Yol Tarifi
Her yıl Türkiye haritasından bir yer seçer ve Yılık izinimin bir bölümünü seçtiğim yerde geçiririm. Yurdum insanı, yabancı olduğunu hemen anlıyor ve her konuda sana yardımcı olmaya çalışıyor. Yardımcı olamayacağı konuda bile yardım etmeye çalışıyor. Bunun en güzel örneği yolu tarif etme şekillidir.
Bu yıl Güneydoğu’yu keşif etme kararı aldım. Nede olsa doğup büyüdüğüm topraklar, eş dost akrabam yaşıyor daha memlekete. Maceram havaalanına gece 22:00 de inmemle başladı. Yeni yapılan havaalanını tanımadığım için, nereye doğru gitmem gerekiyor diye bakınırken orta yaşlarında bir beyefendinin sesiyle irkildim.
"yardımcı olabilirmiyim abla"
"Bu havaalanına ilk gelişim, dışarı çıkmak için nereye doğru gitmem gerekiyor"
Beyefendi benim gibi önce bir sağına sonra soluna bakındı bana döndü
"Burdan düz git, ilerden sağa dön abla"
Biliyorum biliyorum beyefendinin de benim gibi yönü bilmediğini anlamak pek zor
değil di ama düz gidip ilerden sağa döndüm. Yanlış yere gelmiştim tabii ki, etrafıma bakınırken, gözümün ucuyla bana doğru yaklaşan, bir elini de sağ tarafında bulunan silahının üstünde tutan üniformalı birinin yaklaştığını gördüm.
"Hanımefendi, Nasıl yardımcı olabilirim"
"Bana çıkışın ne tarafta olduğunu söyleyerek memur bey"
"Yanlış gelmişsiniz hanımefendi, bu bölgeye yolcuların girmesi yasak,
çıkış burdan düz gidip ilerde sağa dönünce"
"Memur bey, düz gelip ilerde sağa döndüğüm için, şu anda ecel terleri döküyorum. Rica etsem benimle düz gidip ilerde sağa dönerseniz çok memnun olurum"
Bu arada benim ellerim yukarıda, göğüs hizasında pozisyon almış durumda. Görevli memur ya halime acıdı yada al sana aptal bir turist daha diye içinden geçirip benimle çıkışa kadar geldi. Arabada beni almaya gelen kuzenlerime olayı anlatınca, o saate kadar en sevdiğim kuzenim
"Çıkışı bulmak zor değil ki. Düz gidip ilerde sağa dönecektin abla" dedi.
Elimin düz gidip ilerde sağa dönüp ensesine inmesine zor mani oldum diyebilirim.
İki gün sonra araba kiralayıp Urfa’ya gittik. Urfa da gezdikten sonra batık şehire gitme kararı aldık. Tanımadığım bir şehirde pek araba kullanmayı sevmiyorum ama iş başa düşmüştü işte. Yönümüzü ilk şehir içinde şaşırdık. Yol kenarında Mısır satan bir amcaya yolu sorma amacıyla kuzenim arabadan indi. Arabanın penceresinden şahit olduğum manzara görülmeye değerdi. Amca belli ki yolu tarif etmeye çalışıyordu, kendi etrafında dönerken benim kuzende onunla beraber kendi etrafında döndü. Kuzenim, yüzünde şaşkın bir ifadeyle tekrar arabaya bindi. Bir iki saniye sonra bana döndü, ben bir şey söylemesine izin vermeden sordum.
"Düz gidip ilerde sağa döneceğiz değilmi"
"Evet abla. Nerden bildin"
"Tecrübe sahibiyim"
Mısırcı amcadan sonra bir taksi şöförünün, bir otelin kapısında ki güvenlik görevlisinin ve bir benzin istasyonu çalışanının
"Düz git, ilerden sağa dön abla"
demesi ve 2 saat süren çabadan sonra bir çeşit batık şehir istikametini bulduk. Batık şehir turumuzdan döndükten üç gün sonra Adıyaman’a Nemrut’a gitmek için hazırlandık. Kuzenlerimden, yıllarca kamyon şöförlüğü yapmış olanı, içinde bol bol "düz gittikten sonra sağa döneceksin abla" içeren tabirlerle yolu tarif etti. Kuzenimin söylediği gibi yaptık.
Nemi oldu?
Tabii ki yolu şaşırdık. Bir saat süren arayıştan sonra tekrar ana yolu bulduk. Yol kenarında bulunan benzin istasyonuna Nemrut’a giden yolu sorduk. Ben içimden, eğer buda "ilerden sağa döneceksin abla" derse gülmekten yerlere yatacağım diye geçirirken, genç çalışan bizimle dışarı çıktı, eliyle yolu gösterip
"ilerden sağa döneceksin abla" dedi
Ben başladım gülmeye. Kuzenlerim ve genç çalışanın şaşkın bakışları eşliğinde gülmekten yerelere yatım desem yeridir.
Kuzenlerimin ısrarıyla ilerden sağa döndük. Kısa bir süre sonra bir köy girişinde Nemrut’a varmadan son alışveriş imkanı yazan bir tabela, doğru yolda olduğumuzu gösteriyordu ama çabuk sevinmemek gerekiyormuş. Çünkü bir süre sonra bir kavşakta bulduk kendimizi. Ne yöne gidecektik şimdi. Kuzenlerim
"ilerden sağa dönelim abla"
taraftarıyken ben arabadan inip küçük bir dükkanın önünde, elinde sigara ve çayla oturan yaşlı bir amcanın yanına gittim.
"Hayırlı günler bey amca"
"Hayırlı günler kızım"
"Nemrut’a hangi yoldan gidilir biliyorumsun bey amca"
Amca, önce çayından bir yudum sonra sigarasından bir duman aldı. Elini çenesine götürüp sakalını bir iki sıvazladıktan sonra başını kaldırıp bana baktı.
"Nemrut? Nemrut? Yemin billah bilmiyorum kızım"
Ben bey amcanın mübarek ellerine sarılıp öptüm.
Arabaya geçtim. Kuzenlerim ne yöne gidiyoruz abla diye sordu.
"İlerden sağa döneceğiz"
© BLAU, 2016
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.