- 487 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İzmir’in ayazındaki yediverenler…
Biliyorum,İzmir ile ayaz kelimelerinin yan yana gelmesi çok zordur.Lakin son bir haftadır,özellikle güneş batınca şehrin üzerine bir ayaz çökmekte,Körfez’in rutubeti ile birleşince de insanın içini ürperten bir “durum” ortaya çıkmaktadır.
Oysa İzmir,yakamozuyla,imbatıyla ve meltemiyle de çoğumuzun dünyasında yer etmiştir.Ancak son 15-20 yıldır oldukça soğuk günler de yaşanmakta burada.Tabi ki bir Yozgat,Kütahya,Erzurum,Kars ya da Ağrı değil…
Zaten bu “rehavet” de insanı üşütmektedir,çünkü kışa hazırlık yok denecek kadar azdır burada!Böyle geçer /geçecektir kış diye düşünülüyor olması çoğu insanı “hazırlıksız” yakalamaktadır.
………………………
Bu sabah evden çıktım.
Bahçedeki çimler ayazın etkisiyle sapsarı kesilmişlerdi.Oldukça çok sayıda ağaç da var bahçede.Tam kapıya yakın yerde narin,zayıfça bir gül...
“Soğuğa” meydan okurcasına,üzerinde üç tomurcuk ve bir de açılmış pembe yediveren gülleri.Sanki bitmeye karşı,”ben varım hayat” dercesine canlı ve davetkar…
“Gel,beni kokla” diye seslenmekteydi sanki.
Ayaza aldırmadan bahçeye daldım,açılan pembe yediverene burnumu yaklaştırdım,içimi ferahlatan “nefis” bir koku…Hem de en pahalı parfümden daha etkili bence.
Bakalım diğer kökler ne zaman açacaklar!Kırmızılar daha bol çünkü.
Hayatın solmaya yüz tuttuğu bugünlerde,”Ben varım hayat” denmesi çok güzel/güzeldi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.