- 630 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
MEÇHUL SEVDA
Artık duygularına kilit vurulmuş kocaman adamların,ulu orta ağlamalarını duymak istemiyorum.Oysa hangi yana bakarsak aklımızı başımıza devşirecek yeni ve yenilikçi AŞKLAR bulabileceğimizin farkında değiliz belki.Korkularımızın ardındaki duvar diplerinde,miskinleşmenin yeminini ediyorduk kendimize.Bir serabın ardında suskunluğu yakasına yafta edilmiş birine dokunamamanın derin sancısıyla tutuşuyorduk.Canımızı acıtanların seyrine daldığımız gecelerde,sanki kendimize bir daha dönmemeye yemin ederiz.Acıları en derinimizde kalsın diye kanattığımız yeni yanlarımız,çocukça bakışlar eşliğinde,bu güne kadar duyulmamış şarkılar okuyordu.Yeminler ediyorduk,gökyüzünün göğsüne çaputlar bağlıyorduk ve adaklar adıyorduk sunulmuş bir cam şarabı sevgilinin gözlerinde içmek adına.Kimse bilmedi oysa duaların ve yalvarmaların reddedildiği bu coğrafyada,sakallarımın merhametiyle şakalaşıyordum. En son kertede başvuracağımız bir adresimiz vardı.Hele SEN sevgili,hele GÖLGEN,hele AŞK MAKAMINDAKİ GÜLÜŞÜN,bastırabileceğim acı ve hasretlerimin ardındaki tek şen-şakrak kelam.
Seni anlatıyorum sınırların dışında kalmış aşklara,
Bir günahkarın dualarında gizleniyorum yine.
Sözlerimi bataklıklarda kaybettim sen gidince
Sen gidince acıların takibinde kalıyorum.
Gölgemin üstündeki çiziklerini öpüyorum
Anısı beni yaralamayacak gülüşler arıyordum…
Gölgenin AŞK’ı mı,AŞK’ın gölgesi midir hüznüme dokunan bilmiyorum.Vazgeçilmez bir sevdayla,çıkarsamaların sonrasında arda kalanları seviyorum ben.Karanlığın kokusu var boğazımda senden sonra.Senden sonra gölgemin adını AŞK koydumsa,mahkeme tutanaklarında adıma İLLEGAL dediler.Oysa ben,baldıranlar ve çıyanlar arasında bulup beslediğim aşkımı KAMU’ya açmıştım.Gizli saklısı yoktu gülüşünün ardındaki gizemin.Ama bunu hangi çağın kelimeleri ile bunu anlatırım bilmem.Bakışını astığım evimin duvarlarında pusu kuruyordu yalnızlık denilen lanetli cümle.Her defasında,savaşların içindeki kırgın yüzümü topluyordum,bir seher vakti avuçlarına sunmak için.Çılgınlığımın ardında sinsice saklanan şifrelerimi çözmek adına sevişiyorum adınla.Toprak,ateş,kan ve kin sonu olmayan bir denizin orta yerinde duruyor.Adını ezberletiyorum gözleri kederle döllenmiş adamalara.Serseri bir romanın kahramanı gibi susadıkça sevdana sarılmak gibi bir deliliğin tarafıyım.
Değmesin bu deniz tenime,
Kirlenmişliğime alkışlar tutuyordu zira.
Adınla temizlenmiş ismim,
Tanrıların sofrasına konuk oluyordu.
Değmesin bu rüzgar saçlarıma,
Buluğa ermiş çocukları vurdular serinliğinde zira
Şarkını dinlemenin zevkinde ağlıyorum
En mahir kadınların merhametindeyim…
Sonsuz bir AŞK’ın öcünü alıyor yıldızlar benim adıma.Keyfime kafi gelen bir dokunuşunun uçurumlarında izine rastlıyorum.Kızgınlıkla yazılmış hikayemin orta yerinde duran gölgenin peşinden yol alacak takatımı sende bıraktım.Gökyüzünün ırzını koruyamadığı çağların hesabını vermeye yeminli oluşunu anlayamıyorum.Sana alışmış olmayı HÜSRAN diye tanımlayanlar,dökülüyor bir bir tanrının rahminden.