- 1614 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Dua Dökülüyor Gözlerinden Umuda
Bir seher vakti saçlarının kokusu dağılıyordu etrafa; Ilık ılık bir
meltem gibi, ince ince, sen kokuyordu hava. Oysa daha güneş doğmamıştı
daha çünkü gözlerinin içinde saklı binlerce dua perdelere umudu
doğuracaktı. Hadi yüzünü sök yüzünden. Doğur gülüşünü memleketimin
acıyla yoğrulmuş topraklara. Giyindiğin ince dallı umutları serpiştir
yüzüne ekmek kaygısı düşmemiş çocukların sol yanına. Bir hazna tutuklu
kalmış gözyaşını kirpiklerine değirmeden gözlerini çevir Cennete. Göge
bakarken tutulsun ay, sussun şiir, unutsun şarkılar notaları. Adının
sağındaki yarınlara bir umut bağışla gözlerindeki ışık selinden. Acıya
kurban verdiğin yılları unut ve gözlerinden dökülen dualardan bir kapı
arala hayallere. Dudaklarından dökülen her bir harfin avuçlarına en
sevdiğin çicekleri bırakmayı unutma. Nefesinin kökünde filiz vermiş
bir ab-ı hayat çeşmesinden kana kana umudu içmeye gelen kırlangıç
sürülerine izin ver. Gülüşünün ardı Cennet olduğunu bülbüllerin
kulağına fısıldayalım sonra göge bakarken anne ve babasız büyümüş bir
cocuğun yüzüne gözlerini çizelim. Kurak bir annenin kız çocuğu
özlemine inat ellerinden gökyüzüne kanatlanmış bir serçenin ağıdını
tutalım. Bir çayın sıcaklığına inat yüzündeki baharın ılık kokusunu
ilmekyelim binlerce Peygamber çiceğinin uykusuna.
Gözlerinin sağına uzanmış bir duaya bırakalım geçmişin kurak
aynalarını. İki ayrı şehirden aynı göge bakmayı öğrenelim. Yüzünün her
bir çizgine yazılmış bir kitabın içindeki bir ayraça yaslayalım
umutlarımızı. Bir şarkının notalarına hayat olan parmak uçlarına
sığınan ceylan yavrularını mutluluğa boğulalım. İki ayrı ezginin
ucunda aynı göğün hayal bulutlarına uzansın gece. Ayrı zamansızlığın
koynundan doğsun gözlerin. Bileklerinin nabız atışı duyulsun uzaktaki
bir şah damarındaki umuduna. Kanatları olmadan uçmayı öğrenirken
imkansızlığın gölgesinde bir hayale kaybolsun göğümüz. İliklerimize
kadar ıslanan bir türküyü iki ayrı kentin uzaklığı inat aynı dudak
kıpırdanışı şahit olsun. Nerede bir cocuk annesizlikten ölürse
gözlerindeki dua ile göğe uğurlayalım. Acıya meze olmuş bedenlerimize
huzuru çok görmesin gökyüzü ve avuçlarının arasında şefkate boğulmuş
bir martı gölge etsin kurak zannettiğin umutlara.
Sesinin içinde uyuyakalmış binlerce bülbül’ün dudaklarında yazılmamış
en güzel şiir olsun gülüşün. Ayak uçuna serili binlerce papatyanın
ellerinden tutup göğe bakakaldığımız gözlerinde tutuklu kalsın bizsiz
bir hiçlik. Sen ve ben kelimelerinin tekil yalnızlığına ve biz denilen
çoğul umut yangınlarında tutuşsun bir seher vaktinde yanan
dudaklarındaki saklı dualar. Uykunda kapanmış kirpiklerinin yorgun
haline okumadığın binlerce kitabı sağıp kelime kelime yazsam ruhunun
kıyılarındaki naseza sesinin huzurunu. Dudak kenarlarından dökülen bir
Cennetin bahçesinde harelenmiş bir gülüşü çok görme kokunu kıskanan
bir kaylule uykuyu. Saç köklerindeki ılık havayı kıskanan rüzgara
sakın sırtını dönme. Kalabalık bir şehrin gürültüsünden ürkmüş
kırlangıçlara omuzlarını aç ki, boynunda çiceklenmiş binlerce papatya
kokusunda sarhoş olsun gökyüzünün mavi duvağına.
Hadi hayallerinin bir nefeslik yüreğinden bir ses ver.
Gülüşünden içilen zemzemden bir nefes uzat.
Kanadı kırık hiçliği unut.
Adının anlamı yarınlara bir dua bırak.
Aç ellerini.
Uzat hayallerini.
Göğe gözlerinden bakarken
Gökyüzüne karışsın yürekler…
Yarınlara umutla baksın iki ayrı kentin
Aynı göğünde…
…..
Aynı göge bakacağımız nice hayallere.
Aynı göğe gözlerinden tekrar bakmak dileğiyle..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.