- 738 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
ONDAN SONRA
ONDAN SONRA
Yok olanın sessizliği, var olanlara fırsat verdi masumiyetin kirlenmesi için.
Tanrıların görevidir kirlileri cezalandırmak… Ve zaafıdır Tanrıların sessizliğe boyun eğmek… Hangi Tanrı yeteri kadar dürüst olabilir ki!
Adem’le Havva’dan evvel yazıldı cezalar. Sümer rahipleri, M.Ö. 4000 yıllarının sonlarında çiviyle çaktılar beyinlere kirletilen masumiyetlerin cehennemlik olduğunu.
Bana geldi sıra… Ben, annemin öldüğü gün sırıtan bir palyaçoydum. Onun sessizliğini kirlettim şımarıklığımla... Günah çıkartmama yarayacak sözcükler icad edemiyorum bir türlü…
*ONDAN SONRA
“İslam ümmetinin beklediği Mehdi geldi!”
”Allah’ın vasıflarını üzerinde taşıyor…”
Bunları “putperest puştlar” dedikleri Kemalistler, Atatürk için söylemiyor.
Ya kim söylüyor diyorsanız söyleyeyim: “Namaz kılmayan idam edilsin!” diyen meczuplar söylüyor. Yani, Kemalistlere “putperest puştlar” diyenler söylüyor. 21 Yüzyılda varlığını sürdürebilmiş orta çağ kalıntıları!
İslam ümmetinin beklediği Mehdi dedikleri şahıs şu an cumhurbaşkanlığı yapan şahıs… Bu Mehdi gelmiş olmakla bize kıyametin yaklaştığını haber vermiş oluyor. Lakin kıyamet kopmadan önce kaosa dönmüş olan yaşamları İslam çevresine toplayarak hizaya sokacak. Bu işi tamamlar tamamlamaz geldiği ahirete intikal edecek.
Dünyada şu anda dört binden fazla din olduğuna göre, o dinlerin mensuplarını İslam etrafında birleştirmek biraz masraflı olabilir. O kadar çok parası var mı ki?
Üstelik o dört bini aşkın dinin her birinde, birbirlerine nispet edercesine kendi mehdilerinin kıyamet öncesinde dünyaya inerek kaos yaşayan insanları kendi dinleri etrafında birleştireceği söylenmekte… Bizim mehdinin işi biraz zor olacak galiba!
Çinlilerin nüfusu malum, adamlar dünya nüfusunun yarısı kadar varlar. Onların inancına göre kıyamet öncesi dönecek olan mehdi Konfüçyüs’müş. Bence mehdiler içinde en şanslısı Konfüşyüs, ne de olsa dünya nüfusunun yarısı zaten kafada, uğraşacağı öbür yarısı. Oysa bizim mehdi neredeyse dünya nüfusunun hepsiyle uğraşacak, işi çok zor…
Bir de şu İnkaların mehdileri ilginç. Bunların mehdileri “Güneşin Oğulları” adını verdikleri üç kardeş… Üç kardeş kıyametten önce dünyaya dönüp insanları inka yapacaklar. Ama bugün dünyada hiç inka kalmadı ki. Dünyadan yok edildiler.
Bu gün dünya medeniyetini avuçlarında tutan Hristiyanlar da tutturmuşlar, illa ki bizim İsa peygamberimiz mesih olarak (onlar bizim mehdiye mesih diyorlar) dönecek diyorlar.
Yahudiler ise “olmaaaz” diyorlar, illaki “Davud peygamber maşiyah olarak dönecek. (onlar da bizim mehdinin adını İbranice maşiyah koymuş)
Yunanlıların “Hristos” undan bahsetmiyorum bile, ne de olsa nüfusları çok az olduğu için şansları çok zayıf.
Bence dört bin küsur mehdi aynı anda dönecek ve aralarında boks turnuvası düzenleyerek bir şampiyon belirleyecekler. Dünyadaki herkes de şampiyon olan mehdinin etrafında toplaşacak. Bizim mehdi bokstan pek anlamaz, üstelik altmış küsur yaşına gelmiş bir ihtiyar. Şansı hiç olmaz…
*ONDAN SONRA
Dünyayı kaplayacak bir kaosun oluşması durumunda uhrevi bir kurtarıcının çıkıp bu kaosu çözmesini bekleyecek kadar aciz mi bu insanoğlu? Öyleyse çok beklerler, asla böyle bir özel görevli zat gelmeyecektir!
Ey insanlar! Sizin sizden başka bir kurtarıcınız yoktur. Akıllı olun biraz, şu illaki birilerinin eteğine yapışmak huyunuzdan vaz geçin. Gerçek özgürlüğünüze kavuşabilmek için bu olumsuz tavrınızı değiştirmeniz, kendi kendinizi mutlaka aşmanız şart! Bir başka çözüm asla yoktur!
*ONDAN SONRA
3 ARALIK DÜNYA ENGELLİLER FARKINDALIK GÜNÜ
Bir kız kardeşim var 46 yaşında, bir de annem var 78 yaşında. Kız kardeşim % 100 engelli. Annemin de onun da hiçbir geliri yok. Ben ve kardeşlerim bakıyoruz ikisine de. Kardeşime devlet engelli maaşı bağlamıştı, cüzi bir şey, ama işe yarıyordu. En azından altının bezini filan alıyorduk. Sonra devlet bu yardımı kesti. Nedeni ise, denetlemeye geldiklerinde lüks bir evde yaşadıklarını, bu maaşa ihtiyaçları olmayacağı idi. Evin bana ait olduğunu, onları yanımda bakıma muhtaç oldukları için barındırdığımı anlatamadım. Devletimin cnı sağ olsun, ben anneme de; kardeşime de evvelallah devlete minnet etmeden bakıyorum.
Ama ya bu yardıma ihtiyacı çokj olup da yardım kesilenler ne yapsın. Nasıl baksınlar muhtaç çocuklarına?
Buna ilişkin bir olayı olayı basından alıntı ile aktarayım:
Mersin’in merkez Akdeniz ilçesi Gündoğdu Mahallesi’nde yaşayan 12 çocuklu Mehmet ve Zernişan Çelik çiftinin 3 erkek çocuğu, doğuştan zihinsel engelli olarak dünyaya geldi. Aile, yaşları 20 ila 26 arasında değişen Sedat, Servet ve Vedat Çelik kardeşlerden ikisi için Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nden 4 yıl önce engelli maaşı almaya başladı. Ancak, ödenen engelli maaşı yaklaşık 4 ay önce kesildi. Çocuklarının engelli maaşının kesilmesine tepki gösteren aile, yetkililerden yardım istedi. SGK emeklisi baba Mehmet Çelik, zihinsel engelli çocukları Sedat (26) ve Servet’e (24) ödenen engelli maaşı ile sosyal güvencelerinin 4 ay önce kesildiğini belirterek, "Bu nedenle çok zor durumdayız. Sosyal güvenceleri de kaldırıldığı için çocukların kullandığı ilaçları alamıyoruz. Kurum yetkilileriyle bu konuda yaptığımız görüşmelerde bize, ’gidin dava açın’ dediler. Biz de bunun üzerine dava açtık ve halen devam ediyor. Çocuklar ilaç almadığı için annelerine ve kız kardeşlerine saldırıyorlar. Ergenlik çağında olduklarından kardeşlerini taciz ediyorlar" dedi.
3 çocuğunun da yüzde 98 oranında engelli olduğunu kaydeden baba, "Neticede üçü de bizim çocuğumuz. Atacak halimiz yok. Geçmişte yaptığım işlerden zarar ettiğimden dolayı borç içindeyim. Defalarca kuruma başvurmamıza rağmen bir sonuç alamadık" diye konuştu. Kurumun, üzerine kayıtlı bulunan araçlardan dolayı engelli maaşını kestiğini ileri süren Mehmet Çelik, şöyle devam etti: "Üzerime kayıtlı bulunan araçlardan biri çalındı. Bunu emniyet kanalıyla belgelendirdik. Araç ortada yok, elimde bir tek sac plakası ile ruhsatı var. Plaka ile ruhsatın bir geliri yok. Diğer aracım ise icradan dolayı bağlı ve bu ay satıldı. Bunun yanında bir yığın borcum var. Ama benim derdim borcum değil. Benim derdim çocuklarımın maaşının bağlanması ve bir an önce onların ilaçlarını alabilmek. Çünkü gerçekten çok sıkıntı çekiyoruz. Annelerini ve kız kardeşlerini taciz ediyorlar."
Anne Zernişan Çelik ise 3 engelli çocuk ile evde zor günler yaşadığını dile getirerek, "İlaçlarını alamıyoruz. Bu yüzden çok agresif oluyorlar. Bana ve kız kardeşlerine saldırıyorlar. Bazen de bizleri taciz ediyorlar. Yetkililerin bu konuda yardımını bekliyoruz" ifadelerini kullandı.
Öte yandan Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü yetkilileri, ailenin engelli maaşının kesildiğini doğrulayarak, tekrar dilekçe ile müracaat edebileceklerini belirtti. Yetkililer, ailenin bu duruma bir kez dilekçe ile itiraz etme haklarının bulunduğunu, sonuç alınamadığı takdirde ise idari yönden mahkemeye başvurabileceklerini bildirdi.Herkese engelsiz bir hafta diliyorum…
ONDAN SONRA Yazısına Yorum Yap
"ONDAN SONRA" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
5 Aralık 2016 Pazartesi 15:35:34
Engelli insanlara acıma ve merhamet duygusuyla bakmaktan ziyade onlara sevgiyle yaklasıp diğer insanlardan hiçbir farkının olmadığını hissettirmek bize düşen görevlerden biri bana göre..Keşke herkes senin gibi olabilse Nurten teyzem.:) Fakat gerçekten şu engelli maaşları konusunda ciddi bir düzenleme yapılmalı.İnternette okumuştum o kadar çok şart varki küçücük bir yardım için.Adeta kimse yararlanmasın diye yapılmış gibi..
Allah herkesin yardımcısı olsun.