- 473 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BİR AVUKATIN MACERALARI 24 / KANLI MİRAS
KANLI MİRAS-24
‘’Sihirbaz gibisin Bay Fahrettin işleri aksatmamak için her zaman cebinden bir tavşan çıkarıyorsunuz. Eğer dönen bu çarkta dişlilerden biri kırılırsa hepimiz zararar görürüz.
Fahrettin Bey_ Doğru söylüyorsun Bay Jozef. Bizim işimiz aslından daha sağlam onarmak.
Bay Jozef_ Hasan’ı geri mi çektin?
Fahrettin Bey_ Mecbur kaldım iyice deşifre olmuştu. Şimdi elimde bir kız var, müthiş becerikli bir şey. Hasan’ın yerine onu kurye olarak kullanıyorum.
BayJozef_ Önce hasan’ı ortadan kaldır. Beni hanımefendiyle ne zaman tanıştıracaksın?
Fahrettin Bey_ Çok yakında efendim. Önce sana kızdan biraz bahsedeyim. Kız polisin takibinde idi. Bende kızı kaçırıp benim Yalova’daki yazlığa yerleştirdim.
Bay Jozef_ Sen şimdi polisin takibinde olan bir kızla mı çalışıyorsun? Sen çıldırmışsın.
Fahrettin Bey_ Hayır çıldırmadım. Devamını dinleyin efendim. Üç gün once gazetelerde bir haber çıktı. Selma’nın resmi ve altında bir yazı Gemiden denize düşen bir kadın boğularak öldü. Cesedi ertesi gün sahile vurdu. Hemen Selmayı aradım ama telefonu cevap vermiyordu. Bende boğulduğuna gerçekten inandım. İki gün sonra kapım açıldı ve o hiç birşey olmamış gibi içeri girdi. Adana’nın Kozan ilçesinden bir pamuk tüccarının kızı Yasemin Seyhan olarak. Dün kü işini tereyağdan kıl çeker gibi halletti geldi.
Bay Jozef_ Şimdi iyice meak ettim. Bu kızla beni bir an evvel tanıştır.
Fahrettin Bey_ Ne zaman isterseniz efendim.
Bay Jozef_ Sende bu kızın kimlik değiştirmeden önceki resmi var mı?
Fahrettin Bey_ Var efendim.
Cebinden çıkaıp resmi Bay Jozef’e uzattı. Uzun bir süre resme bakan Bay Jozef ‘’ güzel ve tehlikeli bir kadın. Bakalım ne kadar değişmiş göreceğiz.’’
Fahrettin Bey_ Ne zaman görmek istersiniz efendim.
Bay Jozef_ Bugün acele halletmem gereken bir iş var. Yarın öğleden sonra getir tanışalım bakalım.
Fahrettin Bey_ Başüstüne efendim izin verirseniz, ben işimin başına döneyim.
Deniz çalan telofonuna bakınca tanımadığı bir numara olduğunu gördü. ‘’ Allah, Allah ben bu numarayı tanımıyorum açalım bakalım’’ Diyerek telefonu açtı.
_ Merhaba şekerim ben Yasemin, buluşabilirmiyiz? Ama dışarıda olacak.
Deniz_ Bana tam olarak kendinizi tanıtırmısınız?
Yasemin_ Gelince görürsünüz, tabi gelirseniz.
Deniz_ Mecburen geleceğim. Ne zaman buluşuyoruz?
Yasemin_ Hemen senin büronun tam karşısındaki kafeteyadayım.
Deniz_ Tamam canım hemen geliyorum.
Çıkarken Hülya’ya karşıdaki kafeteyaya gittiğimi söyledim. Bir taraftan da çok tanıdık gelen sesin sahibini gözlerimde canlandırmaya çalışıyordum. Birden aklıma Selma, yani Büşra Baş komiser geldi. Evet oydu benimle ufak bir oyun oynamıştı. Alacağı olsun.
Kafeteyaya girdim ama karşı köşede sarışın kısa saçlı bir kadından başka kimse yoktu. Ben şaşkın, şaşkın sağıma soluma bakınırken sarışın haspa bana el sallamaya başlamaz mı? Yanına yaklaşıp dikkatle bakınca Selma’yı tanıdım.
Deniz- Sen ha.
Yasemin_ Iıh ben Yasemin. Buyurun oturun. Selma denize düştü boğuldu. Ben Adana’lı Yasemin.
Deniz_ Allah cezanı vermesin. Seni böyle görünce şok oldum.
Yasemin_ Şimdi beni iyi dinle. A nlatacaklarım aramızda kalmalı.
Bildiğim her şeyi anlattım, Deniz beni dinledikçe şaşkınlığı artıyordu.
Yasemin_ İşte böyle ben de kendimi sağlma almak için kılık değiştirdim.
Deniz_ (Fısıldayarak) Demek kurye de oldun.
Yasemin_ Sessiz ol, ve sana anlattıklarım sende kalsın. Kimseye bahsetme. Sonunda sende her bakımdan kazançlı çıkacaksın.
Deniz_ Yani sus diyorsun.Tamam bende ağzıma fermuar çekiyorum. Sustum.