- 431 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GOLİAMO GRADİSHTE
Cambazı gösteriyor şarlatanın biri.
Ruhumuzda geziyor hokkabazın diğeri.
Al takke ver külah, bitince alış veriş.
İkitelli MŞM de hazırlatıyor yerimizi.
Demek ki bunların niyeti, çıldırtmak milleti.
Bugünlerde dolarda da promosyon.
Büyü bozma beleş, cin kovma da indirim.
Beş tanesine yüzde yirmi beş.
İnsanlar canları istedikleri zaman, yatak yorgan simit yolculuk Edremit hesabı köylerinden şehirlere taşınamazlardı. Böyle bir olayın meydana gelebilmesi için çok önemli gerekçelerin olması istenir, mülki ve idari amirlerin onayı alınırdı. Çalışma şartları da bundan farklı sayılmazdı. Adama iş yaratılmaz, işe adam alınırdı. İş tamamlanınca da çalışan geldiği yere geri gönderilirdi. Bu şehrin adı Sofya idari şekli sosyalizmdi.
İnsanlar rüzgârın toplayıp sürüklediği yaprak yığınları gibi, şehirlere savrulmazdı. İnsanları doğdukları yerde mutlu etmek ve yaşatmak genel prensipti.
Ben de gördüm. GOLİAMO GRADİSHTE adlı bir köydü. Köyün yolları asfalt, köy meydanında sinema/tiyatro salonu, kütüphane/okuma salonu, hamam, umumi tuvalet 1960 yıllarda hizmet vermeye başlayan, resimdeki üç katlı bu bordro renkli bina bundan kırk altı yıl önce yapılmış ilk ve ortaokul hizmeti vermekteydi. O yıllarda biz vatana ihanet edenleri yargılamakla meşguldük yassı ada da. Bu memleketten aldığımız cereyanla da 1.ci şubede sorgulamanın daha derinliklerine iniyorduk aydınlar üzerinde. İnsanın ihtiyacı olan ne varsa ayağına götürülmüş. Eğitiminden sağlığından tutun da çalışma ortamları değişik kooperatifler adı altında köylere serpiştirilmişti.
Bir eğitim sistemi düşünün,1936 yıllarda mezun olan öğrencinin elinden her şey geliyor. Bahçesinde ki yaban dala aşı yaparak, tatlı sulu meyvelere döndürebiliyor. Sökülmüş gömleğini oturup dikebiliyor. Pasta çörek yapmasını bildiğini gizlemeden demli bir bardak çayla sizle paylaşabiliyor. Akan damını kendi aktarır, gerektiğinde taş üstüne taş koyup öğrencilerine okulu elleriyle yapardı. Bir toplantıda konuştuğu zaman, lafı dinlenir, yüreklere bir aydınlık kulaklara bir ritim gibi türkü olur akardı. Bunlar KÖY ENSTİTÜSÜ mezunlarıydı. Yere nasıl basılacağını, dik nasıl durulacağını anlatırdı. Yorulmadan,erinmeden,yılmadan, yeniden,yeniden.
Kızlı oğlanlı bir nesildi./ Gürül gürül akan bir seldi./Mavi beyaz köpüklerde,/Hiçbir ayıp gizlenmezdi./Ürktüler/ Bu nehrin sesinden/Dehşete düştüler/Sonra....../Bilcümle el birliği içinde/Okyanusa ermeden; katlettiler.
Hayrullah Cırık
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.