- 615 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÇAĞI ANLAYABİLMEK
Her zamanın kendine göre düsturları vardır ve zaman bu düsturlar yörüngesinde bir seyir halinde olur. Kimi zamanlar çalkantılıdır ve içinde bulunan şartlar gereği uzaktan bakılmayı gerektirir. Objektiflik zamanın kendi içerisinde sergilenememektedir maalesef. Bireyler bir takım ön kabullerin veya şartlanmışlıkların içerisinde bırakılmış olabilmektedir. Kendi devirlerinin kahramanı ve yönlendiricisi olmak isteyenler tarafından yönlendirilmelere tabi tutulmakta adeta bir irade tutulmasına maruz bırakılabilmektedir. Doğrular yanlış olarak kabul edilebilmekte tersi olarak ta yanlışlara doğru denilebilmektedir.
Peki çağını anlayabilen insan hiç mi yoktur? Elbette vardır ve bunları dört grubta ele alabiliriz. Yani çağını gerçekten anlayabilen doğruların ve yanlışların farkında olan bireylerdir bunlar.
Birinci grup ki bunlara çağın kahramanları demek doğru olacaktır. İşte bunlar doğruya doğru, yanlışa yanlış, zalime zalim, mazluma mazlum diyebilen insanlardır. Bunlar doğru olan yoldan asla sapmazlar türlü işkencelere maruz bırakılır en ağır tecritler altında yaşarlar. Zamane insanları tarafından hor ve hakir görülür ve hakaretlere maruz bırakılırlar. Bu gruptakiler sabreder bütün bu olanlara katlanmakla yetinirler. Günün şartlarında bir değer görmeyen bu insanlar aslında gelecek nesillerce anılacak, onların görüşleri de bir mihenk taşı olarak kabul edilecektir. Örnek hayatlar olarak onların hayatları üzerinden gösterilecek derslerde onlar okutulacaktır. Çünkü onlar bugünü yaşayarak ve hakkını vererek günün kahramanı olmaktan çok öte bir yol almışlardır.
İkinci gruba gelince bular korkaklardır. Bir bakıma menfaatperest de diyebiliriz. Evet bunlarda kendi çağlarını anlayabilmiş bireylerdir. Ancak bir farkla ki bunlar ya elindeki menfaatlerinin makamlarının, şöhretlerinin veya maddiyata dair bir şeylerin ellerinden alınmaması için sinip, yeri geldiğinde duruma göre alkışlayan duruma göre de yeren, söven bir tutum içine girerler. Y a da bir menfaat beklentisi içinde olup bunun için fırsat kollamakla ve buna göre konum almakla meşgul kimselerdir. Bunların durumu çok hazindir. Çünkü bunlar amaçlarına ulaşsa bile bu çok uzun sürmemekte öteki türlü de sürekli dilenip durmaktadırlar. Bunlar menfaatleri doğrultusunda çağı anlayabilmektedirler ama sadece bugüne takılı kalıp yarının onlar için nelere gebe olduğunun bilince varamamaktadırlar. Bunların ne kendisine ne gelecek nesillere bir faydası olmamakta ve tarihin çöplüğünün derinliklerinde kaybolup gitmektedirler.
Üçüncü gruptakiler ise bunlar da birinci gruptakiler yani çağın kahramanları gibi her şeyin farkındadırlar. Ancak bunların sesini çıkarmaya mecali yoktur. Yani doğruya doğru, yanlışa yanlış deseler bile o zamanın şartlarında pek bir anlam ifade etmeyecek. Onları dinleyen ya da peşinden giden olmayacaktır. Onlar her şeyin farkında ama bir köşede kenarda beklemek zorunda bırakılmışlardır. Bunlara çaresizler diyebiliriz. Yani doğru olanı yaşamak ve yaşamaktan aciz bırakılmış, çaresizliğe terkedilmişlerdir. Bunları tarih saygıyla anacak en azından gelecek nesiller bunlara hak verecektir.
En son grup ise bunlar çağın en zalimleridir. Çağı en az birinci gruptakiler kadar iyi çözümlemektedirler. Bunlar çağa hakim olmak ister ve yalnızca kendilerinin anılacağı bir tarih yazmak isterler. Sadece kendileri olacaktır başka bir şerik asla istemezler. Bunlar grup halinde olduğu gibi tek kişi de olabilirler. Bunların kendi doğruları vardır ve bunlar doğru olarak kabul edilir. Başkalarının görüş ve tavsiyelerine ihtiyaçları yoktur. En iyisini kendileri bilir. Zamana hükmedecek onlardır ve bunu sağlamaya yönelik her yol mubahtır. Nitekim bu kişi ya da gruplar büyük oranda başarılı olurlar. Ancak bu çok uzun sürmez. Sonunda bunlar ikinci gruptaki menfaatperestlerden daha feci bir şekilde tarihin kara sayfalarına gömülürler. Tarih bunları asla affetmez ve gelecek nesiller bunları hayırla yad etmez. Neticede kaybolup giderler.
Tarihe baktığımızda rahatlıkla bunları görebilmekteyiz. Kimin zalim kimin mazlum olduğunu bugün çeşitli coğrafyalardaki ya da yanı başımızdaki zulümlere, savaşlara bakarak anlayabiliyorsak, doğruyu, yanlışı ayırabiliyorsak evet çağı anlayabilmişiz bir ölçüde demektir. Ancak bir soru daha var ki sorulması gereken biz kimiz?
Çağın kahramanı mı?
Menfaatperesti mi?
Çaresizi mi?
Zalimi mi?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.