- 355 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yaşamak, Ama Nasıl?
Yaşamak, Ama Nasıl?
Doğum, çocukluk, gençlik ve yaşlılık derken, dur durak dinlemeden ömrümüz hızla geçiyor.
Geçiyor geçmesine de, kimi zaman üzülerek, kimi zaman sevinerek, kimi zaman bazılarının dediği gibi bomboş, ot gibi yaşayarak.
Yaşanılan bir takım deneyimler, hayata, insanlara olan bakış açımızı değiştiriyor.
Olanlar, kimi zaman bizi olgunlaştırıyor, kimi zaman yoruyor, bıktırıyor, hayattan soğutuyor,
Her gün yeni bir başlangıç yapıyor, yepyeni bir başlangıç yaptığımızı düşünüyoruz.
Kimisini değerlendiriyoruz, kimisini saymıyoruz bile.
Galiba biraz daha derinlemesine düşündüğümüzde, aktif bir yaşamla, usulüne uygun bir şekilde hareket ettiğimiz takdirde, daha dinç, daha diri, daha sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürebiliriz.
Yaşımız kaç olursa olsun.
***
Dünyada yaşayan her insanın bir görevi var.
Herkesin kafası bir şeye çalışır.
Kimi iyiye, kimi kötüye…
Kimi doğruya, kimi yanlışa…
Evvelden, ahire hep böyle olmuştur.
Bundan sonra da kıyamete kadar böyle olacak.
Yani herkes fıtratının gereğini yerine getiriyor.
***
Ben uyumakta ısrar ediyorum, o ise uyutmamakta.
Bu kadar yorgunluğun üstüne, ben seni öldürmez miyim?
Sanırım katilin ben olacağım.
Adi, kara ve sivrisinek!
***
Belki safız, ama safdilli, saftirik değiliz.
DNA’larının tüm hücreleri güzeli ve güzellikleri yok etmeye kodlanmış ve ağızlarına her zaman pelesenk ettikleri yıkıcı ve yok edici zırvalarla, insanlığın midesini bulandırıyorlar.
Herkes herkesi çok biliyor.
Bin bir yüzlü maskeler takınmanın âlemi yok.
Herkes, her şeyin farkında!!
***
Bazı şerefsizler yüzünden, sanma şerefi unuttuk.
Bazı edepsizler yüzünden, sanma edebi unuttuk.
İnsandık, masumduk ve saftık, sanma ki sana uyduk.
***
Çok lâf ederek mide mi bulandırma,
Varsa azıcık muhabbet, sulandırma.
***
Kimine söylenen, bir söz batar,
Kim bilir altında neler yatar.
Kerim BAYDAK
[email protected]
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.