- 838 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YÜZSÜZ
Boz tutmuş bir gölün üzerinde gezen 7 tane tavus kuşu vardı. Mevsim bahar olmasına rağmen gölün neden boz tuttuğunu anlamıyordum. Göle yakın bir yeşilliğe oturup onları izledim renkli oluşları sayesinde göl gök
kuşağı renge bürünüyordu. Dişi tavus kuşlarının parlak yeşil boyunları onları daha da mükemmel kılıyordu. Erkek tavus kuşlarının dişi tavus kuşlarına kur yapmak için kuyruklarını açtığında göle yansımaları sayesinde bozlu göl, daha renkli oluyordu. Erkek tavus heybetli kuyruklarına rağmen sesleri güzel değildi… Birden beyaz bir elbise içinde yüzü olmayan bir beden gelip yanıma oturdu. Dönüp ona bakınca korkmaya başladım.
- Kimsin sen?
- Yüzsüz.
- Görüyorum bunu… Nesin necisin? Cin misin
şeytan mısın?
- Hiçbiri… Sadece yüzü olmayan bir bedenim.
- Peki ne işe yararsın?
- Yüz çalarım… Yüzü güzel olanların yüzünü ça-
lıp yüzüme takarım… Bu ara yüzsüz kaldım…
Korkmaya başladım. Acaba bana bir şey yapacak mı diye… Sonra bunu hissedip şunları söyledi.
- Korkma sana bir şey yapmam. Benim derdim senin gibileri ile değil, kibirli olan insanlarla.
- Nasıl?
- Yaradan’ın verdiği yüzün arkasında insanları
küçümseyip yüzlerini ekşiyorlar. Bende O tür insanları sevmiyor, gidip yüzlerini çalıp yüzüme takıyorum.
- Peki bunu nasıl yapıyorsun?
- Gece yatarken canlarını alıp sahip olduğum güçler sayesinde yüzlerini alıp yüzüme takar, oradan uzaklaşır o yüzle mütevazi bir hayat yaşarım. Belli bir zaman geçtikten sonra o yüz gider ben yine yüzsüz kalırım. Yüzsüz kalınca tekrar yüz aramaya giderim...
- Peki kadın, erkek, çoluk çocuk senin için fark
etmiyor mu?
- Hayır, yüzünü aldığım kişinin bedeni benim bedenime dönüşür.
- Anladım.
- Gever‘de çok güzel bir kız yaşardı. Yaradan ona
öyle bir yüz bahşetmişti ki o civardaki bütün delikanlılar bu kıza aşık olmuşlardı, ancak kız kendini beğenen konuştuğu her erkeğe umut verip onları yarı yolda bırakan şeytan görünümlü bir kadındı. Civarın cengaverleri bu şeytan görünümlü kadın için kavga ederlerdi. Ve bu
kavgalar büyür sonra aileler birbiri ile husumetli olurlardı. İnsanların ölümlere sebep olan bu kadının kibrinde geçilmezdi. Bir gece güzel yatağın da yatarken yanına yaklaşıp o kibre bulaşan yüzünü alıp, yüzüme takıp oradan uzaklaştım. Onun canını almadım. Çünkü O çok can acıtmıştı Ve onun yüzüne kezzap suyu dökülen bir yüz takıp oradan uzaklaştım. Köyden ayrılmayıp bundan sonra olacakları merak ettim, sabah olunca yatağında kalkınca ilk yaptığı şey aynaya bakmaktır. Aynada ken-
dine ait olmayan kezzap dökülmüş bir yüz görünce bağırıp kendini dışarıya atmış… Ailesi, akrabaları ve gever halkı bu olaya anlam veremediler. Güzelliği giden kadın kimse tarafında beğenilmeyince artık gever gençlerinin arasında bir husumet olmadı. Tabi O sabah dışarıya çıkınca hak ettiği cezayı aldığında dönüp arkama bakmadan oradan uzaklaştım… Anlayacağın şu ; Yaradan’ın
verdiği her şey karşısında tevazu sahibi olmak lazım.
Çünkü o zaman sahip olduğun her şey, sana dönüşür.
"Aşkın Gül Kokusu" adlı kitaptan alıntı
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.