Bir kimsenin beni yüzüme karşı methetmeye hakkı olursa, yüzüme karşı beni tenkit etmeye de hakkı olması lazımdır. bısmark
a.yüksel şanlıer
a.yüksel şanlıer

Liyakat bilgi mi yoksa hikaye ya da siyaset mi dahaönemlidir

Yorum

Liyakat bilgi mi yoksa hikaye ya da siyaset mi dahaönemlidir

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

2490

Okunma

Liyakat bilgi mi yoksa hikaye ya da siyaset mi dahaönemlidir

Liyakat bilgi mi yoksa hikaye ya da siyaset mi dahaönemlidir

Liyakat bilgi’ mi, yoksa hikaye ya’ da siyaset önemlidir.

Şöyle geçmiş yıllarda görüp yaşadığım içinde bulunduğum ortamı bir düşünüyorum’ da bazı konularda şaşırıyorum.
Neden derseniz ilk olarak şunu söylemek istiyorum.
Bu gün birçok kurumlarda yahut çeşitli iş yerlerine istisnalar hariç, belirli önemli mevkilere gelebilmenin ilk şartının, genelde toplum içinde güzel ve etkili konuşabilmek ve karşısındaki kişi veya kişileri hatta toplumları kendine inandırabilmekten kendini kabul ettirebilmekten geçtiğini düşünüyorum.
Bu şartlara haiz olmayan birinin, genelde önemli olan belirli mevkilere gelemediği insan üzerindeki liyakatin bilginin, çalışkanlığın her zaman ikinci planda kaldığını görmüşümdür. Tabi’ ki, hakkıyla gelenler de vardır ve onlar konumun haricindedirler.
Evet, güzel konuşmak, karşındakileri konuşmalarınla etkileyebilmek bir meziyet bir güzelliktir. Bu meziyet her insanda olamaz ama bu yeter’ mi derseniz bence yetmezdir.
Bu güne kadar çevremde çalıştığım iş yerlerinde gördüğüm kadarıyla, hep şunu gözlemişimdir.
Kim’ ki güzel konuşuyor, kim’ ki mecliste toplulukta güzel hikâyeler anlatıyor, güzel masallar anlatıyor karşısındaki kişi ve toplumları etkisi altına alabiliyor işte o kişiler, kendisinden daha fazla bilgi ve liyakat sahibi olan kişileri geride bırakarak, belirli mevkilere gelmekte hep ön planda olan tercih edilen kişiler oluyor.
Böyle kişiler çalıştığı kurum ya da iş yerinde belirli önemli olan üst düzey mevkilere makamlara getirilirken, bilgili çalışkan kişiler ise onun emrinde çalışan ağzıma almak istemediğim yazmak istemediğim bir deyimle sırtı sıvazlanan kişiler oluyor.
Peki, bu doğru mu?
Bence hiç doğru değil, evet bir insan güzel konuşabilmeli karşısındakini konuşması ile etkileyebilmeli toplum içindeki konuşmasını konuşması arasında anlattığı güzel konuyla ilgili hikâyeleriyle süsleyebilmeli karşısındaki toplumu dinleyen kişileri sıkmadan, söyleyeceğini söyleyebilmeli amma bunun yanında sorumlusu olduğu işinin’ de ehli olmalıdır diye düşünüyorum.
Kuru, kuruya hikâye anlatmak karşısındakileri kandırmaktan başka bir şey değildir diye düşünüyorum.

Kuru, kuruya yapılan bilinçsizce söylenen sadece dinleyenler hoşnut kalsın benden etkilensin, beni beğensin diyerek yapılan konuşmalar bana kalırsa yeterli değildir. Günü geldiğinde işinin geri gittiğini zeki çalışkanları tarafından aldatıldığını görebilir.
Aldatılmasının sonucunda yeniden süslü laflarla etkili hikâyelerle, bozulan işlerinin tamir edilemeyeceğini zor olacağını görür son pişmanlığın zararları karşısında çaresiz güçsüz kalabilir. İdarecisi olduğu kurum ya da iş yerlerini zor durumlara sokabilirdir.
Yine etrafımdan gözlediğim kadarıyla bir de şu hep ön planlara çıkan, kariyer sahibi kişileri arkada bırakıp onların hakkını yiyen tipler vardır’ ki onlar da Siyasete sırtını yaslayanlardır.
Hakkıyla gelenleri hariç tutarsam ki tutuyorum. Liyakat ve yeterli bilgi sahibi olmadığı halde siyasete yaslanarak önemli mevkilere gelenleri de görmüş tanımışımdır.
Tıpkı yukarıda anlattığım gibi bu şekil kişiler’ de liyakat ve çalışkan kişilerin sırtından geçinen onların sayesinde bulunduğu makama tutunabilen, yerine siyasi gücü sayesinde başkasının geçmesini engelleyen kişilerdir.
Bu tip kişiler bulundukları makamı adeta sülalesinden miras gibi görürler yenilere hatta kendinden daha bilgili kariyer sahibi kişilerin kendi makamına gelmesine engel olurlar.
Bunlar menfa atçı oldukça inatçı kişilerdir. Bunlar makamını koltuğunu bırakmamak için çalıştığı iş yerini kurum ya’ da kurumları zarara sokma pahasına siyasi gücünü kullanarak savunurlar.
Sizleri bilmem ama bence makam işgal edecek kişilerin belirli makamlara getirilmesinde biraz bilgi ve liyakat sahibi olması sadece gücüne ya da ağzı toplumu etkileyen süslü inandırıcı ya da güzel hikâyelerle konuşan kişiler olmamalıdır.
Evet, bence de kişiler üzerinde onlar da önemlidir amma, bir idarecinin sadece hikâye anlatan bir yönetici olması, bence akşam uykusuna hazırlanan çocuğu anlattığı masallarla uyutmaya benzerdir.19 Aralık 16
Ahmet Yüksel Şanlı er


Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Liyakat bilgi mi yoksa hikaye ya da siyaset mi dahaönemlidir Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Liyakat bilgi mi yoksa hikaye ya da siyaset mi dahaönemlidir yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Liyakat bilgi mi yoksa hikaye ya da siyaset mi dahaönemlidir yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
hotamisli
hotamisli, @hotamisli
15.12.2016 14:23:07
10 puan verdi
basindan sonuna kadar katildigim bir yazi, tebrikler...

selamlar,

abdullah
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL