Amerika Özgürlükler Ülkesi mi?
Özgürlükler ülkesi Amerika da, Kasım ayında yapılan başkanlık seçimlerinde Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (ISS) görev yapan astronot Shane Kimbrough, oy kullandı. Tüm dünya pür dikkat bu habere kilitlenip vay bee adamlar ne kadar demokrat ve özgürlükçü uzaydaki astronotları bile oy kullanabiliyor dedirten cinsten çarpıtma ve kandırmaya yönelik bu habere inandi.
Dünyadan 354 kilometre uzaklıkta ki bir yörüngede oy kullandırtan Amerika gerçekten ne kadar özgür ve demokrat hiç düşündünüz mü? Gelin beraber Amerika’nın ne kadar özgür ve demokrat olduğuna bir bakalım.
Porto Rico Amerika`nın karayiplerdeki sömürü topraklarındandır. Bugün Porto Rico da yaklaşık 4 milyon insan yaşamaktadır. Fakat Porto Rico’lular ABD seçimlerinde oy kullanamaz ve temsilciler meclisine üye gönderemez. Dünyadan 354 kilometre utzaklıkta bir astronot oy kullanırken 1.151 mil yaklaşik 2 bin km uzaklıkta ki Porto Rico`lu 4 milyon insan oy kullanamıyor. Yaşaşın, Amerika ne kadar özgür ve demokrat.
Devam edelim. Guam ülkesi, büyük okyanus da bulunan bu amerikan sömürgesinde yaklaşık 200 bin kişi yaşamaktadır. Lakin Guam halkı da amerikan seçimlerinde oy kullanamaz ve temsilciler meclisine üye gönderemez.
Bir başka ABD sömürge ülkesi olan ve güney pasifik okyanusunda bulunan Amerikan Samoa`sın da ise yaklaşık 100 bin insan yaşamasına rağmen Samoa halkı da ABD seçimlerinde oy kullanamıyor ve temsilciler meclisine üye gönderemiyor. Bu halklar, sizin gibi Amerika çok özgür ve demokrat olduğunu düşünmüyor. Çünkü bu halklar gerçeği görüyor ve birebir yaşıyor.
Hala Amerika özgür ve demokrat bir ülke diyebiliyormusunuz. Öyleyse devam edelim, Kızılderili rezervasyonunu hiç duydunuz mu? Aslında bunun Türkçesi yerli toplama kampıdır. Özgür ve demokrat Amerika`nın 1840 li yıllarda kızılderililerin yaşamaları için oluşturdukları kısıtlayıcı yasal yerleşim bölgeleri. Bugün ABD de yaklaşık 3 milyon kızılderili yaşamaktadır. Peki Kızılderililerin ABD secimlerinde rolü nedir.
New york eyaletinde Syracuse şehrinin idari merkezi olduğu ve Onondaga idare bölgesinde yaklaşık 700 bin kızılderili yaşıyor. Kızılderilerin Onondaga ulusunda olan bu halkın çift vatandaşlıkları bulunmasına rağmen kendilerini Onondaga ulusuna ait hissetikleri için ABD seçimlerinde oy kullanmıyorlar. Kendilerini ABD vatandaşı olarak görmüyorlar. Onondaga’lılı Alfred Jacques ; Amerika özgürlükten bahsediyor! İnanın bana siz Onondaga’da daha fazla özgürlüğe sahipsin. Burada size kimse ne yapman gerektiğini söylemiyor. Onondaga’da “Sen şunu şunu yapmak zorundasın” diyen kimse yok.
Peki Dakota eyaletlerinde ne oluyor; En çok Kızılderili toplama kamplarının bulunduğu Kuzey ve güney Dakota eyaletinde yaklaşık bir milyon kızılderili yaşıyor. Bu onurlu ve Amerika’nın gercek sahipleri,3 Agustos 2016 da kutsal saydıkları Ata Mezarlarını yok eden, yine kutsal saydıkları su ve nehirleri kirleten petrol boru hattına karşı amansız bir mücadele başlattılar. Kızılderililerin kutsal saydıkları ve anlaşmalarla kendilerine verilen alanların ABD tarafından çeşitli projelerle tekrar gasp edilmesi ile tekrar başlayan isyanlarda ABD polisinin kızılderililere karşı şiddet uygulaması dünya çapında tepkilere neden oldu. Bu boru hattında başkan adayı Donald Trump’unda hisselerinin ortaya çıkması, alternatif başkan adayı Clinton un ise bu konuya duyarsız kalması Kızılderililerin sandığa gitmemesine neden oldu. Normalde yapılan seçimlerde kızılderilerin sandığa gidip oy kullanma oranları cok düşük. Kısaca ABD de yaşayan yaklaşık 3 milyon kızılderili ABD seçimlerinde oy kullanmıyor.
Görüyorsunuz değil mi? Amerika ne kadar özgür ve demokrat. Ve bugüne kadar kaç ülkeyi demokrasi ve özgürlük götüreceğim yalanıyla talan etti.
Peki Amerikada ki siyasi partilerin durumu nedir? Seçimlere hangi partiler girer? Amerikada çok fazla siyasi parti olmasına rağmen seçimler 1801 yılından bu zamana kadar (1841-1845 ile 1849-1853 dönemleri hariç) Demokratik ve Cumhuriyetçi partinin adayları arasında gerçekleşiyor. Bu ayrıntı bile ABD nin özgürlük ve demokrasi anlayışını anlamanız için yeterli. Bu iki parti ABD nin mevcut çıkarlarını koruyan kapitalist sistemin ürünüdür.
ABD, birçok konuda olduğu gibi seçim sistemi konusunda da dünya genelinden farklı bir yol izlemektedir. Avrupa’da, Asya’da, hatta Afrika’da yapılan seçimlerde halk direkt olarak adayları oylarken, ABD seçim sisteminde araya aracılar girmekte ve sistemin meşruiyetine gölge düşmektedir. Son derece antidemokratik olarak görülebilecek olan bu uygulamanın ABD gibi kendisini özgürlüklerin merkezi olarak gören bir ülkede işlevsel olması çok ironik bir durum yaratmaktadır. Amerika anayasasıyla da herkesin başkan adayı olması engellemiştir. ABD anayasasına göre başkan olabilmek icin 35 yaşını doldurmuş olmak, doğal yollardan Amerikan vatandaşı olmak (anne-babadan dolayı kazanılan vatandaşlık ya da ABD’de doğum yoluyla elde edilen vatandaşlık) ve en az 14 yıl ABD’de ikamet etmiş olmak gerekmektedir. Görüldüğü gibi sürekli olarak göçmen kabul eden ve onlardan her alanda yararlanan bu ülkede Başkan seçilebilmek oldukça zordur. Göçmenler için ise imkansızdır. Avrupa’dan gelen göçmenler tarafından kurulan ABD’de göçmenlere karşı böyle bir tavrın gösterilmesi de ilginçtir. Ancak, sürekli olarak artan Afrikalı ve Latin göçmenlerin ve kızılderilerin ileride bu kuralın kaldırılmasını isteyeceği ve bu sitemin değistirecekleri şüphesiz ortadadır.
Umarım ki hayalinizdeki özgür ve demokrat ABD nin aslında hiçte özgür ve demokrat olmadığını anlatabilmişimdir.
Dünya ülkelerine demokrasi ve özgürlük götüreceğim diyerek o ükelerin zenginliklerini ele geçirmek için o ülke halkını katleden ABD, aslında eli kanlı bir katil ve demokrasiden özgürlükten bir o kadar da uzaktır. Bu sistemle mevcut yaşlı dünyamızda barıştan söz etmek bir ütopyadır. Dünya barışı bir kızılderilinin ABD başkanı olmasıyla mümkün. Yani tüm dünya ülkerinin başına bela olan ABD kapitalizmi bir kızılderilinin ABD başkanı olmasıyla son bulacak.
9 Aralık 2016
Heidelberg
YORUMLAR
Bizler, Ezop'u masalcı diye bilirdik ama bu ezop başka, bambaşkaymış.. Başarılı kalemi kutluyorum..
Saygılarımla...
ezop
Amerikan ordusuna karşı savaşan Kızılderili kabile şefi Oturan Boğa Amerikan WASP'ları hakkında şöyle diyor:
"Sahip olma isteği onlarda bir hastalık olmuş. Bu insanlar, zenginlerin bozabileceği ama yoksulların bozamayacağı birçok kural koymuşlar. Yönetici olan zenginleri güçlendirmek için yoksullarla güçsüzlerden vergiler alıyorlar. Bizim annemizin, toprağın, kendilerinin olduğunu söylüyor, komşularını çitler yaparak kendilerinden uzaklaştırıyorlar. Toprağı binalarıyla ve öteki süprüntüleriyle çirkinleştiriyorlar. Bu ulus, baharda yatağından taşarak, yoluna çıkan her şeyi yok eden bir ırmağa benziyor."
Umarım bir gün beyaz adamın egemenliği ve sömürüsü sona erdiğinde,
ülke, gerçek sahiplerinin iktidarıyla bu kapitalist sistemi yerle bir eder.
Anlamlı bir yazıydı arkadaşım.
Selam ve sevgilerimle