Herkes hayatı kendince bir şeylere benzetir.Kimine göre hayat bir sudur akar zaman.Kimine göre hayat

elden kaçan yün yumağına benzer geri gelmeyip ileri giden.Kimine göre hayat bir albüme benzer.Resimlerde

anılar gizleyeyen.

Bana göre ise hayat bir tiyatro oyunudur. Başrolde kendimizin oynadığı hayatımıza giren çıkan çıkanlarada

gel-geç roller verildiği

Hayat,yaşam,ömür kelimeleri benzer kavramlar çağrıştırır.Hayalde geniş;Kelimede dar sınırlı harflerle anlatılır.

Ömür bence tiyatro oyununun süresi;Yaşamsa oturduğun koltukta hayatının oyununu seyretmektir.Her insan

dokuz aylık bir dönemden sonra dünyaya gelir.Bebeklik çocukluk süresi bellidir.O dönemlerde söz hakkımız


ve sorumluluğumuz yoktur.Allahın verdiği ömür,hayat,yaşam sorumluluğu ve kalitesi sorumluluğumuzu kendi

üzerimize aldıktan sonra başlar. Yanılgılar ,tesadüfler,şans faktörü hayatımızda çok önemli roller paylaşır.

Bana göre olgunluk yada yaşanmışlık yediğin kazıkların bilançosudur. Sütten ağzı yananın yoğurdu üfleyerek

yeme noktasına gelme( insana tedbirli olmayı,ihtimalleri göz önünde tutmayı öğretir.

Tesadüflere gelince; hayatta hiç bir şeyin tesadüf olmadığına inanırım.Tesadüfler belli bir fırsatın,haberin


bildirimi,imkanı olabilir.Ş ans zaten her zaman ihtiyaç duyulan ve istenendir.


Belki de bunların hepsi Kader çizgimizle belirlenir.