDEN, DİLEDEN ,EMPERYALİZM ÇOK İYİ BİR EGEMEN SINIF DENEYİMİ İLE YARARLANMAKTA VE HER GÜN DAHA ACIMASIZCA KAN DÖKTÜRMEKTEDİRLER. SONUÇTA SAVAŞ ALANININ KİMİN ELİNE GEÇECEĞİ BELLİDİR; EMPERYALİSTLERİN ELİNE GEÇER ELBETTE!
O NEDENLE BARIŞI, ÖZGÜRLÜĞÜ DİLE PELESENK EDEREK, MAZLUM HALKLAR ADINA SLOGANLAR ATARAK YOLA ÇIKAN ÖRGÜTLERİN ARKASINDA KİM, HANGİ DEVLET, HANGİ YAPILANMA VARDIR İYİ GÖRMEK GEREKİR!
SİLAH FABRİKATÖRLERİNİN İMAL ETTİĞİ MAYINLAR, BOMBALAR ,ACIMASIZCA CAN ALIRKEN NE YAZIK Kİ VAHŞİ BATI BİLEREK SUSMAKTADIR. ABD BİLEREK BAZAN SUSMAYI SÜRDÜRMEKTEDİR. BİRLEŞMİŞ MİLLETLER NE ZAMAN Kİ BELLİ DEVLERİN ÇIKARLARI TEHLİKEYE GİRDİ O ZAMAN DEVREYE (P) ARABULUCU BİR MİSYON, MÜDAHİL OLARAK DEVREYE SOKULMAKTADIR.
Dönelim ülkemize tekrar; bir büyük dünya lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerinden sapmalar sonucu, bilimden teknolojiden, imamhatipler ile uzaklaştırIlma politikaları sonucu, adına özellleştirme denilen küresel sermaye grubunun, sermayesinin rahat dolaşımını sağlayacak ÖZGÜRLEŞTİRMELER (!) SONUCU ÜLKENİN TÜM GELİR KAYNAKLARI KURUTULMUŞ VE EKONOMİYİ BESLEYEN KAN DAMARLARI KURUTULMUŞ MİLLETİN CANI ÇIKMAK ÜZEREDİR’ BU BAĞLAMDA ADINA MİLLİ BURJUVAZİ DEİĞİĞİMİZ TEKELLER HOLDİNGLER ÖZELEŞTİRİ YAPIP HESAP VARMEK ZORUNDADIR!!!
Ülkeyi bu duruma sokanların tek derdi var ülke gündeminde ve bunun da ne olduğu herkesçe bilinmektedir. Onlara cesaret madalyası veren kuruluşların ve bu madalyayı göğsüne gururla(!) asanların kim olduğunu, sonumuzun nereye varacağını bir kez daha aklı başında etraflıca düşünmek zamanıdır. Hiç bir çözüm kendiliğinden gelmez. Bu iş için hepimiz kolları sıvamak durumundayız ve sorumsuz parti yöneticilerinin radikal kararlar ile değiştirilip Kemalist düşünceyi emperyalist işbirlikçilere karşı yeniden şahlandırmak zorundayız.
ATATÜRK’ÜN ÇİZDİĞİ AYDINLIK YOLDAN BAŞKA KURTULUŞ YOKTUR! ANCAK ATATÜRK’Ü DE NE BİÇİMDE TAHRİF ETTİKLERİNİ , ONU SAVUNMAK ADINA ONA NEREDEYSE KÜFREDERCESİNE EYLEMLERDE BULUNAN, GEREK ASKER GEREK SİYASİ ERKANA BU MİLLETİN BİR HESAP SORMASI VE VE KENDİ KURTULUŞUNU YİNE KENDİ BAĞRINDAN YARATACAĞI YENİ VE GERÇEK LİDERLERDE ARAMASI GEREKİYOR.
BU BAĞLAMDA YURTSEVER GÜÇLERİN SOLCUSUYLA SAĞCISIYLA BİR OLUP GERÇEK DOĞRU ÖNDERİNİ BULUP YARATMASI VE ONUN İZİNDEN GİTMESİ VATAN VE MİLLETİN HAYATİYETİ AÇISINDAN ZORUNLU BİR DAYATMADIR!
MEVCUT LİDERLERİN HİÇBİRİSİNDE BU BASİRET, DÜRÜSTLÜK, İNANÇ, AZİM BİLGİ VE KARARLILIK NE YAZIK Kİ YOKTUR!
NE ÖNERİ GETİRİYORUM?! BUGÜN RUSYA’YA BAKTIĞIMIZDA DEVLET BAŞKANI PUTİN’İNİN KARARLI VE OLUMLU ADIMLAR ATTIĞINI VE ASYANIN DERİNLİKLERİNE SIZMAK İSTEYEN EMPERYALİST DÜNYANIN KARŞISINA BİLİM TEKNİK VE KÜLTÜR İLE DİKİLDİĞİNİ VE MÜTTEFİKLERİ İLE SAĞLAM VE İLKELİ ADIMLAR ATTIKLARINA TÜM DÜNYA TANIKTIR.
BİZ RUS DEĞİLİZ; FAKAT PUTİN GİBİ BİR LİDERİ TÜRKİYEMİZİN KENDİ ÖZGÜN KOŞULLARINDA KENDİ YAPISINA UYGUN BİÇİMDE ORTAYA KOYMAMIZ GEREKİR. ATATÜRK BUNU BAŞARMIŞTI, ATATÜRK YENİDEN DİRİLMEYECEĞİNE GÖRE BİZ ONU KENDİ RUHUMUZDA DİRİLTMEK ZORUNDAYIZ! O DEMEMİŞ MİYDİ:
’’Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek değildir. benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kafidir ‘’
BUNU BECEREBİLMEK İÇİN HER ŞEYDEN ÖNCE SATRANÇ OYUNUNU ÖĞRENMEK GEREKLİDİR. ÇÜNKÜ SATRANÇ BİR SAVAŞ SPORUDUR. SAVAŞ AKIL BİLİM VE MANTIKLA MUHAKEME SAVAŞIDIR. O NEDENLE BAŞINA BİR SARIK SIRTINA BİR CÜBBE GİYEN HER SAKALLIYI DEDENİZ SANMAYIN BİLMEM ANLATABİLDİM Mİ?!
Cesaret bilinç, umut gayret ve azimle hep birlikte çıkarsız, eşitlikçi, güneşli güzel günler yürüyüş eyleyelim.
Yüce Türk Milletine en yürekli saygılarımla...
Şaban AKTAŞ
14.01.2017 - 14.20