- 539 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GÖREV BAŞINA BAŞKA TÜRKİYE YOK
Türkiye’mizin çeşitli vilayetlerinde ve son olarak ta İstanbul’da ve Kayseri’de vuku bulan terör olayları sonucu şehit düşen evlatlarımız, can parelerimiz memleketlerinde binlerin dualarıyla toprağa tevdi edildiler. Her şehidimizin cenaze törenine biz de gözyaşlarımız ve dualarımızla dahil olduk. Şehitlerimizin aileleriyle gıyaplarında hemdert olduk. Törenler içimizi yakıp küle döndürdü.
Çünkü bu vatan evlatlarımız yurdun bütünlüğünü sağlamak, bayrağımızın hür dalgalanmasını temin etmek için canlarını feda ettiler. Allah(c.c.) onlara rahmet ve bizlere de basiret ihsan etsin. Biz terörle mücadele devam ettikçe, sadece vahlanıp duruyoruz. Bir türlü gafletten uyanıp, cesaretimizi gösteremiyoruz, hesap sormak için dik duramıyoruz.
Sadece arkadan gözyaşı dökmek yetmiyor. Bu şer güçlerin üzerine giden kolluk kuvvetlerimizin arkasında sıradağlar gibi durmuyoruz. Oysa teröre geçit vermemek için meydanları biz doldurmalı ve avazımız çıktığı kadar terörün her türlüsünü lanetlemeliyiz. Yoksa gözyaşı dökmenin, mırıldanmanın kıymeti yoktur. Bu mücadele sadece ilgililerin gayretiyle sonuçlanamaz. Onların gayretlerini yürekten desteklemeli, böylece bütünlüğümüzü tüm dünyaya göstermeliyiz. Bu mücadele, milletimizin ateşle imtihanıdır. Bu mücadeleyi de ancak el ele vererek kazanabiliriz. Ama sadece konuşuluyor ama ateş bir türlü söndürülemiyor.
Terör uzmanlarımızın bilgi birikiminin kâfi gelmemesi, istihbarat değerlendirmelerinin geciktirici olması, istihbaratçıların tam anlamıyla eğitilmemesi, emretme yetkisine sahip olanların emirlerini ya geciktirmeleri ya da ilgili makamlara geç ulaştırılması, dünya istihbarat birimlerinden layığı ile istifade edilmemesi, mahalli güçlerin inisiyatif kullanamaması, devamlı merkezden talimat beklemesi vs.lerin ateşin söndürülememesi açısından sebep olduğu kanaatindeyiz.
Hâlbuki olaylar vuku bulmadan önce, istihbarat örgütlerimiz koordineli bir şekilde derhal harekete geçmeli, daha sonra bilgi aktarması yapılmalıdır. Bu konuda eksikliklerin olduğu kanaatindeyiz. İşte bu eksiklikler terörün azmasına sebebiyet vermekte ve hedefini vurmadan önce teröristlerin yakalanmalarını zorlaştırmaktadır. Onlar vurma boşluğunu buluyor ve bizi can evimizden vurup, kaçabiliyor. Bizler de sadece cenaze merasimlerinde bağırmakla teselli bulmaya çalışıyoruz. Oysa; “Sahipsiz olan memleketin batması haktır / Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır.” Yani olaylar sonucunda sadece ağlamak, marşlar söylemek kâfi değil, çünkü bu yolda baş koymanın zamanı gelmiştir. Onun için gafletten uyanalım.
Korkma sönmez ay yıldızlı bayrağımız, ürkütülemez milletimiz. Tek eksiğimiz el ele vermemekten kaynaklanıyor. Haydi, el ele verelim. Terörü sadece lanetlemekle kalmayalım, teröristlerin yakalanmaları ve layık oldukları cezaları çekmeleri ve huzurumuz için yöneticilere yardımcı olalım. Sokaklarda, caddelerde, köylerde, kentlerde bekçilik görevini yapalım. Bizler ağlayarak teselli bulma yerine, sorgulayıcı olalım. Teşhiste yardımcı, tedbirde birlikte olalım. Aksi halde hep ağlamaya mecbur kalacağız. Can parelerimizin şehit olarak toprağa düştüklerini göreceğiz. Üzüleceğiz, kahrolacağız, yoksa terör belasından bu gidişatla kurtulamayacağız. Haydi milletim görev başına başka Türkiye yok. Saygılarımla
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.