- 694 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
BİN TURNA KUŞU
Bir insana yapılacak en büyük kötülük onun umudunu elinden almaktır.
Hayal edilen şeylerin bir gün gerçekleşeceğini ümit etmenin ve buna gerçekten inanmanın insan hayatını mucizevi biçimde değiştirip, umulmadık güzelliklere kapı açtığını gözlemlemeyenimiz yoktur sanırım.
En zor koşullarda bile ümit etmekten vazgeçmeyen insanlardan hayat da vaz geçmiyor bana kalırsa. Ve onu ödüllendiriyor kendi kurduğu düşsel dünyasının içinde.
Oysa umudunu yitiren bir insanın derin moral çöküntüsü içene düştüğüne ve bu durumun onu hayattan koparıp, içinden çıkılmaz ağır sorunlara yol açtığına da tanık olmuşuzdur yine bir çoğumuz.
En umutsuz anlarımızda Umuda sarılmak yapabileceğimiz en doğru ve en huzur verici bir eylem olmalıdır aslında.
Ne diyor Mevlana: Üzülme! Çünkü Yaradan umudu en çaresiz anlarda yollar. Unutma; Yağmurun en şiddetlisi kara bulutlardan çıkar.
Robert Lous Steverıson ise: Umutla yolculuk etmek , gidilecek yere varmaktan çok daha güzeldir.
Gülüşüne kurşun sıksalar da, unutma ki umuda kurşun işlemez. Ve umut sıcaktır, yüreğini her daim ısıtır der; deneyim süzgecinden ince ince geçmiş bu harika sözler de.
Şimdi gelelim asıl öykümüze.
Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu ABD’li yazar Eleanor Coerr tarafından 1977 yılında yazılmıştır. Konusu Japonya’da 1943’ten 1955’e kadar yaşamış olan küçük bir kızın gerçek hayat hikâyesine dayanıyor.
II. Dünya Savaşı’nı sona erdirmek amacıyla, Amerika Birleşik Devletleri’nin Hava Kuvvetleri tarafından Hiroşima’ya atom bombası atıldığında küçük kız bu şehirde yaşıyordu. Atom bombasının yaydığı radyasyon sonucu Sadako Sasaki 10 yıl sonra öldü. Sadako’nun gösterdiği cesaret, onu Japon çocuklarının gözünde kahraman yaptı. Bu Sadakonun hikâyesi’ydi.
1954 yılının bir ağustos sabahı Sadako giyinir giyinmez dışarı koştu. Japonya’nın sabah güneşi koyu renk saçında ışıltılar saçıyordu. Gökyüzü masmaviydi, buluttan eser yoktu. Bu aslında iyi işaretti.
Sadako her zaman bir şansın doğacağını umut ederdi. Evine döndüğünde kız kardeşiyle iki erkek kardeşini hala mışıl mışıl uyurken buldu. Sadako birçok iyi şans işaretleri daha bulmuştu ancak bu iyi şans işaretleri kötüye gitmişti.
Sadako okulun atletizim takımındaydı yarışa çıkmıştı.Yarış sonunda bambu sınıfından öğrenciler Sadako’nun atletizmi takımlarına girmelerini istemişlerdi.Sadako’da kabul etmişti.İkinci yarışta Sadoko yedekteydi. (yedekler en son yarışırlardı) Sıra Sadoko’ya gelmişti. Sadako yarışı bitirdikten sonra başı dönmeye başladı ve bayıldı.Hemen onu doktora götürdüler. Sadoka atom bombası yüzünden lösemiye yakalanmıştı.Bu acı haberi öğrenen Sadoko çok üzülmüştü.
’Kâğıttan Bin Turna Kuşu’ efsanesi der ki: Bir insan kağıttan 1000 turna kuşu yaparsa dileği kabul olurmuş.Bunun üzerine Sadako ümidi kaybetmeyip kağıttan 1000 turna kuşu yapmaya başladı
Ne yazık ki, bu küçük Japon kızının yaşamı 1000 turnayı katlamaya yetmeyecek ve 25 Ekim 1955 günü 644. turnayı katlarken hayata gözlerini yumacaktır. Yine de arkadaşları, eksik kalan 356 turnayı katlayıp onun için kağıttan turna kuşu klubü düzenlemişlerdir. Turna kuşu, o zamandan beri barışın simgesidir.
Sadako Sasaki anısına Hiroşima’da bir anıt yapılmıştır ve ABD’de Seattle Barış Parkı’nda bir heykeli bulunur, elinde ise kağıttan altın turna kuşu vardır.
YORUMLAR
Ve Dünya'nın dört bir yanından ;renkli çikolata ,şeker kağıtlarından turnalar gönderilir onun anısına...Teşekkürler kaleminize.
DEVRİM DENİZERİ
Teşekkürlerimle birlikte yolluyorum sevgi ve saygılarımı
Umut kırmanın kötülük sözlüğünde bile yeri yok, tebrik ederim.
Dr Şaban Kalyoncu tarafından 1/11/2017 10:44:37 PM zamanında düzenlenmiştir.
DEVRİM DENİZERİ
Bir sarrafın sayfamı ziyareti bana gurur verdi.
Sevgi ve saygılarımla