Bisiklet Sepetim
Eylül akşamlarında kaybettim gülüşlerimi, sonbahara erken geliyorum, düşlerin mavi kıyılarında parçalandı rıhtımların ve uğursuz gelgitler aldı götürdü umutlarımı.
Ben yoklukta yitirdim varlığımı, yalnızlığın dip sularında boğuldu aşklarım da ayrılıklarım da.Bütün mevsimler eylem hazırlığında bana, üstüm başım dert,üstüm başım özlem. Katmerli vedalar tutuşturdu geceyi. Avuç avuç zemzem suları içtim kahırlardan. Tesadüf aşkların bin türlüsü dil sürçmesi oldu sözlerimde, oylum oylum yaralarım var sakladığım. Notalarım bir türlü sol anahtarları koymadı, koyamadı hasretine.
Yollar biriktirdim zulamda,yolculuklar besledim sana uzanan, bisiklet sepetimde kıl çadırlar taşıdım, karanlık ırmaklar geçtim sendeleyerek, demir tekerler kaldı geride, kara gözlerini hedef seçtim, stabilize yollarda köprüler kurdum kirpiklerinden ve eşsiz yaralar yetiştirdim senin için.
Asmalı çatılarda intiharlar kanattı koğuşlar,uykular yoldum gecelerden, uykularımda gördüm seni yine de uyuyamadım, yine de gök kuşağı yapamadım seni düşlerime.
Yüz yıllık mısır tabletleri kovaladı tarihi, kırmızı baskılar sinsi tuzaklar kurdu aramıza, siyanürlü bir kaos başladı metropollerde yine dönmedin, İstanbul yıkıldı üzerime yine de gelmedin.
Arabalar yükler taşıyor gri yollardan, hayaller taşıyor gemiler, ve yalnızlık taşıyor ölümler, el fenerleriyle benliklerini arıyor sokak çocukları, ışıltılı gözler arıyor küçücük elleri, iki düğmeli gömlekleri üşütüyor küçücük bedenleri ve yavan ekmekleriyle çoban yıldızlarını seyre dalarak uyuyorlar, aşık oluyorlar naylon bezler üzerinde,yastık yorgan yaptıkları gecelerden umut çalıyorlar uykularında, bisikletlere biniyorlar, hayallerindeki aşkları sepetlere koyuyorlar rüyalarında.
Ve bütün yalnızlar gibi titreyerek uyanıyorlar ve gök kuşağının yedinci rengi gibi gerçekle çatışıyorlar, kara bulutlara bisikletlerini ve aşklarını çaldırıyorlar…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.