- 603 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SAĞ OL NOEL BABA!
“Düşünmek düşündüğünü söylemekle başlar. Özgürlük budur. Düşündüğünü söylersen, söyleyebilirsen özgürsündür.”
Ülkede değişmeyen onca şeylerden biri de doğru sözlü düzgün ahlaklı erdemli insanların dokuz köyden kovuluyor olmalarıdır ata sözünde olduğu gibi. Hatta bırakın artık köyden köye kovulmayı memleketten sürgün ediliyorlar hanidir Bu bile yetmiyor bazen.
Bir fırsatını bulup ülkenin başındakinin karşısına çıkıp “Enflasyon çok yüksek aldığımız ücret belli geçinemiyoruz. Anamız ağlıyor!” diyen namuslu bir vatandaşa verdiği yanıt ise ana-evladın ayrılamaz bir bütün olduğunun resmi dilini oluşturuyor “Ananı da al git!”
Ahh! Annem olsaydı bir gün bile durmazdım ya..
Ne yaparım bir başıma gurbet ellerde ben. Aslına bakarsanız Kamalettin Kani KAMU’nun ölesiye sevdiğim sözlerinin yer aldığı bu beste yüreğimin sesi olmuştur her zaman.
Gurbet o kadar acı ki ne varsa içimde
Hepsi bana yabancı, hepsi başka biçimde
Ne bir arzum ne emelim, yaralanmış bir elim
Ben gurbette değilim, gurbet benim içimde
Kişiliğimin mihenk taşlarını oluşturan dürüstlüğüm açık sözlülüğüm cesaretim içtenliğim korkusuzluğum ve onca sivri dilime karşın çok fazla itelenip kakıldığımı söylemesem de bu durumumdan dolayı her yerde her zaman pek makbul biri olmadığımı söyleyebilirim.
Bunun ilk adresi Edebiyat Defteri. Bu sert ve iddialı çıkışlarımın rahatsızlık verdiğinin farkındayım. Gerçi bu özelliklerimi çok iyi bilip takdir enlerde çıkmıyor değil tabi. Yine de istisnalar kaideyi bozmuyor.
Kendimi bildim bileli topluma hep ters düşmüşümdür bu nedenle de. Gerçi en ağır işkencelere götürseler bile düşündüklerimin savunduklarımın doğru bilip inandıklarımın ardından gitmekten bir an bile vazgeçmem.
Yazdıklarımda söylediklerimde eylemlerimde etrafa karşı zarif kibar hoş görülü tevekkülü iyi niyetli İMİŞ gibi görünüp içimde bambaşka ben’ler yaşatmam asla!
Kitap okumaktan çok daha fazla içimi okumaya çalışırım. Dinlemekten çok nerede ne söylemem gerektiğini düşünürüm.
Her şey kitaplarda yazmaz. Herkes bir kitaptır başlı başına oysa. Nasıl ki tarihçiler tarihi kendi işlerine geldiği gibi farklı şekilde kaleme almış ve alıyor iseler kitaplar da okuyucunun kendi ruh mantık algı doğrultusunda yol alır.
Bu yıl Tüyap Kitap Fuarı yine çok kalabalıkmış ulaşımın zorluğuna rağmen. Okur sayısının yükseldiği gözlenmiş.
Tuhaf şeyler hiç bitmiyor ülkede. Zıtlıklar tümen tümen.
Okuma oranı her geçen gün artarken insan kalitesi ise katlanarak düşüyor her nedense.
Okumakta bir işe yaramıyor demek ki niyet güzel gönül güzel ruh güzel ve özün sağlam olmazsa.
Ellerde telefonlar caddede müzisyenler kaldırımda çiçekçiler yüzlerde bilinmez ne tür gülücükler
yürür insan selinin içinde sayısız insancıklar…
İnsanları ağlatmak kolaydır hele ki arabesk kökenli bir millet olan bu toplumu.
Yıllar öncesinden başlamıştı akıl almaz duygu sömürüsü kadın-çocuk tv programlarında ana haber bültenlerinde. Yokluk yoksulluk ve akla gelmeyecek çeşitli engellerini kullanıp minicik çocuklara boncuk boncuk göz yaşı döktürüp yardım dilemek ve avuç açmak. Ta ki bu iktidarın toplumu bedavacılığa alıştırıp onurunu böylesine ayaklar altına almasına canla başla uğraşana kadar.
Bakmayın siz öyle memnun mesut gülen sahte yüzlere. Bu toplum koskoca adamların üç genç fidanı sehpaya götürdüklerinde unuttu gülmeyi farkında olmasalar da.
Yaşamın olanca sorumluluğunu omuzlamanın yanı sıra bir de toplumun sorunlarını kendine meslek edinmiş bir kadın düşünün ki; annesini ölüm yatağında bırakıp çam ormanlarının kıyımına dur! demeye koşarsa. Tek evladının mezuniyet gününü bırakıp Edincik de bir fabrikanın zehirli atığını protesto için yollara düşerse.
Şiddetli kar yağışı nedeniyle okulların tatil edildiğini düşünmeden şehrin öteki ucuna Tiyatro gösterimine giderse her şeyi unutup ve daha bin bir çeşit özveriyle.
Dahası başta aile bireyleri olmak kaydıyla hiç kimseden ne bir ricada bulunmuş ne de bir kimseye bir teşekkür borcu olmamışsa.
Ve bütün bunları sanal alemin sitelerin bilinmez görünmez sahte arka yüzünde değil; Kare kare fotoğraf belge yazılı ve görsel görüntülerle yazıp çizmiş ve eyleme dönüştürmüşse yaşadığı hayatta. Boyunca kitap okumasa da olur.
Vazgeçme!
Yitirme umudunu eskici
Eskimeye yüz tutmuş torbandaki erdemlere
Çıkmasa da alıcı
Sen dolaş yine sabırla sokak sokak
Alıcısı bulunan onca çirkinliklere inat!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.