- 449 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BİR AVUKATIN MACERALARI BÖLÜM -30/ KANLI MİRAS
KANLI MİRAS BÖLÜM-30
Ofise geçtikten sonra vakit kaybetmeden Barış’ı aradım, ve acilen buluşmamız gerektiğini söyledim. Bakırköy’de meydanda buluşmaya karar verdik. Hemen Hülya’ya bir kaç dosyayı incelemesini söyleyerek yola çıktım. Hava insanların içini ısıtacak kadar sıcaktı. Bakırköy’e geldiğimde park yeri bulmakta zorlansamda fazla problem yaşamadım.Hemen Atatürk heykelinin yanıdaki banka oturarak elimdeki gazeteyi göz gezdirmeye başladım. On beş dakika kadar geçmiş geçmemişti ki Barış başıma dikildi.
Barış_ Deniz Hanım size çok beklettim mi?
Deniz_ Yok canım bak daha kök salmamışım. Hadi arabaya binelim de yolu tarif et.
Bakırköy’le Zeytinburnu arasında bir yerde ydi evleri. İki katlı bahçeli bir evin ikinci katında oturuyorlardu. Bahçeye girdiğimizde, basamakların solunda ki pencerede pede hafifçe aralandı yaşlı bir kadın göründü ve kayboldu.
Deniz_ Komşuların meraklı galiba?
Barış_ Öyledir Deniz Hanım. Habibe teyze çok meraklıdır.
Annesi bizi kapıda karşıladı. İçeri salona geçtik. Hemen beni annesiyle tanıştırdı.
Barış_ Anne bayan avukatımız Deniz Hanım. Bu hanımda benim canım annem.
Deniz_ Tanıştığımıza memnun oldum efendim Barış sizden çok bahsetti bana.
İkisi karşıma geçip oturdular. Merakla ne söyleyeceğimi bekliyorlardı. Bende getirdiğim kötü haberi nasıl söyleyeceğimi düşünüyordum.
Sezen Hanım_ Kızım halimizi görüyorsun. Lüks bir yaşamdan ne hallere düştük. Ama buna da şükür diyelim.
Barış_ Çok acil bir durum olduğunu söylemiştin, inşallah iyi haberlerle geldin.
Sezen Hanım_ Dur oğlum önce bir nefes alsın avukat Hanım. Sonra anlatır. Ne ikram edeyim kızım?
Deniz_ İyi bir kahve olursa hayır demem. Mümkünse sade olsun.
Sezen Hanım_ Ben cezveyi ocağa koyayım beş dakikada olur.
Barış_ Benimki de sade olsun anne.
Barış’ın annesi kahveleri yaparken bende Barış’la laflamaya başladım.
Deniz_ Vereceğim haber hem acı hemde işlerimizi biraz kolaylaştırıyor. Ama anneni bekleyelim istersen. İki defa anlatmak istemiyorum.
Sezen Hanım_ Kahvelerle birlikte geldi. Kahvelerimizi içeken bende bir ucundan konuya girdim.
Deniz_ Bakın Sezen Hanım, Bir miras davanız vadı bunu sizde biliyorsunuz. Oğlunuz bana gelerek davayı üstlenmemi istedi. Bende Kabul ettim. Zaman içesinde miras davası bambaşka bir mecraya akmaya başladı. Öyle değil mi Barış?
Barış_ Evet Avukat Hanım.
Deniz_ Dün ayrı yaşadığınız kocanızdan bu konuyu görüşmek için bir davet aldım. Öğleden sonra Taksim’deki ofisinde buluşmaya karar verdik. Öğleden sonra Fahrettin Beyle buluştuk. Uzun pazarlık sonunda tüm nakit ve taşınmaz mal varlığının, hemen, hemen üçte birini nakit olarak vermeye razı oldu. Bu anlaşmayı hafta içinde hayata geçirecektik. Ama bir şartla boşanmayı Kabul edeceksiniz.
Sezen Hanım_Boşanalım kiminle evlenecekse evlensin. Ama birde daha bizi rahatsız etmesin. Mutlaka o orospuya gidecektir.
Deniz_ Daha sözümü tamamlamadım. Yorumlarınızı konuşmamı tamamladıktan sonra yapsanız daha iyi olur. Dün akşam üzere arkadaşımdan aldığım bir telefonla, yeniden Fahrettin Beyin bürosuna gittik. Gördüğümüz manzara dehşet verici idi. Şimdi beni dikkatli dinleyin Sezen Hanım, dün gece kocanız ofisinde bazı şahısların saldırısına uğradı ve ne yazık ki öldürüldü.
Sezen Hanım_ Ne öldürüldü mü? Aman Allah’ım.
Son sözlerimi duyan Barış donup kalmıştı. Kadının çığlıkları arasında sessizce oturduğum yerde kıpırdamadan duruyordum.
Sezen hanım_ İyi kötü ona karılık yaptım . Sonu böylemi olacaktı.
Deniz_ Merak etmeyin onu öldürenleri bulacağız cezasız kalmayacaklar. Sanırım mal varlığının önemli bir bölümüne devlet el koyacak. Ama kalanı bile size hayatınızın sonuna kadar rahat, rahat yaşatır. Bu da hiç yoktan iyi bir şeydir.
Barış_ Demek sonu böyle oldu üzüldüm.
Deniz_ Baban bana bir şey daha söyledi.Seni çok seviyormuş. Şimdilik benden bu kadar. Daha sonra görüşürüz.
Ofise geri dönerken, hala ters giden bir şeyler var gibi geliyordu bana.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.