KİM BİLİR/BELKİ DE...
Gitmeliydik seninle.
O hiç bilmediğimiz şehirlere yol almalıydık el ele. Sokaklar ıssız gölgelerimizi vermeliydi yağmur sularındaki birikintilerin üzerine ve sen beni eğilip öpmeliydin boynumdan koklayarak, çekerek nefesimi nefesine…
Kargaşayı tanımlayacak kadar bilmeseydik ve siyahın beyaza yakıştığını savunmasaydık belki de. Anlamların içini boşaltmış bu sevda. Anlamsızlaştığında anlayacaksın beni. Gitmeliyiz seninle dediğimde “aslında ne kadar kalsak nafileydi bu şehirde” diyeceksin. Hatıralarından çekip çıkar beni şimdi. Say ki seni hiç özlemedim sevgili.
Gitmeliydik seninle…
Denizlere vurmalıydı gözlerinin mercan maviliği. Yakamozlar hayallerimizin benzemezliğini kıskanmalıydı. Sahi ne farklıydık biz seninle. Sen seven oğlan,ben isismsiz fahişe kimine göre . Çaldığım tüm kadınların lanetledi beni. Tut çirkef sürülmüş dillerimden şimdi. Bu beden bedelli bir teslimiyetle özledi seni. Anlamı yok sevişmelerin, dudakların dudaklarımda isterse bin yıl kalsın.
Gitmeliydik seninle…
Bu şehirde tüm sokaklar birbirine kestirme. Dillerde alışkanlık *seviyorum seni*basit, sıradan, gündelik dilenciler. Hani bir adım ileri gitsen seni senden dileyecek doyumsuz bedenler. Uzat ellerini onlara ve avuçlarına yitik bir hayat bırak. Belki kalan son nefesleriyle seni tamamlarlar. Benden geçti aşk üzgünüm bu sokak ancak yalnız aşklar rıhtımına çıkar. Olsun seni sensiz sevebilmekte güzeldi sevgili.
Gitmeliydik seninle…
Terminallerin soğuk bekleme salonlarında aklımıza gelmeliydi sevişmek. Çoğul kişi eki kullanılmış yataklar ihanete alışık beklemeliydi sırasını. Korkusuzca çekmeliydin beni kendine. Sözlerin verilmemiş olabilirdi o zaman belki de. Suretine kaç gölge düşmüş sevgilim. Benden medet bekleme artık. Bu kez seni kurtaramayabilirim.
Gitmeliydik seninle…
Uykuların bölünmezdi o zaman. Dudağını ıslatmak için içtiğin sudan daha temiz kalırdı ruhun. Kirlenmezdi sende sevdam. “Bu şehir yordu beni” her deyişinde bakmazdım gözlerine acıyaraktan. Saksıda ki sardunyayı unut. Adına şiirler yazdığım adam. Kaç sevda mektubu ellerinde terlemiş ve sen hangi gece de yol almışsın buralardan sorulmazdı hiç. Aldatmaların bile daha bağışlanır olabilirdi o zaman.
Gitmeliydik seninle…
Kimselerin bilmediği çok uzak bir şehirde büyümeliydi Eylül. Hangi mevsim yaz, hangisi bahardı anımsardın o zaman. Zinciri boşalmış kahpelerin ellerinde kirlenmezdi ellerin beni bir an dinleseydin. Gökyüzün olurdum senin yeniden… Bir kış sabahında “yazları özledim “ demeseydin koynumda… Anladım… Üşütüyor artık seni bedenim. Sevişmelerin bile sahteleşti bu şehirde… Görmüyorsun…
Gitmeliydik seninle…
Kimselerin bilmediği o uzak şehirlere… Dilimde nakarat oldu bu cümle… Bir an dinleseydin duymazdın şimdi benden bu sözleri;
Ne vakit son bulur bu sancı…
Gece ilerliyor gözlerimin önünde
Söyleyemediğim tüm sözler dilimde yara…
Açıldıkça dilim sana kanmaya, yanıyor canım.
Canım kadar özlemlerimi biriktirip önümde
Şimdi ıssız bir sokakta yürümenin hazzındayım.
Durma terk et beni…
Gidişlere cesaret düşmez… Dönüşlerinde gizle beni…
Kim bilir;
Belki bu mevsim gelirsin
Ah gözlerin esir hürriyetim
Yaprak yeşili rengin soluksuz izleyişim
Soldu zaman renginde
Özleyişime seni kurban ettim
Dudakların mühür olsun dilime
Çalma kapımı bırak
Seni bir başıma bekleyeceğim…
04 Eylül2008 (kayıp bir şehrin anısına)
NeNa
YORUMLAR
Kimselerin bilmediği çok uzak bir şehirde büyümeliydi Eylül. Hangi mevsim yaz, hangisi bahardı anımsardın o zaman. Zinciri boşalmış kahpelerin ellerinde kirlenmezdi ellerin beni bir an dinleseydin. Gökyüzün olurdum senin yeniden… Bir kış sabahında “yazları özledim “ demeseydin koynumda… Anladım… Üşütüyor artık seni bedenim. Sevişmelerin bile sahteleşti bu şehirde… Görmüyorsun…
----------------------------------------------------
kalem sana yakışıyor sen kaleme
ne güzel akıyor sular seller gibi acıtsada okurken ferahlatan bir incelik bir duygu seli var alıp götüren
ellerine sevdalı yüreğine sağlık NENA
Çalma kapımı bırak
Seni bir başıma bekleyeceğim…
işte final yine yutkunmakta zorlanıp okuduğum bir yazıydı
onu bir başına beklemek oda çok güzel sevgili Berna ...
bir tepenin üzerinden yıkılan kum tanelerini anımsattı ve kesik nefesleri... söz sizde başka ne denirki...perde kapanmadı...yine kağıt yine kalem... sen ve ben
sevgilerimle...
Yürek depremim düşüyor, takvim yapraklarının
en hazin sayfasına.
Belki sensiz bir sabah daha olur, belki ecel yazılır
gittiğin tan vaktine
şimdi ……yüzeye çıkmış küçük bir balık gibi
can çekişiyorum yokluğunda.
git/me…….
git..
muhteşem bir çaışma olmuş
tebrikler...
yazan yüreğine selam olsun
sevgimle...
Bu şehirde tüm sokaklar birbirine kestirme. Dillerde alışkanlık *seviyorum seni*basit, sıradan, gündelik dilenciler. Hani bir adım ileri gitsen seni senden dileyecek doyumsuz bedenler. Uzat ellerini onlara ve avuçlarına yitik bir hayat bırak. Belki kalan son nefesleriyle seni tamamlarlar. Benden geçti aşk üzgünüm bu sokak ancak yalnız aşklar rıhtımına çıkar. Olsun seni sensiz sevebilmekte güzeldi sevgili.
**********************************************
seni sensiz sevebilmek...sana bunları yazdıranında bu sözden geçtiğini düşünüyorum...Kendimizden ne kadar vazgeçmişiz yar uğruna....Bu fedakarlık,bu acı ne için...Arkasına bakmadan çekip gidene her vakit el açıp dua etmek...Ah NeNa kayboldum yine satırlarında...Gİtmeliydik;gereklilik kipinde çekilmiş bir geçmiş zaman fiili...
"gitmeliydik seninle..."
o zaman üzerimdeki tüm kadın kokularını silip atacaktım
yıldızlar üzerimize ağlayacaktı
artık bizsiz yetim kalcaktı sokaklar,şehir yolları anlamsız akacaktı,gün batımı zaman omuzlarımıza yaslanacaktı.
aşklar bizleri kıskanacak,melekler hazlardan yıkanıp, şaşkın suallere yeni şiir dizimleri yazacaklardı gidişimize...
ben üzerime sinene kokunla avunacaktım
hislerim seninle yeni bir aşkın kutpunu yazacaktım...
aynı adı taşıyan bir yazımda alıntı...nede nakşetmiş.artık senin yazının gülgesinde kalacağı icin yayanlamam.
galibe NENA bizlere aşkı anlatan,karşımızda gülümseyen bir aşk meleği...aşkı manifestosunu ilk defe NENA'nın yazılarında okuyoruz.bu yazı ban aşkın manifestosu gibi geldi.cok harika bir yazı Berna
kalemin daim olsun
saygılar
Kim bilir;
Belki bu mevsim gelirsin
Ah gözlerin esir hürriyetim
Yaprak yeşili rengin soluksuz izleyişim
Soldu zaman renginde
Özleyişime seni kurban ettim
Dudakların mühür olsun dilime
Çalma kapımı bırak
Seni bir başıma bekleyeceğim…
Güzel bir sesleniş ve sevdalı yürekten akan güzel dizelerdi okuduğum, umarım bu güzel dileklerin olur ve dediklerini yaparsın kardeşim yüreğine ve ellerine sağlık...Sevgilerimle
Kim bilir;
Belki bu mevsim gelirsin
Ah gözlerin esir hürriyetim
Yaprak yeşili rengin soluksuz izleyişim
Soldu zaman renginde
Özleyişime seni kurban ettim
Dudakların mühür olsun dilime
Çalma kapımı bırak
Seni bir başıma bekleyeceğim…
Her zamanki deminde, bizler duygu selinde ama gidenleri beklmek yok daha unutma...
Arkana bakmadan hep ileri canım benim...
Sevgilerimle öpüyorum yüreğinden...
Gitmeliydik seninle.
O hiç bilmediğimiz şehirlere yol almalıydık el ele. Sokaklar ıssız gölgelerimizi vermeliydi yağmur sularındaki birikintilerin üzerine ve sen beni eğilip öpmeliydin kısa boynumdan koklayarak, çekerek nefesimi nefesine…
sen benim yüreğimi öldürmek istiyorsun
şimdi bunu oku
sonrada gülümse
var mı böyle bir yürek?
Nenacım kayıp şehirden çık
:)
kutluyorum ve dua ediyorum
yüreğin seni sevenlerle olsun
Kalbimle savaşıyordum gitme diyordu bana, gitme.
Oysaki bilmiyordu gitmemeyi en çok ben istiyordum. Deli gibi atıyordu, sanki dışarı çıkmak istiyordu.
Orada sevdiğimin yanında kalmak istiyordu bana söz geçiremediğini anlayınca. Adım adım merdivenlere yaklaşıyordum, yaklaştıkça ayaklarım ağırlaşıyordu. Sanki merdivenlerin ucunda cehennem beni bekliyordu; alev alev. Daha bir coşkuluydu alevler sanki.
Dönüp arkama bakamıyordum, sevdiğimi orada öylece bırakmıştım. Suçluydum ona göre, hatta benliğime göre. Ama gitmeliydim, dönüp arkama baktım sevdiğime, bıraktığım gibiydi. Kalakaldım bende.
Ağlamamalıydım.
Gözyaşlarımı yenmeliydim.
Utandığımdan değil, sevdiğimin canını yakmamalıydım. Yutkundum sadece, baktım.
Gitme demesi için yalvarıyordum içten içe.
Tek kelime, gitme.
Gitme.
Git.
.
.
''Gidişlere cesaret düşmez… Dönüşlerinde gizle beni''
Korkaklıksa gitmek, cesaretime sakla beni.
Kutlarım yazarı, emeğini ve paylaşımını. Ve artık gün yazısı olması hafif kalıyor yazarın yazdıkları.
Sevgiyle.
Kimselerin bilmediği çok uzak bir şehirde büyümeliydi Eylül. Hangi mevsim yaz, hangisi bahardı anımsardın o zaman. Zinciri boşalmış kahpelerin ellerinde kirlenmezdi ellerin beni bir an dinleseydin. Gökyüzün olurdum senin yeniden… Bir kış sabahında “yazları özledim “ demeseydin koynumda… Anladım… Üşütüyor artık seni bedenim. Sevişmelerin bile sahteleşti bu şehirde… Görmüyorsun…
Ben sadece siirleri okuyorum zaman keske elverse de yazilari öyküleri de okuya bilsem. Isminizi görünce okumadan gecemedim. Böyle anlamli bir eserden sonra gece rüyalarim bile bu cerceve de olacaktir.
Cok begendim, yorum degil, cesaret edemedim. Harikaydi.
Biliyoruz ki senin ruhun bundan ibaret değil,o zaman doğru söz şu olmalı ruhunun bir yanını faşetmek...Diğerlerinden elbette çok haberli değiliz. Sizi bu yönünüz ve yüzünüzle tanıdık. İçi dışına çevrilmiş.Maskesiz yüzünüz... Okadar güzel ifadelr varki yazıda, bir yerinde dudağım uçukladı ama,söylemeyeceğim.O incelikleri yakalamak ne denli bir şey...Elbette yürekten kutluyorum.Selam,saygı...
hyazici58 tarafından 9/4/2008 2:06:09 AM zamanında düzenlenmiştir.