Bir çocuğun bakışından alçakça nemalananlar.
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
" Ekmek hepimize yetmiyor, kitap da öyle. Ama keder, alabildiği kadar…"
Nâzım Hikmet
Terör belâsı başımızdan hiç gitmeyecekmiş gibi görünüyor.
Paylaşılan soyut oldukça, acıya ne alışılır ne de acılar paylaşılır. Acınız acımızdır- kanı yerde kalmayacak- hainler döktükleri kanda boğulacaklar gibi söylevleri geçiniz. Acıyı tadanlar için bunların hiçbir anlamı olmadığı gibi üstelik yapay gelir onlara.
Kimse tepki vermesin. “Başımız sağ olsun” demek benim için hiç birşey ifade etmiyor.
Bizim başımız sağ ya gerisi teferruat, çünkü gidenlerin bedenleri geride bıraktıklarının üzerlerine yığıldı. Bu kadar ağır bir yük onlar için ne kadar ağırdır biz nereden bilebiliriz ki?!
Üzülüyoruz elbette ki, yaralılarımızın ölüm sayısını katlayacağını düşünüyoruz ama gerçek bambaşka. Ateşin içinde yanan ile seyreden bir midir?!
*Sıvas katliamında yitirdiklerimizden şair Behçet Aysan’ın kızı Eren Aysan “ sizin hiç babanız yandı mı?” demişti. Ne kadar anlamlıydı söylediği.
Babasını kaybetmemiş birine “seni anlıyorum” demek kadar anlamsız bir söz olabilir mi?
Hayat devam eder elbet ancak hayatını değiştirmek zorunda kalanlar, hayatını nasıl devam ettirirler?!
Önce insan ve daha sonra çocuk psikolojisi üzerine ne biliyoruz?
*"Ölüm hayatın bir parçası" ancak bunu kabullenmek o kadar da kolay değildir. Özellikle çocuklar için. Tepkiler yaş itibariyle değişiklik gösterir.
* 3-4 yaş aralığındaki çocuklar baba kavramını henüz yeni tanımlayan çocuklardır. Bu yaştaki çocukların aşırı tepkileri yoktur fakat sürekli olarak babalarını sorabilirler. Etrafında gördüğü baba figürünü yabancılayabilirler ki, bu da çocuğun psikolojisini etkiler.
Bu konuda çocukla sürekli konuşmak ve ona sözel olarak baba kavramını tanıtmak gerekir.
* 4-8 yaş aralığında mutlak bir uzmandan yardım alma durumu meydana gelebilir.
* Ergenlik dönemi olarak nitelendirilen 9-14 yaş aralığı çocuk psikolojisi açısından oldukça hassas bir dönemdir. Bu dönemde babasını kaybeden çocuklar psikolojik açıdan çok büyük farklılıklar gösterir.
Madde bağımlılığına yönelebilir, yanlış arkadaş seçimi, ders başarısında düşüş gibi bazı kötü sonuçlar baba kaybı ile yaşanabilmektedir.
Çocuğun aile tarafından çok iyi gözlemlenip, sabırla desteklenmesi gerekmektedir.
Kaybedişlerde :
* "Neden ben, neden benim babam?" sorgulamaları uzun süre devam eder.
*Ölüm haberini nasıl aldıysa, o durum meydana geldiğinde,uzun bir süre aynı psikolojik travma yaşanır.
* Gülme- ağlama ya da kayıtsız kalma davranışları içine girilme durumları olur.
* Teselli etmeye çalışanları aradan geçen kısa bir zaman sonra, başka bir konu hakkında gülerken görünce kabaran öfkesiyle kişi çılgına döner, hatta saldırganlaşabilir.
* Umursamaz bir insana dönüşüp, insanları gereksiz yere tersleyebilir hatta onları düşman gibi görebilir.
Genel itibariyle davranış durumları böyledir.
******
Beşiktaş’taki iki patlamada da Çevik Kuvvetin hedef alındığı bariz belli. Maç bitiyor taraftar dağılıyor, Gazhane Caddesi üzerinde ‘Beleştepe’ olarak bilinen noktada, çevik kuvvet ekiplerinin beklediği noktada otobüslerine binmeye hazırlanan polislere doğru seyir halinde bir araba yöneliyor ve patlıyor.
Stadın arka tarafı Maçka Parkı’nın Bayıldım Caddesi girişindeki Çevik Kuvvet otobüslerine doğru yürüyen canlı bombayı fark eden polisler, canlı bombayı durdururken arkadaşlarını kurtarıyor ancak kendileri şehit oluyorlar. Burada da hedef Çevik Kuvvet.
******
Acıya karşı duyarsız, asla yeşermeyecek çorak kalpler, izanını kaybetmiş olanlar daha bir acıtma derdine düşebiliyorlar.
*Berfin K. isimli Twitter kullanıcısı, “Çevik kuvvete olmuş, oh olsun size” diyebiliyor.
*Sosyal medyada @eski_istanbulum kullanıcısının yazdığı akıl alır gibi değil. Cenaze törenindeki fotoğraftan yola çıkarak, acılı çocuğun bakışını “siyasi” yönde şekillendirip “nefret kusan” tabirini kullanarak, önceden tembihlenmiş olduğunu Cumhurbaşkanına seviyesiz davranamayacağını ve ailesi ve yakınlarının provakasyonu sonucu yapılmış ise aile hakkında araştırma yapılarak daha sonra da telefon kayıtlarına bakmalı diyecek kadar alçakça ileri gidebilmiştir.
******
Medya bilgilerine göre :1 yılda 17 büyük saldırıda 360’ın üzerinde vatandaşımız hayatını kaybetmiş, bin 800’den fazla vatandaşımız yaralanmıştır.
Ve
Bu kadar büyük bir terör olayının ardından AKP Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay, "“Emin olabilirsiniz ki terör şu anda son derece azalmış durumda” diyebilmektedir.
Ve absürt bir teselli konuşması Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’ den.
Kayseri İl Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nü ziyaret eden Haseki polislere “Hepimiz birer şehit namzetiyiz. Allah nasip ederse ben de şehit olurum inşallah sizler de şehit olun” Yorum sizlere kalmış.
Şehitlerimize Allah’ tan rahmet, geride kalanlara sabırlar versin.
Hâdiye Kaptan
YORUMLAR
Terör üzerine anlamlı, duygu yüklü, bilgi dolu bir yazı okudum değerli kaleminizden
Hele ki, yaş gruplarına göre çocuk psikolojisi ile ilgili bilgiler hassasiyetinizin nişanesi ve vukufla aktarılmış, ki ne mutlu size
Terörün gayeleri ve nedenleri belli
Büyük güçlerin iktisadi çıkarlarını gerçekleştirmek, toplumları kargaşaya, güvensizliğe, korkuya sevk etmek, siyasi istikrarsızlık, vs.
Yine bizde olduğu gibi jeo politik konum dezavantajı teröre açık kılmakta bir ülkeyi
Sağ sol ideolojik yapılar, etnik ve mezhepsel ögeler salt bir vasıta
Oysa öteden beri ideolojik, etnik, mezhepsel unsurların temsil eder göründüğü insanlar çok kez bu tarz söylemlere sahip terör oluşumlarına daha sıcak bakar ya da en azından olumsuzlamaz pek
Günümüze doğru geldikçe nesiller boyu yaşananlarında tesiriyle teorik düzlemde bilinçlenir gözüksekte pratikte yine kapıp koyuvermiyor veya yelkenleri suya indirmiyor da değiliz
Sanıyorum toplumumuzda sağ düşüncenin değil sağduyunun asıl gelişmesi gerektiği tam anlaşılmıyor
Buradan siyasi olarak solda olmayı sunduğum anlaşılmasın
Ancak toplumumuzda bir sağ var da bu yanlışlıkla sağ düşünce, sağduyu güçlü olmalı oysa
Artı kimileri de kalp solda diye solcu olmak gerektiğini zannetmemeli
Sol düşünce insanı kimi sanatçı ve düşünürler bu kapitalist ve emperyalist çağda kalpsiz bir dünyanın kalbi de olabilir ama ekseriyetin böyle okunacağını da zannetmemek gerekir
Ne ki, sağ ideolojik yapılarda teknolojik gelişime değer vermek dışında değer üretiminde cılız kalmakta kanımca, kuşkusuz yine münferit liberal, milliyetçi, muhafazakâr edebiyat ve düşün insanları olmakla beraber
Yine etnik ve mezhepsel özelliklerin kaşınması son derece tehlikelidir ve bunu aşabilmek kuvvetli bir ulusal bilince ve milli şuura bağlıdır
Dinsel inanç temelli ümmet hissiyatını ise siyasi bir anlayışa dönüştürmemek gerektiği kanaatindeyim
Ümmetçi siyasi anlayış şunu der; efendim! Dünyanın her yerindeki müslümanlar kardeştir, dolayısıyla siyasi bir güç birliği islam kavramı etrafında olabilmeli
Bu anlayışın yanılgısı ve kofluğu o kadar açık ki, yeryüzünde yığınla devlet var, mesela Kanada veya Yeni Zelanda'da ki bir müslüman o ülkenin vatandaşı, seninle nasıl aynı çatı altında birleşecek?
Nüfusunun çoğunluğunu müslümanların teşkil ettiği muhtelif devletlerde var ki yönetimler Hıristiyanların elinde
Yine islam devleti olarak görünen çokları ise kendinden geçmiş bir halet-i ruhiye içerisinde, dünyasındanda geçmiş bir tasavvura sahipler
Ortaçağın Bağdat ve Endülüs/Kurtuba eksenli islam kültür ve medeniyeti ise son asırlarda erezyona maruz kalmış, çözülmüş, yobazlığın hakimiyet kurduğu bir bataklık sistemine dönüşmüş vaziyette, bu yapılanmanın Müslüman Türk'ü aşağı çekeceği o kadar açık ki
Halbuki geniş bir Türk dünyası var, yüz milyonlarca Türkçe konuşan bir muazzam coğrafi/tarihi enerji ağı bu
Ümmetçi siyasi anlayış bu bahisleri ortamını bulamadığı zaman kayıtsız bir yüz maskesinin ardına saklanarak izlerken, ortamını buldu mu ırkçılıkla ve kâfirlikle suçlamaya kalkar insanları, çünkü Arap kavramı bu tiplerin benliğine prangasını vurmuş vaziyette
Bu tip siyasal islam nosyonunda çevrelere Osmanlıcanın imparatorluk hinterlandına bağlı olduğunu anlatmak meseledir
Ulusal dil ve kültür kavramlaştırmasının taşıdığı ehemmiyeti metafizik gerekçelerle reddeder veya dudak bükerler, elbette geçmişteki özleşmeci tatbikatların sorgulanması, eleştirilmesi daha iyiyi aramak için olmalı, yoksa ulusal bilince topyekün savaş açmanın gerekçesi değil
Adam diyor ki, Farsça olmasa Türk edebiyatı mı olurdu? Bunu diyen güya sol görüşlü, ulusal kültür fikriyatını anlayabilecek biri sözde, Farsçanın belirli bir çağda İran'ın kuvvetli bir devlet geleneğine (Pers/Sasani) sahip olmasından beslenen bölge hakimiyetine bağlı olarak edebiyat dünyasına damga vurduğundan habersiz veya öyle görünmek işine geliyor, bu tiplere göre Türk salt askeri/siyasi imparatorluk kuran kültür/dil bağlamında zaafiyet içerisinde kıvranan bir varlık, bu sol görüşlü insan evladına sordum: iyi güzel de yirminci asırda neden farsça ile edebiyat yapmıyoruz? Dedi ki, çağımızda bir Türk edebiyatı mı var? Dedim ki, neden kardeş, Nazım Hikmet veya Melih Cevdet uluslararası değere, tanınmışlığa sahip olmalarını Farsçaya mı borçlular? Tık yok mübalağasız.
Elbette musiki ve edebiyat tarihimizde Fars damarı var ve bu da bizim zenginliğimiz amma velakin ümmet ve imparatorluk çağının Türk/İran rekabetinin edebi değil siyasi/askeri yönünü kaçırmazsak
Neyse hocam lafı epey uzattım
Yazınızın duygu yüklülüğünden etkilenirken hayli uzaklaştım da
Sizi içten kutluyorum
Ana sayfayı şiirde de nesirde de nice nice süslemenizi umuyorum
Saygılarımla...
levent taner tarafından 6/27/2018 6:18:01 PM zamanında düzenlenmiştir.
sahaf
Sonuçta üyeler profosyonel değiller. Arkadaşları tenzih ederek yazıyorum. Şiir yarışmalarının iç yüzünü anlatan bir yazı okudum ve çok üzüldüm. Onca kişi şiirlerinin tanınması ve büyük şairlerin elinden geçeceğini düşünerek bu yola başvuruyorlar ancak hiçbir şey göründüğü gibi değilmiş ne yazık. Bir gün o yazıyı burada paylaşacağım.
sahaf
Umutlu yarınlara diyelim.
Gerçekten güzel bir çalışma olmuş.
Cümlelerin akıcılığına ve konuyu insanı yormadan aktarabilme özelliğine hayran kalmadım desem yalan olacak.
Bazı insanları bu katlanılması zor acı karşısında gösterdikleri duyarsızlık da iyi kınanmış.
Ama,
son kısmın yine siyasete bağlanması hoş olmamış.
Belki gaye o değildi ancak,
bu acı olayı, siyasi hamle aracı olarak kullanmak isteyenlere imkan tanıdı yazı.
İnsanların sözlerini iyi değerlendirmeli.
Cımbızlama yapmamalı.
Art niyeti olmayan hiç bir vatan evladı,
kırk küsür şehidin ardından öyle saçma sapan sözler sarf etmez. Hele de bir siyasetçi ise.
Bir tutam hayat tarafından 12/14/2016 3:23:10 PM zamanında düzenlenmiştir.
sahaf
Bakın son paragrafta ne güzel dile getirmişsiniz siz de. Aslında benim vereceğim cevap hakkım da zaten aynı yalnızca sarf etmemesi gerektiği halde
sarf ettiğidir.
*Art niyeti olsun olmasın, belli bir yerde duruyor ve o yerin sıfatını taşıyorsanız siz "dil yanlışı" hakkınız yoktur. Gerçeği doğru yansıtacaksınız.
* İkincisi biraz öne çıkma afili sözler söyleyeyim derken çukura batma gibi bir durumla karşı karşıya kalmış Haseki bey.
* Yazının son kısmında bir yerden, bir konuşmadan cımbızlama yoktur, yalnızca tek söyledikleri bu olduğundan yazılmıştır.
Öyle saçma sapan sözler ediyorlar ki, tepkisiz kalamıyorum elbette. Medyada fotoğraflı,sesli bir sürü kayıt var yani ortada olmayan bir şeyi dile getirmek değil.
*Allah'tan başka kimsenin hamlesinden korkum yok çok şükür. Milliyetçiyim ve bu konuda yazmaktan imtina etmem hiçbir zaman.
Teşekkür ederim ayırdığınız zamana.
Günün yazısını kutluyorum...
Böyle başa böyle tarak, diye bir deyiş vardır argoda...
Demokratik gezi direnişine "kalkışma" diyen, üç yıl önce bu gün o direniş te ölen MEHMET AYVALITAŞ' a ve arkadaşlarına "TERÖRİSTLER GEBERDİ" diyen bir sürü aymaz tanıyorum ben. Ya siz? Onlar acı hissetmezler, sadece biat ettikleri hırsız ve vatan hainleri "çocukların tecavüzcüleriyle evlendirilmeleri için çıkartmak istedikleri yasayı desteklemeyi becerebilirler...
sahaf
Teşekkürler ederim ayırdığınız zamana.
Acıyı ceken bilir ,ve acıtanlar nedense hep icimizde yasayanlar,kimse düsmanını dısarda aramasın icimizde büyüyen ve yaslanan o kadar kirli eller varki,,,bu sene cok acı cektik memleket olarak seneye daha fazla olmaması icin herkez yanındaki ve ya sokağındakini iyi tanısın ,,,düsman vuracağı yeri dost ise acı kelimeyi hep tam zanında söyler...
ALLAH rahmet etlesin....VATAN evlatları yalnız değil ,bizde öldük acı büyük...
sahaf
Teşekkürler ederim ayırdığınız zamana.
içim acıyarak ve öfkelenerek okudum hem gazetede gördüm hem yazınızda da ifade etmişsiniz.
neden içim acıdı
cehaletin dibini de oyduk. adı üstünde çocuk ve üstelik babasını kaybetmiş bir çocuk.
ölümün insanda ne gibi bir değişime sebep olduğunu yaşadım
kişi 37 yaşında babasını kaybetti ve dünya, kişilik değiştirdi. En yakınında ben vardım ve babası eceliyle ölmesine rağmen ilk hedefi ben oldum bekliyordum ama bu kadar sert darbeler beklemiyordum. Detaylandıramayacağım ama etrafında kim varsa düşman oldu. “Senin baban öldüğünde beni anlarsın " demişti diğer arkadaşına. yani neden sizin babanız yaşıyor da benim ki öldü gibi vs. Dehşete düştüm ve can ciğer iki arkadaştık vefat olayından 3-4 ay sonrasında ipler koptu görüşmüyoruz.
hasılı o daha çocuk yetişkin bir insanda meydana gelen değişimler bu kadarsa o yaştaki değişimler yıkımlar çok daha derin olacaktır.
Çocuğun yuvarlandığı uçurumda nasıl acı çektiğini anlamadıkları gibi hem çocuğu hem ailesini hedef göstermek kadar alçakça bir durum olamaz.
Yapanda kanun önünde suçludur. Kamu davası açılmalı. Biz ne ara bu kadar duyarsız bencil olduk. Terör karşısında birleşmek lazımken hem babasına şehit diyorsunuz hem de şehidin evladına , ailesine yani şehidin emanetine ihanet ediyorsunuz. O çocuk babasını kaybetmiş öfkeli acılı adına sosyal paylaşım zımbırtısı adı verilen gayya kuyusunda şehidin emanetine bu ihaneti yapılır mı? fanatiğin biri çıkar olmadık aileye zararlar verirse bunun vebalini hangi partizanlıkla ödeyebilecekler?
olmaz
ŞEHİDİN EMANETİNE BU YAPILMAZ
YETİM HAKKI DİYE BİR KAVRAM VAR
EMANET DİYE DE BİR KAVRAM VAR
ŞEHİDİN EMANETİ DİYE DAHA DA AĞIR BİR KAVRAM VAR
ŞEHİDİN EMANETİ O KENTİ YAKSA DA ONA YAN BAKILAMAZ.
Şerefsizce onursuzca bir davranış ve o görüntüyü o şekilde haber yaptığını zanneden gazeteler de aynı oranda suçludur.
Emanete ihanet edilmiştir. Madem öyle versinler çocuğun babasını geri, gözleri gülsün, güçleri yetiyorsa diriltsinler babasını, ha güçleri yetmiyorsa susacaklar meydan boş diye kelime bedava diye konuşmayacaklar ki o na da konuşmak denilirse …
Ona borçluyuz hepimiz o çocuğa borçluyuz,şehri yaksa uf deme hakkımız yok, cahilin bir çıkıp utanmadan sıkılmadan hedef gösteriyor. yazıklar olsun
YETİMDİR O ÇOCUK, HEM YETİM, HEM EMANET.
sahaf
Teşekkürler ederim ayırdığınız zamana.
Sevgiyle
haberlerde tabuta sarılmış bir anne " baba canının canı gitti" diye bir çığlık attı işte o acı çığlık bir anne yüreğinden koptuğu anı o duyguyu yaşamayan asla bilemez
izleyemedim devamını kapatıp tv zihinimden çıkaramadım o anı çıkaramıyacağım da...
Allah bundan sonra yaşatmaz inşallah diyebiliyoryz ancak
aciziz
elimiz kolumuz bağlı
başınız sağolsun demek adetten olsa da bencilce yani ölen öldü siz sağolun demek
insanın canın parçası gidince malesef canı sağ olmuyor
dünya onca savaşlardan cıktı ve savaşın yıkımını yaşamayan ülke yoktur
ders çıkarmak gerekirken neden silahları gömmüyorlar neyin obezliği neyin acımasızlığı
keşke dünyanın bir ucundan diğer ucuna sevginin hükümdarlığı olsa
birinin acısı diğerinin sevinci olmasa acılı insanları tekrar tekrar önyagı ve art niyetimizle vurmasak
acısıyla baş edemez insan önüne gelenele küfür de eder bize bunu hoş görmek düşer
doğru olan budur
babam derdi ki bu durumlarda "giden babasının kesesinden gider gerisi boş"
sahaf
Teşekkürler ederim ayırdığınız zamana.
Sevgiyle
İçimizdeki bu yangın nasıl sönecek bilemiyorum Sapla saman birbirine karıştı. Yazık bu ülkeye yazık bu güzel halka. Bağrında Mevlanayı , Yunus u taşıyan bu topraklara kan ve göz yaşı yağdıranlara ne söylense az. Tşkler güzel paylaşım için teşekkürler Hadiye hnm
sahaf
Teşekkürler ederim ayırdığınız zamana .
Selamlar ile dost.
Kınadığım çok şey var da aklıma gelenlerden yazayım.
Cumhurbaşkanı yaralı polisi ziyarete gittiğinde polise kaç çocuğu olduğunu sordu. O da iki diye cevap verdi. Öyle deyince Cumhurbaşkanı, ''Bunlara iki yetmez, üç, dört, beş yapın'' Dedi. Siz çocuk yapın, bunlar öldürüyor diyor yani. Ohal yönetimi ne işe yarıyor anlamadım.
Yıllardır Kenan Evren yönetimini eleştirdik, şimdi o günleri arar olduk. Onun döneminde terör temizlenmişti.
Çok üzgünüm, belki acılar söyletiyor bilmiyorum. İnşallah bir daha olmaz dilerim.
hidayet kocak
sahaf
Duadan başka ne yapabiliyoruz ki?