- 645 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İNSAN İTİRAZ ODAKLI BAKARSA?
Nasılda itiyorum değil mi sizi bayım, bayan (beni bayan*)ım…
Madem soru soran bendim cevabını da biliyorum demektir. Askıda kalmasın o zaman hemen söyleyelim...
Bakın işte başka bir konu açıldı. Öyle olur hep nedense yazmak istiyoruz kalem ne anlatmak istiyor. Biz kaleme tabiyiz, ne dersek diyelim o yazmak istediğini yazacak nede olsa mürekkep onda.
(Mademki konu buraya geldi devam edelim. Kalemin meramını dinleyelim. Fakat yukarıda ki konuya kısaca değinelim de zanna açık kapı bırakmayalım. Demek ki konu boş idi kalem buna müsaade etmedi Çünkü gece ile gündüz, tuz ile buz bir arada barınamaz… Deyip şu neden bazıları bazılarını iter de bazılarını çeker konusunu kapatalım.)
Cevap soru soranda mevcuttur zaten fakat neden soru sorar kısaca ona bakalım.
Soru sormak cevap almak için gibi görünse de aslında soran kimse için cevap kati bilinir. Mesela sizde itiraz etmeden önce kendinizde deneyin ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
Daha önce duymadığınıza da eminim bu benim tespitimdir altını çizelim. Doğru mudur? Birisi çıkıp aksini kanıtlayana kadar bu doğrudur. Varsa da böyle bir bilgi en azından ben hiç karşılaşmadım.
Soru soran karşıdakini ya zımnen tenkit etmek, küçük düşürmek amaçlı sorar ya da cevabını bildiği şeyi size sorarak teyit ettirmek veya sorumluluğu üzerinden kaldırmak için sorar yani aslında hoşlanmadığı cevap kendisindedir onun zıddı cevap vermenizi umarak soru sorar. (İslam’da muğlak hiç bir soru yoktur. Der ki Ulemâ "cevabını aldığınızda hoşlanmayacağınız soruları sormayın". Yasağa mübah elbisesi uydurmaya gerek yok çünkü yanlışa doğru diyen biri çıkmaz insaf ehlinden).
Bunu çok kez test ettim ve beni genelde yanıltmadı. Bana soru yöneltildiğinde sen bu konu hakkında ne düşüyorsun dediğimde, beni iyi tanıyorsa direk olarak cevabı verdi az tanıyorsa bilmiyorum deyip geçiştirdi. Ben ise ona bunu kabul etmiyorum sor bakalım kalbine ne diyor dediğimde çok zaman geçmeden zaten bildiği cevap geldi. Bu nedenle sorulara maruz kalmamış oluyorum.
Birde cevapladığımız sorunun getireceği sorumluluk var değil mi? Bu kişi aldığı cevabı nerede, hangi amaçla kullanacak gibi sorgulanılacak konulara ateşten sakınır gibi sakınmak lazım değil mi?
O nedenle uyguladığım teknik belli “önce vicdanınla konuş şayet gerçekten cevap gelmezse o vakit beraber buluruz" çünkü ben ne söylersem söyleyeyim, ister istediğini isterse istemediğini şayet onun vicdanı aktifse sonunda yine kendi bildiği cevabı takip edecektir.
Zirâ “vicdan insanda bulunan ahiretin küçük bir numunesidir…” Bedîüzzaman
O nedenle vicdan ne diyorsa gözü kapalı uygul, korkma.
Peygamber (sav); Aklınız ve kalbiniz arasında kaldığınızda siz vicdanınızı seçin...
Zehra Asuman / Söyleşi
10.12.2016
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.