- 593 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
TOPTAN TEMİZLİK YAPA YAPA MÜNBİC
Dünya devletleri birleşmiş Orta Doğu’da bir zeybek ekibi kurmuşlar, mızıkacılar ve davulcularıyla birlikte halay çekecekler.
Olup bitenlere bakılırsa halaycı başı ABD, oyuncuları rejim güçleri, PKK, AB, PYD, İRAN, Pörtlek Abdi. Bunlar halayı çekecekler, tamtamlar oynayacaklar, işi gürültüye getirip Türkiye üzerinde dans edecekler. Gezi olaylarında bir figür oynadılar, başka bir figürün sahne ve argümanlarını hazırlayıp 17-25 Aralıkta sahneye koydular. Bunun akabinde kıyafetlerini değiştirip fetö kılığında 15 Temmuz sahnesini oynadılar. Son üç yıldır ardı arkası kesilmeyen oyunlara sahne oluyoruz,15 Temmuzda Pörtlek Abdi halay başı oldu. Oyuna çok hızlı başladılar. Ama bir o kadarda çabuk dağıldılar. Oyun, oyuncu başının kör, sağır, dilsiz ve şaşı olması nedeniyle sahneden düştüler. Seyirci seyirci olmaktan vaz geçip oyuncularının üzerine yürüyüp karşılarında vazife alınca yine her biri bir deliğe saklanıp, oyundan düşmenin hezimetini yaşadılar.
Biz millet olarak; Milli değerlerimizi yok etmeye, ahlaki zeminimizi kaydırmaya, birlik ve beraberliğimizi bozmaya odaklanan oyun gurubu karşısında yekvücut olunca baktılar ki ekip bir iş beceremiyor. Sahneyi Suriye’ye taşıdılar.
15 Temmuz tamtam oyunu, savaş tamtamları bu ülkeyi toptan imha etme planı olarak karşımıza çıkıverdi. Hâlbuki ne güzel ne kadar kolay olacaktı. Oyunun figürlerini gözümüzün içine baka baka sergilemekti. Bu oyunun esas amacı Cumhurbaşkanımızın dediği gibi Lozan’ı sunup Sevr’e razı ETMEKTİ. Oyunda başarılı olsalardı şimdi içeride PKK’sı, Haşdi Şabisi, Fetösü ve benzeri silahlı çeteleri Suriye’de olduğu gibi şehir savaşları başlatıp ordumuzu, milletimizi kırıp bütün değerlerimizi yok edip, Sevr’i önümüze koyacaklardı. Türkiye, 1. Dünya Savaşından sonra en ağır darbeyi dost bildiklerimiz olan müttefiklerimizden yiyecekti. Bizimde üyesi olduğumuz NATO ve Atlantik ittifakı Suriye vari bir savaşın içine sokacaklardı. Biz yıllardır içimizde ki çapulcularla uğraşırken, birde baktık ki (ÇOMARLAR) Atlantik ittifakı karşımızda. İşte o zaman kendimize geldik. İşte o zaman millet uyandı.
Biz önceki darbeleri de biliyoruz, bundan öncekiler devleti ve yönetenleri hizaya getirmek için yapılmıştı. Ama bu başkaydı. Bu sefer tamamen imha etmeye, parçalamaya dönük, geniş Ortadoğu için hazırlanan “yeni harita” nın Türkiye ayağını oluşturmaya dönük bir plan vardı karşımızda. Ama bir şeyi unutmuşlardı. Türk milletinin iradesini, ferasetini, gerektiğinde ülkesi ve lideri için canını bile esirgemeyeceğini. Bunu unutmuşlardı. Şimdi çok daha iyi oldu. Dost belli, düşman belli, hedef belli, mevzi belli. Aslında bunların derdi sadece istikrarsızlık yaratmak değildi. Mesele Türkiye’nin gelişmesi, güçlenmesi, mazlum milletlerin gözü kulağı olması, yani yeniden ayağa kalkması, kendi yolunu çizmeye girişmesi, boyun eğmemesi, karşılarında el bağlayıp kıyam durmaması. Yeni yükselen güç olarak öne çıkmamasıydı. Birçok Avrupa ülkesini gölgede bırakacak çıkış yapmamalıydık. Savaşın, saldırının nedeni buydu.
Mesele; Türkiye’nin gelişmesi özüne dönmesidir. Bu yüzden kafası ezilmeli, bacakları kırılmalı, zayıflatılmalı, el kol bağlayıp kıyam durmalıydı. Eğer batının fikrini öğrendik gerçek yüzünü gördükse mesele bitmiştir. Bizde oyunu artık bildiklerimize göre oynarız. Korku eşiği aşıldı. Mesele yok
Artık kafamızı kaldırıp dört yanımıza bakma, olan bitenleri görme zamanı. Başbakan demişti ya düşmanı mevzide beklemek yerine bulundukları yere giderek yok etme, mücadele verme ve imha etme. İşte bu tespit çok doğru ve çok da anlamlı bir tespit. Onun için Suriye’deyiz. Onun için Musul’dayız. Onun için El-Bap ve onun için yarın Minbiç Rakka olmalı.
Evet, Türk milleti barışı sulhu sever. Onun için büyük önder yurtta sulh cihanda sulh demiştir. Ama şimdi durum başka. Sulhu da orada arayacağız, barışı da orada arayacağız, gerekirse girdiğimiz yerlerde kalıp oraların tekrar bataklık olmaması için uğraşacağız.
İçeride Avrasya tünelini, Boğaz İstanbul’u, Boğaz köprülerini, Bölünmüş yolları, yerli ve milli savaş envanterimizi yaparken. Dışarıda da sivrisineklerin barındığı bataklıkları kurutmalıyız. Büyük ihtimalle bundan sonra ki savaşlar devletler bazında değil küresel bazda doğu batı şeklinde olacak. Artık haritalar kutsal değil, Fırat Kalkanı genişletilmeli Türkiye, Batı ile ilişkilerini sadece kendisine yönelik tehditler üzerinden değil, küresel ölçekte büyüyen yeni tehditleri göz önünde bulundurarak tekrar tanımlamalı. Acımasız bir dünya tarihi başlıyor.
Türkiye’nin büyüyerek var olma dışında bir seçeneği yok. Suriye’nin kuzeyindeki savunma kalkanı için hiçbir uluslararası kaygı gözetmeden kendi yoluna devam etmesi gerekiyor. Büyüyerek var olmanın yolu bu bölgeden geçiyor
Unutmayalım, hiçbir ülkenin haritası artık kutsal değil. Eğer harita değişecekse Türkiye’nin kendi haritasını dayatmaktan başka çıkış kapısı yok. Bu yüzden Fırat Kalkanı harekâtının hızla Doğu’ya doğru genişlemesi acil bir ihtiyaçtır. Evet, El-Bab’tan sonra doğuya doğru dönüp TOPTAN TEMİZLİK YAPA YAPA Münbiç, Rakka, hatta Musul, Kerkük de dâhil olmak üzere girmeli ve sivrisineklerden temizlemeliyiz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.