- 1166 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
KALP VE VİCDAN
Ne yazacağını değil, ne söylediğini bilmeli insan ...
Yaktığı ya da yakacağı canın hükmünü göz önünde bulundurmalı .
Dilinden dökülenler bir kalbin neresinde yer alır ,
Ya da siteme dönüşür mü ?
Vicdanı sızlatmamalı diye düşünmeli insan ...
Sırf bu yüzden kaybolan zaman, yıllar hatta hayatlar yok mu ?
Dilin kemiği yoktur deyimine sığınmak ne kadar doğru !
Dili en samimi cümlelerle doldursana !
Çoğu insan elinden geleni değil de dilinden geleni yapsa !
Dilinden geleni yapmak bir kalbin gülümsemesi için en güzel sebeptir diye !
Hiç düşündün mü ?
Kalbini hiç yoklamadı mı ?
Mesele ona Seni Seviyorum dedin mi hiç !
Ya da dur gitme !
Elbette ki insan yaşadığı müddet herkesi mutlu edemeyebilir !
Zaten herkesi mutlu etmek zorunda da değilsin !
Lakin Yüce makamın karşına çıkardığı o insana karşı vermek zorunda olduğun bir hak söz konusu ...
Hayatın geçici olduğunu ,
Elbet insanın geleceği noktanın toprak olduğunu unutmamalı yaratılan ...
İyi niyetli olabilmek her kişinin değil er kişinin harcıdır !
Ego, hırs vicdanını dünyaya kapatmış insanların karşısına çıkan unsurlardır ...
Kalp öyle mi ?
O bazı insanlar için ,
Bahşedilmiş bir hediye olup ,
Vicdana dönüşürken ,
Bazıları için sadece ,
Taşınabilir bir araçtır !
Kalp ve Vicdan arasındaki ince çizgi budur !
Ve samimi niyetlidir ...
Ne mutlu Vicdanını diri tutabilenlere ...
Seda Koçak / Sedacet-i kelâm
YORUMLAR
İnsan özündeki ışıktan uzaklaştıkça varlığı acılaşır
Acılaşan insan ACI vermeye başlar
Kendi cehennemini dünyaya getirir ve böylece kötülük döngüsünü başlatır.
Tek kurtuluş,
insanın özündeki vicdan ışığını ve sevgi duygusunu asla yitirmemesidir..
Kaleminize yüreğinize sağlık arkadaşım..
Selam ve sevgilerimle