Çilek toplayan kız...
Çilek toplayan kız.
Çilek toplayan kız bilirmisiniz bilmem ama ben çilek toplayan bir kız görmüştüm. Malatyalı olduğum için bizim memlekette çilek fazla revaç değildir. Onun içinde çilek toplayan kızları görmek gibi bir ihtimaliniz de yoktur. Genelde kayısı ile uğraşırız bir de memleketin en uç işlerini yükleniriz.
Hepimizin tanıdığı malatyalı bir çok isim vardır. Mehmet Ali Ağca, Ahmet Kaya , İsmet inönü ve diğerleri. Ben hep şunu derdim malatyalı olmak için malatya da doğmak lazım. Bir ayrıcalık mı ? hayır, belki de ben merkezlilik. Ama suçumuzda yok yani bizi dünyanın merkezine oturtanların suçu dermişim. Bu isimlerin hepsi de kayısı yemiş. Bir kayısı yemeklemi bu hale geldik, bunu demek istemiyorum benim dediğim şu ; bir kayısı neler yaptırıyor Allahım.
Ben daha çok çilek toplayan kızların hayal dünyasında yapamadıklarını bir klavye ile yapmaya çalışmalarını düşünüyorum. Balkondan hayata bakan kız, çilek toplamaktan gelmiş ve yorgundu. Kendisine çok geniş gelen balkonundaki masasına oturdu ve dünyanın yeni bir düşünceye ihtiyacı olduğunu söyledi. Güneşin çilekleri olgunlaştırdığı bir an gerçekleşiyordu. Hayretle bakındı ve kendince, ekonomi özgürlüğümüzü çilek tarlasında yetiştirmeliyiz dedi. Çilek toplamanın faydası bu olsa gerek.
İnsanları tanıdığını, bilimsel ışığı gördüğünü ve bu düşüncenin peygamberi gibi davranması gerektiğini, dünyanın kendisine ihtiyacı olduğunu ispat edecekti. Annesi bile kısa zamanda kızının çilek tarlasından neler olduğunu merak eder oldu. Çünkü dünyanın başına bela etmek için doğurmamıştı ama malesef kızının çilek tarlasındaki ivmeselliği red eden düşünceleri dünyayı kırmızıya boyayacaktı.
Çilek tarlasına göre balkonunun daha büyük olduğunu iddia eden kız, yer yatağında başına elma düşmesini beklerken. Arka salonda babasına seslenen annesini duydu, koşar adım askerler gibi düşüncelerini kocasına usb kablosuna ihtiyaç duyarak, copy etmeye çalışan annesine kulak kabarttı. Bilimsel bir ailede neler oluyor Allahım.
Annemin peynir yapmak için çektiği sıkıntılar aklıma geliyor da teknolojiye kızıyorum. Neyse.
Baba kendisine bir kablo takıldığını anladı ve usb kablosunun diğer ucunuda karısına taktı. iletişim çilek toplayan kızın ruhsal devinim içinde olduğu an gelişti. Anne söze başladı. Bey, kızımızdan peygamber olur mu ?
Baba ne alaka bile demeden sözün gerisini getirdi, balkondan mı seslenmiş kızımıza melek ?
Söyleyin bence çekinmeyin, Hey allahım yaa....
.........
İmla konusundaki eksikliğim af edilir umarım.
YORUMLAR
Sevgili bilgeperi ;
Herkes kendinin peygamberi konumuna gelmiş gibi. Evet haklısınız.
Kendi fikirlerini büyük bir isme mal ederek prim yapmaya çalışmak, çilek tarlasından dünyayı kurtarmaya çalışmak gibidir.
Büyük bir şahsiyetin fikri gibi kendi fikrini öne süren, kendi fikrini öne sürerkende o büyük şahsiyetin sözü gibi atıflar yapan bir bireyden bahsetmek istemiştim.
Bilgisinin kaynağında aklı yanılgıları ve yansımaları ile beliren düşüncelerini büyük bir şahsiyete yamamasındaki sebeb ise söylevinin güçlü olmasını isteme arzusu.
Taraf bulmak için bilimi kullanması kısmıda ayrı bir çarpıklık.
Yazılarıma gösterdiğin ilgiye teşekkür ederim.
Sevgiyle kalın....
Besbelli bir sebep. :) Aslında "hiç"liğin "büyük dağları ben yarattım" yanılsamasından daha büyük ve iri bir gerçeklik olduğunun işareti bir yazı. Yanılsamalarla yaşamaktansa "hiç"likten büyümeye meyletmenin daha avantajlı olduğunun bilincine işaret etmiş. Beğendim.
Kabul etmek lazım yazıya götüren sürecin bilinmesi şart bu yazıyı anlamlandırmak için. Bilmeyenlerin dam üstünde saksağan demesi olası. Müellifi bilerek ve isteyerek bu yaklaşımı peşinen kabullenmiş belli ki.
Hicve güzel örnek. Tebrik ve saygımla...