Sanem'e mektup
Esmer bir hüzün esiyor tepelerde
Sanem’e mektup
Esmer bir başıboşluk sararken havayı
koşullar diyorum Sanem koşullar
göğe bir ip bağlamış sürüklüyor sanki zaman
nemalanan ne kuşlar- ne de rüzgar
telkari bir oyalama devir ki inceden inceden
oyuyor ruhumuzu
bu garip seromonide destan arama
vur kaç oyunu bu-ağaçlar gölgesinden üşümekte
yalnızlaşan bir senin hanen değil
bir sen değilsin kınında paslanan
gözlerinden öpüyorum-uzatıp dudaklarımı göğe
düzde tepede hendekte toprak acıdı
bu vebalden kurtulamaz kimse
ben bigünahım diyerekten
yedekte bir yüzüm daha olsa bakardım
ama bakacak yüzüm yok çocuklara
gündüzleri bir parça da olsa oyalanıyorum
ama geceleri sanki bol dikenli bir tarlada
sağa dönsem sola dönsem uyuyamıyorum
nerde senin o şefkatli ellerin
nerde o eski huzurlu günler
bilirsin ben kolay kolay mızıldanmam
bu neyin çağdaşlığı bu neyin ilmi
hani bir Hilmi vardı bizim sokakta
dün duydum
soğuktan donarak ölmüş diyorlar
kahroldum Sanem kahroldum
bir evin tek oğluydu
ben onun çocukluğunu bilirim
bir evin tek oğluydu ama sarışın bir kederdi yüzü
sevgisizlikten
Yüksel Nimet Apel
24/Aralık/2016/Cumartesi/Bodrum
BeğenDaha fazla ifade gösterYorum YapPaylaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.