- 861 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
BAKKAL TAHİR
BAKKAL TAHİR
Bakkal Tahir jandarmaların arasında askeriye arabasına doğru ilerlerken “ben onurumla ve gururumla yaşayan biriryim komutanım.Onurumu iki paralık ettirmem .Söylenenlerin hepsi kuru iftiradan ibaret” diye söylenerek arabaya iki jandarma ve karakol komutanı eşliginde bindirip götürdüler.Yakın komşulardan orada bulunan genç yaşlı ve çocuk arkasından bakakaldılar.Kimse ağzını bıçak açmadan dagıldı.
Tahir yıllardan beri köyün tek bakaklıydı.Köyüde kahvehane iki üç tane olurdu.Yaz dönemlerinde bu sayı artardı da eksilmezdi.Fakat bakkal bir tane idi.Kahvehaneler birbirlerinden uzak yerlerde açılmıştı da bakkal dükkanı köyün orta yerinde sayılırdı.Alt katı dükkan üst katıda bakkal Tahirin eviydi.Hanımı Zeliha ile bakkal Tahir akrabalardı bir birlerine.Çocukları olmamıştı.Fakat onlar bunu hiç dert etmemişlerdi.Zeliha bag bahçe işlerine bakar ,tahirde bakakl dükkanını beklerdi.Köyde geçinip giderlerdi.
Bakkal dükkanında köylünün ihtiyacı olan şeyler satılırdı.Teneke kutularda vita,karam yağı(sıvı olduğu için pek tercih edilmezdi),karton kutuda sabah yagı,tuz,çay,çay bardağı,toz şeker,makarna ,şehriye ,don lastiği,siyah ve beyaz makara, kav marka kibrit,çakmak,gemici feneri ,gaz lambası, lamba camı, fener camı,lamba fititli ,çatal iğne ,çuvaldız, yıldız ve dora marka hem erkekler hemde kadınlar için lastik ayakkabılar, lastik kelikli çizmeler, Ermenek lastiği (kara lastik), ülfet kalıp sabun,kututlarda tursil ve omo ,bebekler için;çocuk pudrası,paro marka çocuk maması bulunurdu bakkal Tahirin dükkanında.Bunların dışında lokum ,bandırma ,kağıtlı şeker ,sakız,cep aynası,tarak, kız çocukları için çeşit çeşit saç tokaları,erkek çocuklar için ise düdük, balon,naylon top,büyükller için;jilet,traş sabunu,traş fırçası,arko krem,panalgin ve gripin tablette satılırdı.
Bir kaç genç bir araya geldiğinde bakkala gider şeker çekerlerdi.Şekerin kağıdındaki en büyüyk rakamı bulan şekerlerin parasını öderdi.İçinde yazılmış manilerde okunur, herkesin gönlüne uyğun maniler de şansına kalmıştı.
Bakkal Tahir siğarayı satmazdı.Kendisi de içmezdi.Neden satmadığı sorulduğunda “siğara almaya gelenin gecesi gündüzü belli olmaz. Zırt pırt alıcısı gelir.Veresiye versen olmaz ,vermesem vicdanım rahatsız olur.Elli altı köy içinde tek tekel ürürnü (sigara) satmayan benim diye de kendine övünç kayanağı çıkarırdı .
Bir zaman sonra köye dolmuş veya kamyonetlerle satıcılar gelmeye başladı.Köylünün işe gitmediği günler satıcılar mallarını köyün geniş bir alanında sergiliyordu.Köylülerde ihtiyaçlarının bir kısmını köye gelen bu satıcılardan karşılamaya başladılar.Bakkal Tahirden veresiye alınan malzemeler bu satıcılardan peşin alıyordu köylüler.Bakkal Tahir bu alışverişten pek memnun değildi.Fakat yapacağı bir şeyde yotu.Bir yıl, iki yıl derken bakkal Tahirin müşterileri azaldı.
Bakkal Tahir de dükkanın tereklerini kapıya yaklaştırarak dükkanı küçülttü.Arka taraftaki alana evinden bir tahta divan indirdi.Üstüne üç hasır yastık üç tanede göt minderi serdi.Küçük tüpü ve üzerinde küçük çaydanlığıda yerleştirdi.İstediği zaman çay demleyip gelen köylülerle çay içip sohbet ediyordu.Yorulduğu zamanlarda dükkanın kapısına boş sandalyeyi koyup içerde şekerleme uykuya bile dalıyordu.
Kendi kendine:
- “Dükkanı küçültmem iyi oldu .Hiç olmazsa rahat uyuyorum içerde” diyordu gelenlere.”Ne yapalım müşterilerimin ayagı bir bir kesiliyor dükkandan.”Şu köye gelen seyyar satıcılar yüzünden” diye bazende sitem ediyordu köylülerine.Bir süre sonra dükkanın ardındaki divan konulu alana bir kapı yaptırdı.Kapısını kapatır oraya kimsenin girip oturmasını istemez oldu.”Burası özel yer gardaşım.Girirlir mi hiç?” Diye oraya oturmak isteyenlere müsade etmedi. Gelen müşteriler merak etmeye başladılar .Acaba bizden sakladığı bir şeyler mi var diye köylüleri bir merak sardı.Hekes kendine göre yorum yapmaya başladı.
Duydun mu? Bakkal Tahir dükkanının arkasındaki odada ........... karısı ile buluşuyormuş.Onun için yaptırmış o odayı.Bir başkası tarlada eski para ve heykel bulmuşlar. Onu da Bakkal Tahir’e teslim etmişler.O da oraya saklamış.Onun için oranın kapısını hep kilitli tutuyor.Bir başkası:
- Dediğininzin hiç biri doğru değil.Komşu köyden Çipil Ali ot (esrar)getirmiş.Alıcısı Bakkal Tahirden götürecekmiş .Diye köyde bir tevatür bir tevatür.Bütün köylünün agzına sakız olmuş .
Konu karakol komutanına kadar duyulmuş.Komutanda yanına iki asker alıp Bakkal tahirin dükkanını basıp arama yapmış.Kapalı odayı, tereklerde ki azıcık malalarını bile indirmiş.Tek tek her yeri askerler iyice kontrol etmişler .Ne ot, ne de heykele ilişkin bir şey bulamamışlar.Fakat hasır yastığın altında tek bir tane altın kadın küpe bulmuşlar. Komutan bu kadın küpesi kimin diye sorunca bakkal Tahir ağzını hiç açmamış.Karakol komutanı tek küpeyi alıp karakola götürmüş.Karakol komutanı köy muhtarını karakola çağırmış. Bu küpenin diğer eşi kimin hanımında ise bulacaksın diye muhtara emir vermiş.Muhtarda elinde tek bir tane altın küpeyi kahvedekilere gösterek:
-Bu küpe kimin hanımının ise diğer eşiyle karakola başvururp küpeyi karakoldan teslim alacak demiş.Bakalım kim bu küpe benim hanımın küpesinin teki diye karakola baş vuracak?Bütün köylü merakta.
26 Aralık 2016
Eyüp Uysal
YORUMLAR
Mâşallah... çok- çok güzel yazı...
Küpe kimin biliyor musun?... ben biliyorum...
Altın da olsa, kimse kendi eşine lâf getirtmez; illâki, işin aslı öyle değil...
Bakkal Tahir'in eşi ya da çocuk- torunlarından birinin.
Sağlıkla kal...
kadiryeter 2016 TRABZON.
w.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=160681
eyüp uysal'a