- 671 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Rüya
Hafif bir esinti okşuyordu yüzümü. Burnuma dolan taze biçilmiş çimen kokusu, bir an kendimi cenneteymişim gibi hissetmeme neden olmuştu
Gözlerimi yavaşça aralayınca, etrafımdaki çam ağaçlarını fark ettim. Gece yarısını çoktan geçmiş, ay ışığı sihrini örmüştü bu gizemli yere.
Altımda hafif nemli, yemyeşil çimenler; üzerimdeyse günışığını kıskandıran bir aydınlık… Aslında korkutur geceler beni; ama bu kez garip bir huzur yer edinmişti yüreğimde. Şaşkınca baktım çevreme… Yapayalnızdım. Etrafta gezinmeye karar verdim.
Buraya nasıl geldiğimi bilmesem de merak etmiyordum açıkçası. İlk adımlarımla birlikte ayaklarımın yerden kesildiğini hayretle fark ettim ve ağaçların üstünde buldum kendimi.
İnanılmaz bir mutluluk, tarifi imkânsız bir özgürlüktü içime dolan ve hala şaşırmıyordum bu duruma. Bedenim uçuyordu sanki.
Koca orman benim için en güzel renklerine bürünmüş, ağaçların bir kısmı rüzgârla dansa başlamış, diğer kısmı da gece kuşlarıyla koyu muhabbete dalmışlardı. Varlığım onları hiç rahatsız etmiyor, hatta ara sıra başlarını kaldırıp, sessiz bir gülüşle selamlıyorlardı beni.
“Huzur budur” diye düşünürken, büyük bir tarlanın üstünde salınarak, aheste uçtuğumu fark ettim. Bedenim yavaşça inmeye başladı. Ayaklarım yere değdiği an, rüzgâr kaçar gibi uzaklaştı yanımdan.
Kara bir bulut yutmuştu aydınlığı sanki. Az önce hissettiğim huzur birden kaybolmuştu.
Nerden geldiğini anlayamadığım bir korku, sessizce ruhuma uzanmaya çalışıyordu.
Paniklediğimi hissettim. Kalbimin inanılmaz bir hızla çarptığını duyuyordu kulaklarım. Dilim damağım kurumuştu ve bağırmak istiyordum.
Bağırsam kötü olabilirdi. Ya istemediğim bir şeyi uyandırırsam! Ya tehlikeli birilerinin ilgisini çekersem üzerime…
Sessiz kalıp buradan nasıl kaçabileceğimi düşünmeye başladım. O da ne? Arkamdan gelen bir erkek sesi vardı. Kanımı dondururcasına bir cümle fısıldadı kulağıma.
-Yakaladım seni! Artık benimsin!
Etrafıma baksam da kimseyi görememiştim. Birden önüme çıktı; nerden geldiğini anlamadım bile. Burun buruna göz gözeydik onunla. Bedenim uyuşturulmuş gibiydi.
Ayaklarım laf dinlemez olmuştu ve ellerim bana yabancıydı. Gözlerimi yakan zifiri soğuk bakışlara maruz kalmıştım. Cehennemin kapıları açılmış, şeytanın ta kendisi yedi kat yerin altından çıkıp beni ebedi karanlıklara götürmeğe yemin etmişti sanki. Soğuk terler akıyordu buz gibi tenimden. Şok geçiriyordum. Ölesiye korkmuştum.
O an gözlerimi açtım. Güneşin ilk ışıkları selamlıyordu günümü ve huzmeleri göz kırpıyordu bana hınzırca.
Kalbim hala deli gibi atıyordu.
Kim bilir? Belki o taze çimen kokusuna, belki güneşin hınzırca göz kırpan huzmelerine, belki de o adama…
Fatma Dokuyucu
12.01.2017
YORUMLAR
Akıcı bir dille yazmışsınız rüyanızı;Güzel olmuş iyi rüyalar görmeniz dileğiyle.
fatmadokuyucu
fatmadokuyucu
Rüyalar sırlarıyla bazen güzelleşir bazen de korkunçlaşır. İyi ki uyanışlar var. Kutluyorum güzel yazınızı. Ellerinize yüreğinize sağlık.
fatmadokuyucu
fatmadokuyucu
Bazen rüyada bir tüy gibi, yerden az yüksekten uçtuğumu görürüm, çok hoşuma gider, acaba neden düşmüyorum diye de düşünmeden edemem. Uyandığımda tekrar uyumaya çalışırım ki bir daha uçarım belki diye. Hepsi güzeldi de, o güzelim rüyadan uyanmaya sebep olan o adam keşke çıkmasaydı ortaya.
Gerçek hayattaki gibi "Yakaladım seni! Artık benimsin!" demeseydi. Zorba adam, rüyada bile huzur bozuyor :)
Kutluyorum sizi.
fatmadokuyucu
Maalesef rüyada o da yer aldı😊huzurlu günleriniz olsun