- 729 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kutsal Savaş
Kutsal Savaş
Kutsallık, değer verilen ve korunan kapsamında! Kim, neye değer verip koruyor ise o, onun için kutsaldır! Herkesin değer yargısı aynı olmak durumunda olmadığı için çelişen değerler üzerinde üç durum var!
1. Durum: Herkes, birbirinin kutsal değerlerine saygı gösterecek ve ilişmeyecek!
2. Durum: Herkes, kendi kutsal değeri için savaşacak!
3. Durum: Herkesin kutsal değeri kendince olduğundan kimse diğerinin kutsal değerini, kabul etmek, saygı duymak, kötülemek veya engellemek konumunda olmayacak!
Şıkları irdeleyelim.
İlki: “Herkes, birbirinin kutsal değerlerine saygı gösterecek ve ilişmeyecek!”; bu şıktaki “İlişmemek” uygulanabilir ancak kimse diğerinin kutsal değerine “Saygı duymak” zorunda değildir; kavga çıkar! Bu şık yetersiz; kavga zemini var!
İkincisi: “Herkes, kendi kutsal değeri için savaşacak!”; bu şıktaki “Savaş” zaten “Şık” durmuyor! Öyle ki savaştan başka bir barışa çıkacak, diğerinin kutsalını ortadan kaldırmayacak yol da görünmüyor! Herkes kendi kutsalı için savaşır ise zaten barış söz konusu olamaz! Bu şık da yetersiz; kavga zemini var!
Üçüncüsü: “Herkesin kutsal değeri kendince olduğundan kimse diğerinin kutsal değerini, kabul etmek, saygı duymak, kötülemek veya engellemek konumunda olmayacak!”; bu şıktaki, “Kabul etmek, saygı duymak, kötülemek veya engellemek” konumunun olmaması yani ortada bir “Dayatma” olmaması savaşa da gerekçe olmuyor! Kişinin kendisi, nasıl ki başkasının-başkalarının kutsal değerini kabul etmek, saygı duymak, kötülemek veya engellemek konumunda değil ise aynen kendi kutsal değerini de başkalarının kabul etmesi, saygı duyması, kötülemesi veya engellemesi gerekmez! Kavgaya zemin yok!
Kutsal Savaş, ne adlandırılırsa veya ne maksada hizmet ettiği iddia edilir ise edilsin sonuçta bazı kutsalları ortadan kaldırmak ve bazılarını da zorla yerleştirmek amaçlıdır! Yani kazananların kutsal değerleri, yerleşir, zorla kabul edilir, göklere çıkarılır; kaybedenlerin kutsal değerleri de ayaklar altına alınır!
Son dönem “Kutsal savaş senaryoları” üzerinde ayrıntıya girmeyeceğim! İsimleri, içerikleri kadar önemli değil! Mesela “Armageddon” adıyla sunulabilir veya başka adlarda; isim fazlaca önemli değil, içerik veya nasılı önemli!
“Kutsal savaş”, neden çıkar, kim çıkarır, kimler savaşır?
Neden çıkar? Cevap isminde, “Kutsal savaş”! Dayatılan kutsallar esas sebep!
Kim çıkarır? Kutsal dayatanların bu zaafından istifade etmek isteyenler çıkarır!
Kimler savaşır? Kutsallarını başkalarına dayatmak isteyenler veya kendi kutsallarını başkalarının dayatmasından korumak isteyenler!
Geniş açıdan bakınca; kutsalı olmayan veya kutsal dayatmayan için kutsal savaş gerekçesi yoktur! Kendisine dayatılması muhtemel kutsallardan korunmak için yani kendisini dayatmalardan korumak için bir çabası olmalı! Yukarıdaki “3. Durum: Herkesin kutsal değeri kendince olduğundan kimse diğerinin kutsal değerini, kabul etmek, saygı duymak, kötülemek veya engellemek konumunda olmayacak!” durumda kalmak için çaba gösterebilir bu asla “Kutsal savaş” içerisine onu çekmez! Çünkü kutsal savaşları, genel olarak kutsal dayatanlar birbirlerine karşı yapar! Bulaşmayanın kendini uzak tutması (belli bir bilinç ve çaba gerektirir), mümkün!
“Kutsal savaş” ile meşgul olmak istemeyen birini düşünelim! Kutsallaştırılmış ideoloji, kutsal felsefe ve din konusunda kendi bilinci ile barışık ve kendi konumunu başkalarına dayatmadığı için başkalarının ona konum dayatmasını da reddediyor! Yani “Nötr” kalabilir bir bilinç halinde! Bu bilinci koruduğu sürece, “Kutsal savaş” malzemesi konumunda değil!
Kutsal savaş ajanları, bunlar; ideolojik, felsefi, ırksal ve dinsel alanda kutsallarını başkalarına dayatmak isteyenler! Bu ajanları birbirlerine karşı kullananlar, savaşı kotaranlar! “Nötr” konumunda olanları “Taraf” konumuna çektiklerinde işlem tamam! Mesela; tarafsız konumdaki birini, kutsal bir felsefi akıma çektiklerinde ilk aşama “Kabul”! İkinci aşama, o kutsalın militanı olma yolunda ilerlemek; üçüncü aşama, o kutsal değer için savaşmak! Kutsal ideolojilerde de bu aynen gözlemlenir! En fırtınalı alan “Din” alanıdır! Bu alana çekilen kişi, diğer din mensupları ile görüş ayrılığında olmaya meyillidir! Hatta aynı din içerisinde alt başlık “Mezhep” konusunda da görüş ayrılığı olabiliyor; öyle ki aynı din ve aynı mezhep içinde daha alt başlıkta cemaat ve siyasal görüş farklılıkları olabiliyor! Din alanında “Nötr” konumunu korumayan için tüm bu üst başlık ve alt başlıklarda “Kutsal savaş” muhtemel! Herhangi bir dine dahil olduğunda yukarıda bahsettiğim ajanlar, onu diğer dinlere karşı olmaya yönlendirmek isteyecek, hatta etkili savaşlar ile ortada başka din kalmasa bu sefer de aynı din içeriğindeki alt başlıklarda “Savaş” kaçınılmaz olacaktır! Öyle ki tüm din ajanları, “Nötr” olanı hedefe alacak; mevcut din seçeneklerinden birine zorlayacak! Yukarıda; savaşın çıkması konusunda “Kim çıkarır? Kutsal dayatanların bu zaafından istifade etmek isteyenler çıkarır!” şeklinde bahsettiğim etki için dinlerin veya mensuplarının fazlaca bir önemi yoktur! Birbirlerine karşı “Kutsal dayatma” istekleri daha önemlidir! Bu istek körüklenecek! Bu alanda “Nötr” kalamayanın savaşmaması muhtemelen imkansız hale gelir! Dinlerin mensupları ve ajanları, genellikle başka dini kabul etmeyecek, kabul ettikleri kendi dinleri içerisinde de alt başlıkları kabul etmeyecek! “Kutsal savaş” gerekçesi hiç bitmeyecek!
Son tahlilde; adı ve gerekçesi ne olur ise olsun “Kutsal değer” üzerinden savaşmak kazanç olmaz! Herkesin kendince kutsal değeri olabilir; bu değerleri, herkes kendisi sorgulayabilir; başkalarının bu konuda dayatması gerekmez! Değerler üzerinden planlanan savaşlarda kullanılan malzeme, yine başkalarının değerlerini tanzim etmek isteği taşıyanlar olacaktır! Yani böyle bir planda birbirlerini kıranlar, kazanmaz; planı hazırlayanlar açısından (hedefi tutturmak gibi) bir başarı sayılır!
Saygılarımla,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.