- 460 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KAR VE TOPRAK
Sıradan bir olay sanılır,gökten beyaz tanelerin inişini.ama aslında o kadar sıradan değildir.
Yaradanın bir lütfu ve kudretidir.
Peki, hiç o beyaz tanelerin yaşadığını hissetmeye çalıştınız mı?Peki ya toprak! Leylasını bekleyen mecnun misali sevdiğine kavuşacağı anı beklemiyor mu? aslında.
Bembeyaz gelinliği ile öleceğini bile bile toprağa koşarcasına gelen KAR.ve sadakatini özünde saklayan,aşkını bağrında açan her canlının varlığıyla ilan eden,tevazu ve sabrın timsali TOPRAK.
Binlerce kilometre uzaktan kendini yarin kollarına bırakmak,belkide ona kavuşmadan gökyüzünde yok olmaktan korkmak,hatta yarin tenine değdiğinde öleceğinden emin olmak,ama hiçbirine aldırış etmeden dönüşü olmayan o yola çıkmak.Aşkın özü de bu değil midir..
ama kimi nasibinden öte gidemez,kavuşamadan yok olur.kimi kavuşur ve inceden inceye dökülür toprağın şakaklarına.sarar tüm benliğiyle,bembeyaz güzelliğiyle..salar kendini yarin yüreğine,ateşe sarılmak gibi..kor gibi közü avuçlarcasına..ölüme meydan okurcasına..
Ve toprak;
aşk şarkıları fısıldar sevdiceğinin kulağına,dağlarıyla ovalarıyla tüm yüreğiyle sarılır sanki..sanki,serenat yapıyor ağaçların yapraklarıyla ona..o kadar çok şey sığdırırlar ki o kısacık zamana,ama ikiside emindir aslında hiçbir zaman doyamayacaklarına.
Kısa bir zaman sonra ayrılacaklarını,kopacaklarını biliyordur ikiside.
Fakat önemli olan sevmek,sevilmek değilmiydi.
Her canlının ölümü tadacağı şu kısacık dünyada var olmak,bir gönle sahip olmak,bir çift gözün ışığıyla aydınlanmak,en zor gün ve gecelerde bile o eli bırakmamak ve bir damla göz yaşında boğulmak ama ufacık bir tebessümünde yeniden doğmak değilmiydi asıl olan.
Hem öyle ki;
Aşk bir bedene sığmayacak kadar ve ufacık bir kalpten,bir et parçasından dolup taşacak kadar büyük değilmiydi.
Evet öyleydi...
bir bebeğin gülüşü kadar masum,bir ninenin yüzündeki çizgiler kadar gerçek ve öbür dünyada dahi sonsuza dek sürecek kadar ölümsüzdü...
Kar ve toprağı rahatlatan da buydu aslında..
Ve gecenin karanlığı bitiyor,güneşin ilk ışıkları vurmaya başlıyordu iki aşığın yüzüne..güneşle beraber gelen biri daha vardı.sabrın,azmin ve aşkın bir kanıtı daha çıkıyordu gün yüzüne..yavaş yavaş kar tanelerinin arasından kardan daha beyaz,daha narin bir güzellikti sanki bu.kar ve toprağın meyvesi,aşktan geriye kalan..onlardan bir parçaydı sanki bu.
Kar’ın bağrından o müthiş zarafetiyle,güneş ışıkları arasında çıkıverdi gün yüzüne,ve işte o bembeyaz bir kardelendi aslında.her zaman olduğu gibi yine aşk kazanmıştı....(SON) 09.01.17
Dünyada meydana gelen her olayın özünde AŞK vardır.yada bize AŞKın kıymetini anlatmaya çalışan bir vesile,bir neden vardır aslında.
herkese AŞK dolu ömürler dileğiyle.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.