- 1394 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
ağlamak yerine anlamak(şehitler Allaha dost)
(Ey kafirler! İnkar etmekte olduğunuz şeylerden ötürü şimdi azabı tadın!)Enfal
tura andolsun,yapılmış ince deri üzerine satır satır yazılmış kitaba andolsun;ma"mur eve (kabeye) andolsun,yükseltilmiş tavana ve kaynatılmış denize andolsun ki,muhakkak Rabbın azabı vuku bulacaktır. onu defedecek bir şey yoktur. o gün ki gök bir çalkanış çalkalanır ve dağlar bir yürüyüş yürür,işte o güm yalanlayıcıların vay haline. onlar ki daldıkları bir batakta oynayıp dururlar. o gün cehennemin ateşine itilip kakılırlar:işte sizin yalan deyip durduğunuz ateş.bu sihirmi yoksa siz görmüyor musunuz? yaslanın ona,ister sabredin,ister etmeyin,sizin için birdir.her yaptığınızın cezasını çekeceksiniz. Tur s.
yukarıda yazdığım ayetlerin sahnelerinde muhteşem bir çağrışım vardır. suretlerin ve hatıraların çağrışımıdır bunlar. bu çağrışımlar o kadar ince bir şekilde yapılmaktadır ki ancak ince sezgili ve tecrübeli duyular bunu anlayabilirler. zahiren aralarında uzak münasebetler bulunan muhtelif resimlerin ve hatıraların birbirleriyle nasıl ince bir çağrışım halinde bulunduklarını,birbirlerini nasıl hatırlattıklarını insan derhal fark edebiliyor.
bu ayetlerde bazı şeylerle bazı şeylerin vuku bulacağına yemin edilmektedir. birinci kısım ile ikinci kısım eşya arasında bir çeşit çağrışım ve uyum mevcuttur. burada tura yemin edilmektedir. bu,kur"an okuyan kimseye Musa kıssasını ve ona dağda yazılan levhaları hatırlatır. Tur"a yeminden sonra rakkı-menşur üzerine satır satır yazılmış kitaba yemin edilmektedir. bu birinci çağrışım.
bunları takiben Beyt-i Ma"mur müslümanlarca mukaddes olan yerdir. tur da Musa için mukaddes olan yerdi. buda ikinci çağrışım. sak-fi merfu"a yemin edilmektedir.
Arapça da sakf-ı merfu ile gök kastedilmektedir. buda önce zikredilen şeylerin manen böyle yüksek olduğunu hatırımıza getirir. sakf tavan demektir. hem lafzan hemde tasvir bakımından beyt (ev) kelimesiyle bir çağrışım teşkil eder.
bahr-i mescurada yemin edilmektedir. buda tasvir bakımından gök ile çağrışım yapar. ondanki deniz deyince gök hatıra gelir.
"tur-a andolsun ve satır satır yazılmış kitaba andolsun".
Rabbın azabı muhakkak vaki olacaktır onu defedecek bir şey yoktur."
dedikten sonra azabın vaki olacağı günün sahnelerini göstermeye başlıyor.o gün gök bir çalkanışla çalkalanıyor."bu sakfı merfu (yüksek tavan)a çağrışım yapar.
"dağlar bir yürüyüş yürür"
buda tur"a çağrışım yapar.
"veyl o yalanlayıcılara ki onlar bir bataklıkta oynuyorlar." havd(bataklık) demektir.yani kaynatılmış denize çağrışım yapmaktadır.
bu ayetteki yeminden sonra mükezzipleri bekleyen o veyl tafsilatıyla analtılır.
"cehennemin ateşine kakılıyorlar".
Allah dinlediği bu inkarcı günahkarları sırtlarından tutturup şiddetle cehenneme attırıyor.
(A".)diye bir ses çıkarıyorlar. bu hal onların dünyadaki havd ve lu"b hallerinin resmidir.
yakalanıp şiddetle cehenneme savuılurlarken kendilerine cehennem gösterilir."işte yalanlamakta olduğunuz ateş!"denilir onlara.
sonra alay uslubüne geçilierek"bu sihir mi ,yoksa siz görmüyor musunuz?" diye sorulur.
siz ayetlere ve bunların başında kur"ana sihir diyordunuz. sihir mi bunlar yoksa sizler kör olmuştunuz da gözünüzün önünde duran şeyi göremiyor muydunuz.
sonra bir emir daha"oraya girin,ister sabredin ister sabretmeyin sizin için birdir."denilir.
bundan kurtuluş ve kaçış yok. "ne yaptınızsa onunla cezalandırılıyorsunuz."bu mukarrer bir cezadır.
Kur"an adetine göre azap ve naim birbiri yanında ekseriyetle karşılıklı(zıd-simetrik)olarak gösterilir.
"zeka rüzgarda unutulan mum-bencillik fanus.senin fanusun yok. ve şuurun,hasta bir hayvanın korkularını aksettiren kırık bir ayna.
"arzın kaderini değiştirenler kaderlerinden utananlardır. zilletten kurtulmak için sezarlaşılır. taç,yüz karasını pırıltılarla gizlediği için kutsal."der ç.meriç.
kendini tanıyan Rabbini tanır diyor bir hadiste. en küçük sonsuzla en büyük sonsuz arasındaki esrarlı ayniyeti ifşa eden aziz bir söz bu.
bizler zihnimizdeki Allah tasavvurunu tamamlayamamış ve görevlerini fitneye devretmiş olarak yaşayan ve bu dünyada sistematik bir ideolojiden ibaret olan yaşamımızda vardığımız ruhsuz türbelerde kabul edilmeyen dualara dönüştürülmüş ötekiler iz.
irfan düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan bir kelimedir. islam insanı parçalamaz.din asırlardan beri yaşayan ve nesilleri huzura kavuşturan,tecrübeden geçmiş bir inançlar manzumesidir.
batının dünyevi dediği kültür,hakimiyetini tahkim için düşman ülkelere ihraç ettiği sefil bir ideoloji.
taarruzun hedefi haçlı seferlerinden beri aynıdır hep.kılıçla kazanılamayan zaferi yalanla kazanmak.
on beş temmuz haçlıların Kudüs"ü fethettiği tarihtir mesela. bu bir tesadüf mü?
Avrupa tanzimat"tan beri aynı emelin kovalayıcısıdır. bütün ideolojilerde oluğu gibi din avrupa için sadece bir afyondur.
Avrupa’nın kavgası bir sınıf kavgasıdır. bizim tarihimizde ise şuur,tesannüt ve sevgidir.
dört asır önce içtimaiyi ahlakın dışına iten avrupa şimdi de ferdi hayatı ahlak dışı ilan ediyor.
machiavelli ile freud iki müşahit. biri politikayı ilimleştirmiş öteki ruhiyatı.
"Avusturyalı hekim çağdaş insanın kulağına"canavarsın"diye fısıldıyor."canavar ve hasta.dertlerinin kaynağı annene duyduğun itiraf edilmez şehvet,babana beslediğin hayvanca kıskançlık." ve avrupalı asırlarca gizli kalmış meziyetleri birdenbire keşfedilmiş gibi mağrur."C.m
psikanaliz karlı bir mit. kilisesi,rahipleri,ayinleri var. şuuraltı ,her istediğini kolayca elde eden mutlu azınlığın imtiyazı. yığının bu gibi inceliklerden haberi yok.
upanişat"tanrısın"diyor insana. freud "itsin"diyor.
hangisi haklı?
S.k
C. M
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.