Mağrur Kız
Salaş bir zamandı kuşlar uykusuzca uçuşuyorlardi göğün yeryüzüne bulutlar vasıtasıyla kapandığı bir günde.Ne yağmurlar yağabilirdi ne de gün güneşlik olabilirdi gökyüzü aynı mağrur kızın sol yanı gibi.Bir uçurum kenarında sevdiği adam vardı karşısında gözleriyle gözbebeklerini okşuyordu ve teker teker sayıyordu her bakışında kalbine batan o adamın kirpiklerini.Yillardir neredeydin dercesine baktı ve adam gözlerinde bir kayboluşu gösterdi.Yeniden gitmeliyim dercesine terketti mağrur kızı geçmiş zamanların aksine bu terkediliş farklı bir yenilgiyi beraberinde getirdi.Hayalleriyle büyütüp umutlariyla gerçekleştirmek istedikleri o yuvayı tekrar yikmislardi ki bu sefer enkazın altında ikiside mahsur kalmıştı.Bu durumdan ikiside hoşnut olsada ağır aksak büyüdükleri bu ömürden koşar adımlarla ölüyorlardi.Mağrur kız gördüğü üzüntüden uyandı açtı gözlerinin hazanlarini.Buğulanmiş gözleri denizin uçsuz maviliğine uzanıyordu.Ağlamadi,konuşmadı ve tekrar gözlerini kapatmadı.Sadece sustu sevdiği adamdan öğrendiği gibi beter bir suskunluğu ismarladı denize ,o an deniz bile susmak istedi çabaladı ama yeryüzü gelen dalgalara bağırdı.Sol eliyle sağ elini tutup gözleriyle sadakatledi ve sevdiği adamın şiirinden bir mısra söyledi "başaklar adını ellerime kazıyor ellerini ve hiçbir ele dokunmamayı öğretiyor ellerime" diyerek gözlerinden akan bir damla yaşı kalbime git diyerek yolladı.Zaten gözyaşlarından kalbine doğru bir yol oluşmuştu damlalar her seferinde oraya çarparak nefesini iki büklüm yapıyordu.Konusmamak için nefes aldı mağrur kız.Denizin kıyısına vurduğu gözleriyle uzaklari incitiyordu, uzaklar mı onu mahvolmuş bir bakışla eksiltiyordu.Eksik kaldığı sol tarafı olmuyordu.Eksik kaldığı gözle görülmesi gereken bir beden oluyordu.Yaşam neyi gerektiriyorsa öyle yaşama veda ediyordu.Denizin kıyısında küçük kız vardı .Her kadın büyümez olgunlaşır ve onu olgunlaştıransa yaşayamak isteyipte yaşayamadığı şeylerdir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.