- 639 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ŞEHİTLER İNCE HESAPLAR VS
Dünyada hangi ülkede ve hangi öğretide ölüme gülerek gitme yarışı vardır bilinmez bizdeki gibi. Ve bu nasıl bir iman birimi ve biçimidir ki evlatları için yanan ana ve babaları VATAN SAĞOLSUN diye konuşturan. Bir olana bağlanmışlığın sadakatimi yoksa ezelden belli olan bir kutlu müjdenin tecellisine ram olmak mı ? Ölümün o soğuk duruşuna sımsıcak koşmak ve ölerek ölümsüzlüğe adım atmak. Zamandan mekandan soyutlanarak zamana ve mekana arkadaş olmak.
Şehitliğin derecesini elbette şehitler bilir. Birde şehitleri yedi kat semadan ötelerde ziyaret edip makamlarını gören Peygamberimiz ( sav ) bilir. Nasıl bir makam ki en son peygamber onların makamına gıpta etmiştir.
Bu makama dünyada en çok evlat veren ülke olmak bizlere nasip olmuştur. Ötelere en çok şüheda gönderebilmiş bir millet olmanın illede ötelere geçmeden mükafatı olacaktır. Ve yarın oraya varınca dünyada başımıza gelecekken şehitlerin yüzü suyu hürmetine ne belaların başımızdan def edildiğini göreceğiz kısmet olursa. Ve hayatın bir alanında bizlere yardım eden kişilerin aslında o anda bizim boyutumuza göre ölü sayılan şehitlerden olduğunu o güne varmadan bilemeyeceğiz. Ne mutlu bir sır değil mi dostlar ?
Şehitlerin ve şehitliğin bilinen çeşitleri var. Suda boğulmak, doğumda ölmek, birinin namusu ya da kendi namusunu korurken ölmek öldürülmek, kendinin ya da başkasının helal malını korurken ölmek, yanarak ölmek gibi daha yüzlerce örnek verilebilir bu konuda. Biz içinde bulunduğumuz süreçte kuran da diri oldukları müjdelenen şehitlerle çok hem haliz. Ölü saydığımız ama ölmedikleri bildirilen o kişiler acaba bize nerden ve nasıl bakıyorlar ? Ve neden şehitler hep gülüyor dostlar ?
Son günlerde artan şehit haberleri içimizi dağlasa da biliyoruz bu bir imtihan. Evladı ölen bir anadan ya da babadan metin olmalarını beklemek elbette bizim açımızdan son derece kolay ve ezberci bir mantıktır. Bu meseleye samimiyetsiz yaklaşmaktır.
Mesele dağdaki üç beş çapulcu değildir ve öyle değerlendirilmemelidir. Dünya ülkelerinin derin devletlerinin ince hesapları vardır bu memlekette ve bu hep olacaktır. Biz farkında olmasak ta birileri bizim sahip olduğumuz değerleri bizden daha iyi bilmektedir. Doğu illerinde bilinçli bir politika ile halk kandırılmış ve devlete düşman edilmiştir. Devletinde agresif tavırları olmuş ve halk devletten kopmuştur. Dünyanın en zengin uranyum yataklarının ülkemizde olduğu dikkate alınırsa ve bu uranyumun doğu ve güneydoğuda yoğunlaştığı bilinirse sanırım meselenin üç beş çapulcu meselesi olmadığı anlaşılır. İsrail in büyük İsrail imparatorluğu projesinin kapsadığı topraklara ülkemizden de bazı iller dahil edilmiştir. Mesele Kürt devleti adı altında bir sömürge devlet oluşturmak ve bölgede İsrail in güdümüne sokmaktır. Mesele bölgeyi dev bir İsrail kalesi haline getirmektir. Bu politikaları iyi anlamak lazım. Bu oyunu çözen nice devlet büyüğümüz öldürülmüş ve meselenin üstü örtülmeye çalışılmıştır.
Evlerimizden çıkan şehit tabutları dev bir vatan binasının temel taşlarıdır. Biz de üzülüp kahrolsak ta biliyoruz ki bu devlet kan ile kuruldu ve kan ile gözyaşıyla daha da sağlamlaşıyor temellerimiz.
Acılarımız bizi birbirimize bağlayan unsurlardır. Biz yedi düvel ile savaşmış ve hala savaşmakta olan bir milletiz. Adını koymasak ta bir savaş vardır ortada dostlar. Müttefik dediklerimizin desteklediği ama düşman bildiğimiz İran gibi ülkelerin yanımızda olduğu bir savaştır bu. Bu bağlamda dostumuzu düşmanımızı iyi bilmeli ve iyi tanımalıyız.
Dünyanın derin bir dönemeçten geçtiği bu ince günlerde içimizdeki bizden görünen münafıklara inat ve dünyaya inat birlik beraberlik içinde olmak zorundayız. Terörü lanetleyen her türlü oluşuma art niyet aramadan destek olmak zorundayız. Biz büyük bir devletiz ve milletiz. Farklılıklarımız ve fikir ayrılıklarımız bizler için sorun değil zenginlik ve kültürel potansiyeldir. Orta doğunun ve dünyanın Osmanlı barışına hasret kaldığı şu günlerde biz kendi içimize kapanarak enerjimizi birbirimizle çekişerek tüketmemeliyiz ve buna hakkımız yok. Bizden gelecek bekleyen çocuklarımız için ve bizden destek bekleyen vesselam ağabeylik bekleyen ülkeler için buna hakkımız yok. Bölge Osmanlı ağabeyini ağlayarak beklerken biz şehitlerimize ağlıyoruz. Evet ağlayalım. Hepimizin ciğeri onlar ağlayalım. Ama artık sevinç gözyaşlarıyla karışsın ağlamalarımız. Güzel günler gelecek ve şehitler bize gıpta edecek inanın dostlar. Bir büyüğümüzün dediği gibi BAYRAK DÜŞTÜĞÜ YERDEN KALKARMIŞ dostlar. Üzülmeyin şehitler bayrağı bekliyorlar.
Tunar ÇALIŞKAN / araştırmacı yazar
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.