ŞİİRDE İMGE - II - (DÜŞSEL DİNAMİKLER)
İyi bir şiir okuyucusunu en çok etkileyen şey bence şairin kullandığı çarpıcı imgeler ile okurunu ters köşe etmesidir. Şair çizgisinden taviz vermediği sürece içerikte ve üslupta kalıcı bir uyum dizayn eder. Nitekim bu uyum imgeleri daha da şaha kaldırır ve kıskandırır. Aslında şairi kimi zaman bir define avcısı, kimi zaman bir seyyah kimi zaman bir astronot gibi arayışta oluşu ise bir gerçektir. Ancak imge maneviyatın cevheridir.
Her şairin düşünce yapısı bir diğeri uyuşmayabilir. Sert ve maço bir tipten romantik imgeler beklemek ne kadar sürpriz ise duygusal birinden de argo ve küfürvari imgeler beklemek de bir o kadar sürprizdir. Yaşayış tarzları, hayat koşulları ve doğanın sentezinde bütünleşen farklı algılara sahip literatür tutkunları bu durumu hep lehlerine çevirme gayesi içerisindedir. Eldeki malzeme kadar imge üretmekle kalmayıp hep daha fazlasını arzu eder susuz düşlerin maliki şair.
Şiir çağın içinde kendini yeniler imge de şiire göre yeni kabuğuna bürünür. Estetik bir amaç güder ve farklı bir hava katar akılda kalıcı olmayı başarır işte böyle imge. Böylelikle şair kendini unutturmaz. Kendini yaşatır. İmge hususunda biraz da örnekler ile yazılan çizilen duyguları diri tutalım şimdi.
"bulut ekip göğe,
yağmur beklerken çekip gitmişti deniz."
bir sor
uyuyor mu şimdi bu kalp,
yoksa ölüyor mu…" (selin yıldız / "mahzen" şiiri)
Değerli şairin yağmurun yağmamasından tutup , aşığın bir sevgiliyi nasıl hebâ ettiği gibi son derece çarpıcı bir şekilde ruh betimi yaptığını görüyoruz. Gelin bi de Banu Kalyoncu çerçevesinden bakalım aşka
"anne n’olur kızma,
ölünce sevgilim benim olacak!
bu imgenin devamında yine şöyle diyor şair;
"orada mısın?
öyleyse hiç gelme sevgilim
çünkü ben seni yanımdayken sevmiyorum
şimdi ölebilirsin!" (Banu Kalyoncu / "şimdi ölebilirsin!" şiiri)
diyerek şiirini imge ile bütünleştirerek can alıcı darbeyi vuruyor. Böylelikle şiir şairi daha çok anımsatıyor.
İmge çok boyutlu bir kavramdır. Kimi zaman bir deyimi, kimi zaman bir atasözünü olmadık ve umulmadık bir şekilde farklı bir hâle getirebilir. Bu konuda aslında Ferhad Gülsün isminin başarılı olduğunu dile getirebilirim.
Örneğin; "kaçın
taşıma canla dönmüyor dünya
yazılan kader kederiyle bitti" (Ferhad Gülsün / "yumurcak" şiiri)
veya; "aydan gelen suya gitti"
Ve bu çağrışımlar ile şiirini daha da cezbedici ve güçlü imgeler ile okurun düş dünyasına geniş bir ayna tutan bir farklı ve sıradışı bakış açısı getirdiğini rahatlıkla görmekteyiz.
Şair tıpkı bir sanat eseri gibi bir şarkıcı ya da bir sanatçının kendi kitlesine şunu aslında entegre etmelidir. Bir başka deyişle şöyle bir algı oluşturmalıdır. "bayanlar ve beyler; buralar yakında değerlenir." Kalıcı ve ölümsüz bir eser sahibi olmak pek çok insanda eser sahibinin ölümü ile değer kıymet buluyoruz ne yazık ki!
Günümüz müziklerinde imge bağlamında birkaç şey bulmaya çalışmak neredeyse samanlıkta iğne aramaya benzer. İmge ve nağmenin girift olduğu 90’lar furyasından geçmektedir.
Birkaç örnek ile bu düşüncelerime perçinleştirmem gerekirse;
Örneğin;
"mor kaftanlara sarmış haspam
odun gibi belini" (Sezen Aksu / "Onu Alma Beni Al" eseri)
Sanatçının ironik ve alaycı bir dil ile sanatkâreliğini de konuşturarak eleştiri yapması şeklinde yorumlayabiliriz.
Bir başka örnek ile;
"A ciğerim söyle neyleyelim
Sevmeyelim de taşa mı dönelim" (Emel Müftüoğlu / "Hovarda" eseri)
Emel’in deyimi ile aşkın temelinin sevmekten geçmesi gibi...
Ya da;
"deli gibi sevişirsek aşktan ölürüz" (Ayşegül Aldinç / "Alimallah" eseri)
Aşkın derin boyutları ile cesur ve çıplak bir dilin imge ile akıllarda kalıcı bir eser sunuşu kimi zaman bir imge.
Örneklerde de görüldüğü üzere imgenin neye kime kimi zaman aşırı sevgi kimi zaman aşırı bağlılık Kimi zaman ise aşırı öfke ve nefret ile varoluş sebebi olduğunu daha iyi anlayabiliyoruz.
İmge daha çok yazmaktan değil birşeyleri daha aşırı ve aykırı bir düş aleminde duygu dürtüsü ile onu dışavurum şeklinden geçiyor. Kim bilir belki de imgeler başka bir gezeginin bize sunulmuş lezzetli birer meyvesidir. Ve kim bilir bir imge kadar yakınızdır dilimize süsleyen bu gerçekliğe... Düş ile kalınız temennim.
YORUMLAR
Yazılır bazen sadece eylem olsun deyi hayata ve yazılır yine su olsun deyi içlerdeki nâr'a..
Ama bilinçlice yazmak en önemlisi.
Kalemi okumak şiir için kaygı taşıyanlara ayna olur bu yazıyla ve okumak derine eğilip bakmak
ve dahî durgunlukları görmek olur detaylarında.
Ben şiiri seviyorum her türlü emek verenlere büyük bir saygı duyarak.
Emeğine teşekkürler Fatih kardeş.